Demem o ki, mangallar dolu kül, nefesler kuvvetli, üfleyen üfleyene…
Mangal bir yanda dursun, külhânda bile kül bırakmayanlar virüsleri bile rahatsız etmiş olacakki, nefesleri kesecek bir bulaş mekanizması geliştirdi diyeceğim neredeyse…
“Ağzı olan konuşuyor” lafına diyecek yok tabi, ancak Allah’ın verdiği nefesi laklaka ve boş lakırdı içün tüketmeyi kastediyorum.
Nefesini boşa tüketen, yirmidört saatini ceviz kabuğunu doldurmayan kof mevzûlarla geçiren, az iş çok laf üreten boş gezenin kalfalığı ile yetinenlerin sayısı hiç de azımsanmayacak kadar değil mi sizce de !
Adam olmadan adam sınıfına girmeye çalışan, boş teneke gibi tıngırdayan, azını çok, aklını tok gösteren, altın suyuna batırılmış tenekeleri kuyumcu edası ile satan pazarcılar cirit atmıyor mu çevrenizde…
Bakkaldan satın aldığı icâzetnâmeyi çerçeveletip duvara asanlara inanan yok mu semtinizde ?
Ya da her göze uygun sürme çekme sertifikası olanlar, damdan dama atlayanlar, daldan dala uçanlar….
★★★
Kimi hayatı hayrat olarak yaşar, kimi hayrat arayan, kimi hoyrat…
Kimi var Allah içün dost, kimi de ayıdan çıkarmaya çabalar post…
Üreten muktediri taşlayan muhalifler de olmasa diyeceğim ama, her kişi, yaparmış bildiği işi.doğası her ne ise…
Gizli ajandasız, ivazsız, garazsız, umarsız, çıkarsız bir çift dosdoğru lâf duymak istiyor gönül.
İyiliği ve iyileri, hayrı ve hayırda yarışanları, şahsi menfaati terkiye atmışları, az laf çok iş üretenleri, kalıbının adamı olanları görmek istiyor gözler…
Her toprağa her tohum da ekilmiyor ne yazıkki !
Ham meyve kekrektir…ham ervahdan asla tiryak çıkmaz…
★★★
Ve demem o ki; hani, ilkeli olmalı insan, “ya hayır söylemeli ya susmalı” …”hayırda yarışmayacaksa, fitne-fücur ve muzır işlerle uğraşma dürtüsüne teslim olacaksa, oturduğu yerde oturmalı, kalkmamalı”…”bu rahmet ayında kendiyle yüzleşmeli, yaşadığı ömrünün muhasebesini yapmalı”…”kötülükten vazgeçmenin bile bir iyilik olduğunu idrak etmeli”…”insana, canlı ve cansıza içten gelerek hürmet etmeyi denemeli”…”yolcuya, garip-gurebaya el uzatmalı”…fukarayı görmeli gözetmeli”…”yetimlerin en azından başını okşamalı”…”selamı yaygınlaştırabilmeli”…”lokmasını paylaşabilmeli”…”empati yapmalı, diger-kâmlığa kendini alıştırmalı”…”lisanından kötü sözü, gönlünden şeytani düşünceleri, kibri, gösterişi, kıskançlığı, yalanı, ikiyüzlülüğü…kovmalı, yahut en azından kovmayı denemeli”…”ülkesine, azîz milletine, insana hizmeti gündeminden çıkarmamalı, halka (yaratılmışa) hizmetin Hakk’a hizmet olduğu idrakiyle yaşamalı”…vesselâm.
Rahmet, mağfiref ve bereket ayı Ramazan-ı Şerif’iniz mübârek olsun.
Prof.Dr.Suat KIYAK
Yazarın Tüm Yazılarını Görmek İçin TIKLAYINIZ
GÜNDEM
7 gün önceGÜNDEM
9 gün önceELAZIĞ
18 gün önceULUSAL
23 gün önceGÜNDEM
24 gün önceELAZIĞ
28 gün önceULUSAL
12 Ekim 2024Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.