height="132" />
KEŞMİR VE ARAKAN MÜSLÜMANLARI

KEŞMİR VE ARAKAN MÜSLÜMANLARI

ABONE OL
Nis 2, 2021 15:51
KEŞMİR VE ARAKAN MÜSLÜMANLARI
0

BEĞENDİM

ABONE OL

Keşmir halkı, işgalin ve imkansızlıkların getirdiği sıkıntılar karşısında hayata tutunmaya çalışıyor.

Bu sorunları en yakından hissedenler arasında şüphesiz Keşmirli kadınlar var.

Hint işgalindeki Keşmir’in Şopyan ilçesine bağlı ormanlık alanda yer alan Zirkan köyünde kış oldukça ağır geçiyor. Karın kapladığı bölgede yaşayan kadınlardan biri, 32 yaşındaki Ahtar Can.

Dördüncü çocuğuna hamile olan Ahtar Can’ın, doğum sancıları arttıkça, en yakındaki hastaneye nasıl ulaşacağına dair düşünceleri de karamsar bir hal aldı.

Ailesinin ve komşularının da yardımıyla Ahtar Can, bir gece vakti 7 kilometrelik bir yolculukla, derme çatma bir sedyenin üzerinde, hastaneye götürülebildi. Sancılara dayanamayan Can, doğumu yolda yapmak zorunda kaldı.

El Cezire’ye konuşan Can “Öleceğimi düşündüm. Eve kucağımda bir çocukla dönüp dönemeyeceğimden emin değildim.” ifadelerini kullanıyor. Çocuğuna İşfak adını veren Can, bölgede temel insani gereksinimlerden mahrum halde yaşayan çok sayıda Keşmirliden yalnızca biri.

Hastanede altı gün kalan Can ve ailesi, daha sonra kiraladıkları bir araçla, köylerinin 5 kilometre yakınına kadar gidebildiler.

Buradan sonra, tekrar yürümek zorunda kaldılar. Can “Yürüyecek durumda değildim ama başka bir seçeneğim de yoktu.” şeklinde ifade ediyor durumunu. Can’ın komşusu olan 28 yaşındaki Zeytune Begüm ise şunları söyledi:

“Bizim gibi kadınların, böyle ücra bölgelerde yaşamasının zorlukları bunlar, ve bu kimsenin umrunda da değil. Hastaneye erişmek oldukça zor. Bir yaşlı veya çocuk hastalanırsa, bu herkes için çok stresli bir şey oluyor.”

Özellikle kış aylarında, kırsal bölgelerde yaşayan Keşmirliler için, temel sağlık hizmetlerine ulaşmak bile büyük bir problem halini alabiliyor. Hindistan genelinde yaklaşık olarak her 2 bin insana bir doktor düşerken, bu oran Keşmir’de 3 bin 866 insana bir doktor.

Dünya Sağlık Örgütü, ortalama bir sağlık hizmetinin görülmesi için her bin kişiye bir doktor düşmesi gerektiği görüşünde.

Bölge üzerine çalışmalar yürüten araştırmacılar, Keşmir’de kadınların doğum sırasında ölümlerine oldukça sık rastlandığı ve durumun endişe verici olduğu bilgisini paylaşıyor.

Araştırmacılardan Sobia Can, 2009-2018 arasında hamile 27 kadının hastane yolunda, 52’sinin ise evlerinde doğum yaptıkları sırada hayata gözlerini yumduğu ifade etti. Kayda geçmeyen ölümlerle birlikte bu rakamların korkutucu boyutlara ulaştığı düşünülüyor.

Hindistan işgali altındaki bölgede sivil halkın yaşadığı sıkıntılar zamanla artarak devam ediyor.

 

Bangladeş ise 2-3 bin Arakanlı Müslümanı daha Bengal Körfezi’ndeki adaya götüreceğini açıkladı.

İnsan hakları gruplarının adanın fırtına ve sel riski nedeniyle yaşama elverişli olmadığını söylemelerine rağmen Reuters’e konuşan Tuğamiral Abdulah al Mamun Chowdhury, söz konusu göçmenlerin perşembe günü Chittgong limanına ertesi gün de Basan Çar adasında götürüleceğini belirtti.

Basan Çar adası 20 yıl önce deniz sularının çekilmesi ile ortaya çıktı ve en yakın liman olan Chittagong’a deniz yoluyla birkaç saat uzaklıkta bulunuyor. Bangladeş daha önce de 3 bin 500 kadar Arakanlı Müslümanı bu adaya taşımıştı.

Göçmenlerin hükümet izni olmadan adayı terk etmesine izin verilmiyor.

Chowdhury, “Geçen sefer 700 ila bin kişi için hazırlık yapmıştık ama bin 800’den fazla kişi adaya geçti. Daha önce adaya yerleşenler yakınlarını ve tanıdıklarını da oraya çağırıyor. Böylece daha fazla kişi adaya geçiyor,” ifadelerini kullandı.

Myanmar’dan kaçarak Bangladeş’e sığınan 1 milyondan fazla Arakanlı Müslüman sınıra yakın bölgede kurulan derme çatma kamplarda bir çok altyapıdan mahrum bir şekilde yaşıyor.

Bangladeşli yetkililer kamplardaki aşırı kalabalığın Cox’s Bazar’daki suç oranlarını artırdığını belirterek göçmenleri adaya taşımakta haklı olduklarını savunuyor.

Sel riskine karşı ise 12 kilometre boyunca inşa edilen 2 metrelik setin adayı koruyacağını savunuyor ve 100 bin kişi için hazırlanan konutun yanı sıra siklon müdahale merkezleri ve hastaneler kurulduğunu belirtiyor.

Hükümet ayrıca adaya taşınmanın gönüllülük esasına dayalı olduğunu belirtiyor fakat Aralık ayında götürülen ilk gruptan bazıları buna zorlandıklarını savunuyor bakalım ileriki günler bu mazlum Müslümanlara derman olabilecek mi ?

Görüşmek Dileğiyle …

AV. KEMAL ÇELEBİ

Yazarın Tüm Yazılarını Görmek İçin TIKLAYINIZ

Bu yazı yorumlara kapatılmıştır.

Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.