0

BEĞENDİM

ABONE OL

News

0

 

İlaç sektörü temmuz ayında açıklanacak yeni kur düzenlemesi ile belirlenecek ilaç fiyatlarını bekliyor. Kamuoyunda piyasada ilaç bulunmadığı , özellikle kronik hastalıklara ait ilaç temininde sıkıntı yaşandığı yönündeki duyumlar hastalar tarafından kaygıyla karşılanıyor.

İlaç tedarikinde sıkıntı var mı?

İlaçlar zamanında temin edilebiliyor mu?

İlaç katkı payları ne durumda?

 

Eczacılık sektörünün sorunları neler ? gibi bir çok soru yanıtını ararken, HARPUTTİMES Haber olarak konuyu Elazığ Eczacılar Odası  Başkanı M. Ulaş Güler ile konuştuk. İlaç sektöründe 2022 yılı Kasım ayında ciddi bir sıkıntı olduğunu ama mevcut durumda bir ilaç krizinden söz edilemeyeceğini ifade eden Güler, yaşanan sıkıntının hammaddesi yurtdışı kaynaklı ilaçların temininde olduğunu dile getirdi.

HASTALAR MUADİL İLAÇLARI GÖNÜL RAHATLIĞI İLE KULLANABİLİR

İlaç katkı paylarında ödenen rakamların da emekliler için % 10, çalışanlar için % 20 olduğunu ifade eden Güler, bu rakamın yıllardır aynı olduğunu dile getirdi. Güler şunları söyledi:

”İlaç fiyatlandırması ilaç kararnamesine istinaden yapılır. İlaç kararnamesi yıllık kur üzerinden yılda bir kez fiyat alıyordu bundan önce. Geçen yıl Sağlık Bakanlığı’nın yeni çalışmasıyla bu yıl iki kez düzenlenecek şekilde düzenlendi. Her yıl Şubat ve Temmuz aylarında bu güncelleme yapılacak. Bu güncelleme yapılmadan önce geçen yılki hızlı kur hareketlerinde Kasım ayında bir ilaç sıkıntısı yaşandı. O dönemde ciddi anlamda bulunamayan ilaçlar mevcuttu. Ama şu süreçte henüz böyle bir sıkıntı le getiremeyiz. Elbette konjonktürel olarak piyasada olmayan ilaçlar olabiliyor. Hastalarımızın bazen bulamadığı ilaçlar olabiliyor. Ama yoğun bir şekilde ilaç yokluğundan ilaçların az bulunduğundan bahsedemeyiz. Böyle bir sıkıntı söz konusu değil. Bazı ilaçların kendisi olmasa da eş değerleri piyasada oluyor. Ben özellikle hastalarımızdan bu eş değer ilaçlar konusunu gönül ferahlığı ile kullanmalarını istiyorum. Bunlar Sağlık Bakanlığı tarafından tüm analizleri yapılan içerikleri aynı, içindeki etken madde miktarları aynı olan bakanlık onaylı ilaçlardır. Bu ilaçları gönül ferahlığıyla kullanabilirler. Üstelik muadil ilaçlarda devletimiz tarafından teşvik edilen muadil ilaçlar da var.

MUADİL İLAÇLAR FİYAT FARKI ÖDEMESİ KONUSUNDA DAHA UYGUNDUR

Muadil ilaçlar biraz  ucuz olduğu için de hastalarımızın şikayet ettiği ilaç fiyat farkı konusunda da bir rahatlama sağlıyor. Maddi olarak onlar rahatlatacağı için bu konuda hastalarımızın içini ferah olarak muadil ilaç kullanmalarını öneriyorum. Boşu boşuna da ilaç fiyat farkı ödemesinler. Ama konjonktürel olarak bulunamayan ilaçlar olabilir. Biz eczacılar olarak  bu konuda çok titiz çaba sarf ediyoruz.  Özellikle kronik hastaların ilaçlarını ilaç piyasaya p çıkana kadar temin etmek konusunda arkadaşlarımız yoğun mesai harcıyorlar.

İLAÇ KATKI PATI UYGULAMASI UZUN YILLARDIR VAR OLAN BİR UYGULAMA

Çok çok uzun yıllardır,  kronik olmayan ilaçlarda emekliler %10 çalışanlar %20 katkı payı veriyorlar. Kronik hastalıklarda böyle bir şey yok. Zaten sürekli kullanılması gereken ilaçlarla ilgili doktor raporuyla alınan ilaçları devlet tamamen karşılıyor. Onun dışındaki kronik olmayan hastalıklarla ilgili böyle bir katkı payı uygulaması uzun bir süredir var. Bunun da çok ciddi sorunlar yarattığını düşünmüyorum. İlaç fiyatları fiyat farkları sorun yaratabilir ama bununla ilgili çözüm var. İlaçların ucuz eş değerini kullansınlar.

ECZACILIK SEKTÖRÜNÜ İŞSİZLİK  SORUNU BEKLİYOR

Eczacılık Fakültesi mezunlarının istihdam alanlarının kısıtlı olduğunu da ifade eden Eczacılar Oda Başkanı Ulaş Güler, devletin yeni istihdam alanı yaratacak projeler geliştirmesi gerektiğini dile getirdi. Yılda 3 bin civarında mezunu olan Eczacılık Fakültelerinden mezun olanların iş alanı bulma konusunda ciddi sıkıntılar yaşayabileceklerini de dile getiren Güler, devletin bu konuda yeni istihdam alanı yaratacak çalışmalar yapması gerektiğini söyledi. Güler sözlerine şöyle devam etti:

”Eczacılıkta önemli sorun istihdam sorunu. 61 tane eczacılık fakültesi var. 3 binin üzerinde mezun var. Her yıl ülkemizde  bu mezunlarımızın istihdam edilmesi için özellikle devletin bir program geliştirmesini talep ediyoruz. Eczacı istihdamı alanında özel çalışma yapılması  gerektiğini düşünüyoruz. Eczacının olması gerekiyor, ama olmadığı alanlar görüyoruz. Bu alanlarda eczacı istihdamın açılması gerektiğini düşünüyoruz. Genç meslektaşlarımız halka sağlık sunmak için ağır bir eğitim sisteminden geçiyorlar, ama bu sağlık hizmetini sunabilecek bir alan bulamıyorlar. Bu konuda kamunun  biraz daha taşın altına elini koymasını talep ediyoruz.”

TOPLU OLARAK BULUNULAN YERLERDE İŞ ALANI OLUŞTURULMALIDIR

Tıpta Uzmanlık Sınavı gibi, eczacılıkta uzmanlık sınavı da var. Fito Farmasi dediğimiz bitkilerle tedavi yöntemlerine ait ilaçların geliştirilmesi ile ilgili klinik eczacılık anlamında bir uzmanlık sınavımız var. Burada uzmanlığa giren meslektaşlarımız uzman eczacı olarak kliniklerde, hastanelerde Fito Farmasi konusunda çalışabiliyorlar. Toplu olarak bulunan yerlerde cezaevleri gibi, yatılı okullar gibi  hastaların ilaç tüketimleri konusunda eczacıya İhtiyaç olan yerler de var.  Bu alanlarda eczacının bulunması gerekir. Bu alanları çok çeşitlendirebiliriz. Alan çok geniş, bu tarz yerlerde eczacı istihdamının artması gerekiyor.