05 Ekim 2024 Cumartesi
Haydi Gakkoş Bu Sene Bizim Sene
100 Yıllık Bir Fotoğraftan İzmir’in Kurtuluşu’nun Elazığ’daki Yansımalarına Bakış
Ukrayna Üzerinden Derin Avrasyacı-Atlantikçi Çatışması
2023-2024 Eğitim Öğretim İstatistikleri Açıklandı
İngilizlerin Kıbrıs Tuzağı
ELAZIĞSPOR
Aile hekimlerinin iş yükü, Sağlık Bakanı Kemal Memişoğlu’nun yaptığı yeni düzenlemelerle daha da artmış durumda, bu da hekimler arasında ciddi bir rahatsızlık yaratıyor.
Hekim Birliği tarafından yapılan açıklamaya göre, Memişoğlu’nun göreve geldikten sonra “hasta memnuniyeti” önceliğini vurgulaması olumlu bir adım gibi görünse de, uygulamada aile hekimlerinin iş yükünü artıran ve maaş veya ek ödemelerinde kesintiler öngören düzenlemeler ciddi bir sorun haline geldi.
Özellikle Koruyucu Sağlık Hizmetleri‘nin güçlendirilmesi gerektiğini söylemesine rağmen, bu hizmetlerin sunulmasını zorlaştıran uygulamalarla hekimlerin daha fazla hasta bakmasına neden olacak düzenlemelerin devreye alınması eleştiriliyor. Hekimler, bu durumun hastaların tedavi süreçlerini olumsuz etkilediğini ve sağlık sistemindeki sorunların çözümüne katkı sunmadığını ifade ediyor.
Açıklamada, aile hekimlerinin maaşlarında veya ek ödemelerindeki kesintilerin bir tür “mobbing” olarak nitelendirildiği ve bu tür kesintilerin sağlık sistemine uzun vadeli bir fayda sağlamayacağı belirtiliyor. Ayrıca, yönetmelik taslağındaki formülün eksik ve yanlış kullanıldığına dikkat çekilerek, bu durumun da düzenlemelerin ne derece hatalı olduğunu gösterdiği vurgulanıyor.
Sonuç olarak, hem hekimlerin hem de hastaların memnuniyetinin sağlanması için daha çözüm odaklı ve iş yükünü hafifleten bir yaklaşımın benimsenmesi gerektiği ifade ediliyor.
Birlik Sağlık Sen Genel Başkanı Ahmet Doğruyol’un İzmir Atatürk Eğitim ve Araştırma Hastanesi’ndeki tomografi cihazının atıl çalışır durumda beklemesine yönelik eleştirisi, sağlık sektöründeki tasarruf politikalarının hasta hizmetlerine olan patlama olasılığını sunuyor.
Yaklaşık 300 bin dolarlık (10 milyon TL) tomografi cihazı 55-60 bin dolarlık (yaklaşık 2 milyon TL) tüpü bittiği için atıl durumda. Yaklaşık bir aydır hizmet veremeyen tomografi cihazından dolayı yüzlerce hasta mağdur
Doğruyol, bu bahşiş tasarrufunun kamu sağlığına zararını savunarak, 10 milyon TL değerindeki bir cihazın küçük bir parça eksiği nedeniyle kullanılmamasının anlamsız olduğunu vurguluyor. Ayrıca hastane yerine özel ticari tomografi merkezlerine yönlendirme yapılmasının maliyet açısından mantıksal olmadığını belirtiyor. Kamu hastanelerinin mevcut cihazlarını en verimli şekilde kullanması, hastaların saklanacağı gibi, kamu bütçesi açısından da daha sürdürülebilir bir çözüm olacaktır.
Bu olay, sağlık sektöründe yapılan tasarrufların, özellikle kritik cihazların tıbbi söz konusu olduğunda ne kadar dikkatli ele alınmasının bir kez daha gözler önüne seriliyor.
Eğitim Sen, Öğretmenlik Mesleği Kanunu’na (ÖMK) yönelik eleştirilerini sürdürerek, bu kanunun eğitim bileşenlerinin görüşleri alınmadan hazırlandığını ve öğretmenlerin taleplerini göz ardı ettiğini belirtti.
Sendika, Millî Eğitim Bakanlığı’nın (MEB) itirazları dikkate almayarak, kanunun ilk 22 maddesinin tüm eleştirilere rağmen kabul edilmesini eleştirdi. Eğitim Sen’e göre, ÖMK öğretmenlerin ekonomik, sosyal ve mesleki sorunlarına çözüm üretmiyor, aksine meslek itibarını zayıflatıyor ve çalışanlar arasında eşitsizliği derinleştiriyor.
Sendika, kanunda uzman öğretmen ve başöğretmen unvanları gibi ayrımları kabul etmediklerini vurgularken, öğretmenlerin kıdem yılına göre ücretlendirilmesi gerektiğini savunuyor. Ayrıca, sözleşmeli ve ücretli öğretmenlik gibi güvencesiz istihdam biçimlerinin yaygınlaştırılmasını eleştiriyor. Eğitim Sen, kanunun öğretmenlerin sosyal ve mesleki haklarını görmezden geldiğini, meslek güvencesi sağlamadığını ve öğretmen yetiştirme sisteminde ciddi bir gerilemeye yol açacağını ifade ediyor.
Öğretmenlerin mesleki gelişimlerinin sadece MEB tarafından belirlenen hazırlık eğitimine dayandırılmasını reddeden sendika, Milli Eğitim Akademisi’ni kabul etmeyeceklerini belirtiyor. Ayrıca, öğretmenlere yönelik disiplin hükümleri ile baskılanmak istemediklerini ve özel sektörde çalışan öğretmenlerin de ücretlerinin güvence altına alınmasını talep ediyorlar. Eğitim Sen, ILO ve UNESCO’nun “Öğretmenlerin Statüsü Tavsiyesi” belgesinin esas alınarak adil ve kapsayıcı bir meslek kanunu hazırlanması gerektiğini dile getiriyor.
CHP Parti Sözcüsü ve İzmir Milletvekili Deniz Yücel, İsrail-Lübnan savaşının Türkiye’ye olası yansımaları, özellikle yeni bir göçün geleceği konusunda beklentilere dikkat çeken açıklamalar yaptı.
Yücel, Türkiye’nin güneydoğu sınırlarında devam eden çatışmaların ve Lübnan’dan yaşanabilecek göçlerin, ekonomik sosyo-ekonomik dengelerin olumsuz yönde olacağını vurgulayarak, İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya’nın bu konuda kamuoyunu bilgilendirdiğini ifade etti.
Yücel, Türkiye’nin mülteci sorununa karşı zor durumda olduğunu belirterek, yeni bir göç dalgasının azalması, kira artışı, toplumsal düzenin yaşanması gibi sorunların daha da tetikleyebileceğini söyledi. “Sınırları kapatacağız, vatanı kurtaracağız ”kendin yap
Yücel’in ayrıca Türk Hava Yolları’nın İstanbul-Beyrut seferlerinin iptal edilmesine dikkat edilerek, ancak gelişmelerin göç endişelerinin artırıldığını dile getirdi. Meclis’e sunulan soru önerisinde, Lübnan’dan Türkiye’ye gelenlerin sayısı ve statüleri hakkında detaylı bilgi talep edildi. Göçmenlerin demografik yapısı ve çıkış yolları gibi konular hakkında sorular yönelen Yücel, göçmenlerin statüsü ve çalışma izinlerine ilişkin düzenleme yapılması halinde, bunun için Türkiye’nin mevcut mülteci sorunu daha da derinleştirilebileceği konusunda uyarılarda
Yücel’in soru önergesinde şu sorular yer aldı:
Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.