height="132" />
HAROĞLU KALESİ EFSANESİ: YOLCULUK-BURKAN

HAROĞLU KALESİ EFSANESİ: YOLCULUK-BURKAN

ABONE OL
Nis 2, 2021 22:03
HAROĞLU KALESİ EFSANESİ: YOLCULUK-BURKAN
0

BEĞENDİM

ABONE OL

Kral İşpuini kale’nin emniyetini sağladıktan sonra askerlerini alarak İzollu krallığına doğru yol almaya başlarlar. Oğlu Menua bu bölgenin emniyetini sağlamaktadır. İşpuini, dağlar ve tepeler tanrısı Arni’nin gösterdiği yoldan Fırat sahiline doğru ilerler. İşpuini beyaz atının bir çukura geldiğinde duraksadığını anlar. At ne yapılsa da bir türlü ilerlemez. Bunun tanrıların bir işareti olduğunu anlar. Gökyüzü birden kararır ve çok şiddetli bir yağmur başlar. İşpuini;  en iyi adamları Terdani, Tedci ve Kalifat’ a burada kamp yapmaları gerektiğini ve dağın yamacındaki mağara içerisinde bu geceyi geçireceklerini söyler. Mağarada cin tayfası da bulunmaktadır.

İşpuini cinlerle iletişim becerisine sahiptir. Cin padişahı ve adamları ile mağarada bulunmaktadırlar. Bu padişahın ismi Burkandır. Burkan iyi niyetli ve yardımsever bir cindir. Işık hızından olsa gerek mağarada İşpuini’nin yanında bitmiştir. İşpuini, Burkan’ı Tuşba köy baskınında kalkan tutarken görmüş kral Sarduri’nin yardımına koştuğuna çoğu kez şahit olmuştur. İşpuini’nin cinlerle iletişim sağlamasının nedeni annesinin ona hamileyken cin düğününde bulunmasından kaynaklanmaktadır. O; gençlik çağlarına geldiğinde annesi Şilda,  İşpuini’ye bu durumdan bahsetmiş, tesadüfen cin düğüne şahit olduğun ve cinlerin nikahını kıydığını, onlarında karnında ki bebeğin bizle iletişim sağlayabilmesine olanak vereceğiz diye hediye sunduklarını bildirmiştir.  İşpuini, mağarada süzülen suda gün ışığı ile yüzünü yıkarken suyun üzerinde Cinler padişahı Burkan’ın siluetini görür. Şaşırır ve soğuk terler döker. Burkan’a burada bulunma nedenini sorar. Burkan’da; Tuşba’dan beri olan biteni takip ettiklerini, bundan öncekilerin kaderin akışı, bundan sonrakiler ise senin iraden ön planda olacak diyerek tedbirli olmasını söyler. İşpuini; Burkan’dan bunu biraz daha açıklamasını ister. Burkan ise biz sadece yol gösteririz, kadere dahil olmayız diyerek reddedip ahalisi ile birlikte gözden kaybolur.

Ertesi gün güneşin ışımasıyla dışarıya çıkarlar. Yer gök parıl parıl parlamaktadır. İşpuini elini gökyüzüne kaldırır ve güneş tanrısına şükreder. Orada bulunan çiçeklerinde İşpuini’nin duasına eşlik ettiğini görürler. Böcekler, çiçekler ve mis gibi hava orayı bayram yerine döndürür. Birlik, mağaradan çıkarak tekrardan yola koyulur. Fırat’ın kıyısına gelen kervan ise dinlenmek için kalkan ve silahlarını koyar ve mızraklarla balık avlamaya koyulurlar. Bol miktarda Maya balığı ve kutsal balık Şabot tutarak karınlarını bir güzel doyururlar. Atlar, çayırlarda otlar, Fırat kaplumbağaları kıyıda şölen yaparcasına yumurtalarını toprağa bırakırlar. Her şey çok güzel gitmektedir.

Melitia’da hüküm süren Alhililerin ise bu bölgede ki baskınlarla kervanlara zorluklar yaşattıkları bilinmektedir. Bu nedenle yolculuğun bundan sonraki kısmında daha temkinli olunması gerekliliği hasıl olmuştur. Burkan’ın sözü de Argişti’nin kulağından hiç çıkmamaktadır. Kervanın yola çıktıklarından Haroğlu kalesinde adamları olan Alhililer’in haberi olmuş baskın için birliklerini toplamışlardır. Alhililer kralı’nın oğlu Hilarua, baskın için komutan Medica komutasında ki birliğini Fırat kıyısına doğru yönlendirir ve sazlıkların arasında gizlenirler. Fırat, her zaman ki gibi deli akmaktadır. İşpuini bu baskına karşı hazırlıklıdır. Kılıcı; tanrı Haldi tarafından kutsanmıştır. Esas birliğini tepenin arkasına konuçlandırıp öncü birliğini ön safa doğru yönlendirir. Sazlıkların içerisinde bir anormallik olduğunu sezmiştir. Sazlıkların arasına binicisi olmayan ancak binici gibi bağlanmış bir şekilde olan atını dört nala sazlıklara doğru sürerler. Çalıların arasından atılan mızrakla heybetli at, kan revan içerisinde yere yığılır. Atın acı acı kişnemesinden sazlıkta ki tüm kuşlar bir, bir havalanır. Medica ise, askerleriyle birlikte öncü birliğe doğru zaman kaybetmeden saldırıya geçerler. Artık çatışmada, kılıç ve kalkanların sesleri yeri göğü inletmektedir.  Öncü birlik, en iyi askerlerden oluşmaktadır. Terdani bu öncü birliğin başındadır. Önüne geleni kılıçtan geçirmeye, kellerini bir bir gövdelerinden ayırmaya devam etmekteyken, İşpuini ve adamları at arabalı birliklerle arkadan hızla kavuşarak cenge cansiperane katılırlar. Mızraklar, bıçaklar, tokmaklar havada uçuşmakta göz gözü görmemektedir.  Fırat’ın kıyısı cehennem vadisinden bir vadi olmuştur. Medica yenileceğini anlamış iki üç adamını da yanına alarak hızla oradan uzaklaşmıştır. İşpuini ise ilk baskında birçok adamını kaybetmiş olsa da, Alhililerin baskınını başarıyla savmıştır. Yolculuğun hiçte kolay olmadığı bu baskınla görülmüştür. Menua ise karşı kıyıda sallarını bekletmekte, baba İşpuini’nin geldiğini görünce sallarını karşı kıyıya doğru hızla yönlendirmiştir. İşpuini ve adamları emniyetle bu sallara binerek karşı kıyıya geçmiş, baba-oğul kılıçlarını havada birleştirerek üç kere askerleri ile birlikte “Tanrı Haldi kutsansın” diyerek zafer naraları atmış, oracıkta tanrılara kurban sunarak İzollu kalesine doğru yol almışlardır. Kale önünde bekleyen muhafızlar mızraklarını yere vurarak kral İşpuinin gelişini kutlamışlar ve Menua’ya babasının gelişi şerefine sunulmak üzere yaptırılmış olan bazalt bilekliği vermişlerdir. Menua da babasının önünde saygıyla eğilerek bazalt bilekliği Kral İşpuini’ye sunmuştur.

Sağlıcakla kalın.

Prof.Dr.İNANÇ ÖZGEN

Fırat Üniversitesi

Biyomühendislik Fakültesi Öğretim Üyesi

Yazarın Tüm Yazılarını Görmek İçin TIKLAYINIZ 

 

Bu yazı yorumlara kapatılmıştır.

Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.