0

BEĞENDİM

ABONE OL

News

0

Bilimler, kapitalist sistemde, patronun emrinde olsa da, akademi, yani şimdinin üniversitelerinde (!) se, insanlığın emrinde olması gerekir.

Üniversitelerde yasal mevzuat denetimi dışında, idari denetim dışında, ilmi serbestlik olması, bilimin tüm kendiliğinden nicel ve nitel yöntemlerinin, insanlık emrine verilmesi gerekir.

Özetle:

Psikoloji bilimi, milyonluk kitleleri konuşmaya henüz yetkili değildir…!

Bu konuda, kardeşi ve ikizi olan Sosyoloji, milyonları ve hatta demografik farklıkları göz ardı etmeksizin, tüm dünya canlılarını konuşmaya kendini hazırlamalıdır…

Tarihi bilenler, asırların başında durup, gezegenin tarihçesine baktıklarında, büyük ve çok büyük bir iddia olacaktır farkındayım ama şunu görmek ve tartışmak durumundayız:

Tarihin, büyük kavşaklarından birinde duruyoruz ve bu kavşağın bir iki veya üç dört beş çıkış yok…!

Pandeminin, bardağı taşırdığı, Merkantilizm sonrası dönemi, Kapitalist Dönem sandık…!

Marks’ın dahi -kaçınılmaz olarak- yanıldığı, emekçi sınıfların yönetiminin de bir idari kapitalizm olacağı idi…

İnsanlık tümden yanılmıştır. Kapitalist sandığımız 1839 – 1854 Fransa – İngiltere Endüstriyel Devrimleri sonrası, gerçekte bir Küresel Kapitalist Faşizm dönemi imiş…!

Artık, gezegenin bir yerinde üretilen cep telefonları, hepimizin almak için gizli veya açık, hayat gayemiz olmaya başlamıştır.

Kendi parasını kazanamayan milyonlar, yüzlerce insanın bir aylık temel gıda parasını, bir telefona, bir arabaya harcamaktadırlar.

Şehirlerin çarpık planlanması, gelişmiş ülkeler tarafından DESTEKLENMEKTEDİR…

Gelişmiş 12 ülke dışında, dünya ülkelerinin trafik sorunu, temiz içme suyu sorunu, temel beslenme yetersizliği, ilaç yetersizliği, bazı hastalıkların dünyanın belli bölgelerinde, adeta kazık çakmış gibi, Ebola bölgeleri, Çocuk Hastalıkları Bölgeleri, Yaşlılık Hastalıkları coğrafyaları oluşmuştur…

Dünya genelindeki, “Tam Bağımsız Anti Kapitalist” eylem grupları, organize sosyal yapılar, maalesef ki, gelişmiş 12 ülke dışında, marjinal görülmekte, memuriyetten men, sosyal ve ticari hatta dışlanma, medya eliyle itibarsızlaştırma yöntemleriyle, dışlanarak izole edilmektedir.

2021 yılının, 2020’den daha iyi olmasını beklemek bir “UMUTCULUK HASTALIĞI” olacaktır…

Ancak bu, daha kötü olacağı anlamına da, gelmemelidir…!

Komşusuyla, köydeki şehirdeki hemşehrisiyle ekmeğini, ilacını, suyunu ve kullanmadığı her cihazı, bilgisayarı, elbiseyi, ayakkabıyı paylaşan insanlık, sömüren İNSANLARIN HEGEMONYASINI yıkabilir..

Yıkmalıyız da…!

Ben ve Arkadaşlarım, bunun için çalışıyoruz ve çalışmaya da devam edeceğiz…

Bir çocuk masumluğunda özetlemek gerekirse:

Kula kulluk etmeyeceğiz…

Kahrolsun Kapitalizm…

Bir insana değil, bir grup insana değil, sadece insana değil…

Bu gezegenin tüm canlı cansızları için, ekolojik, tam bağımsız bir idealizme inanıyorum…

Bunun için çalışıyorduk, bunun için yaşamaya ve çalışmaya devam edeceğiz…

Saygımla