height="132" />
GEÇMİŞ OLSUN İZMİRİM

GEÇMİŞ OLSUN İZMİRİM

ABONE OL
Nis 2, 2021 12:58
GEÇMİŞ OLSUN İZMİRİM
0

BEĞENDİM

ABONE OL

Erzincan’da 13 Mart 1992 Ramazan ayı akşamı saat 19.08’de meydana gelen 6.8 şiddetinde depremi Keban İlçesinde yaşamıştık. Teravih vaktinde olan bu depreme namazda yakalanmış, hocanın ve cemaatin o anda secde de normalden uzun süre kalışını unutmuyor değilim.

Deprem sonrası; depremin şiddetiyle ilgili bilgi talebi doğrultusunda; İlçe merkezinde bulunan DSİ’ne ait sismoğraf aletine bakmak için babam ve rahmetli amcam Fuat Özgen ile deprem cihazına bakmaya gittik. Henüz depremin şiddeti açıklanmamıştı. Kağıt üzerindeki sismik oynamaları görünce babamın amcama, “Çok büyük deprem, Allah Milletimize Yardım Etsin” dediği dün gibi aklımda. Erzincan depremi 663 kişinin ölümüne yol açmasıyla sonuçları itibariyle yıkıcılığı üst düzeydeydi.

İzmit, Yalova depremine İzmir Narlıdere’de askerde yakalanmıştım. İstihkam bölüğünde gece vakti komutanlarımızın “Koğuş kalkın “ emriyle apar topar aşağı inişimiz ve komutanımızın deprem oldu sözü ile telefon kulübelerine koşuşan ve ağlaşan askerler dün gibi gözlerimin önünde. Ertesi gün komutanlarımızın çoğunun deprem bölgesine görevlendirmeleri de koskoca bölükte ayrı bir ayrıntıydı. Teyzem ve ailesinin yaşadıkları, günlerce evlerine girememeleri, bu depremin yıkıcılığının insan psikolojisindeki başka bir buhranıydı.

Mesleki hayatımın dönüm noktası olan Van ve çevresindeki büyük depremin arkadaşlarımız ve dostlarımız da yarattığı problemler ve kaldığımız evin hasarlı olarak yıkılması ayrı bir üzüntüydü.

Elazığ’da yaşamış olduğumuz ve yaraların taze olduğu ve şehirimizi adeta şantiyeye çeviren, halen birçok insanın konteynırlar da yaşamasına neden olan deprem, etkileri ve sonuçları itibariyle ayrı bir buhrandı. Neresinden bakarsak bakalım bu etkiler yıllar geçse de bitmeyecektir.

Hayatımın birçok noktasında önemli yeri olan (Eğitim/Askerlik) İzmir’in yaşamış olduğu bu büyük deprem bizleri derinden üzmüştür. Hem toprağın altındakiler ve hem de üstündekilerle çok değerli olan güzelim şehirde şu an insanların yaşamış olduğu tedirginliğin ne denli büyük olduğunu hissedebiliyoruz. Büyük depremin binalarda ki hasar tespitlerin sonuçlanmasıyla, büyük ihtiyaçların doğacağı muhakkaktır.

Virusun yıkıcı etkileri devam ederken böyle bir felaketin olması da ayrı bir sorun.

Ama halen şu hainliği yapan kişilerin içimizde olması da depremden çok daha büyük bir felaket:

· Şehrin kendine ait politik görüşü ve duruşuna, Allah cezalandırıyor diyerek haince yaklaşım sergileyen sahte müslümanlar.

· Leş üzerine konan akbabalar gibi önceki depremlerde olduğu üzere hırsızlık için bölgeye akın eden şerefsizler.

· Şehirde deprem sonrasında kira artışı yaparak, depremi ranta çevirmeye çalışan fırsatçılar

Bu olumsuzluklara rağmen devletin iktidarı ve muhalefeti ile her kademesiyle bölgede olması, sorunları çözme adına irade koyması bizleri umutlandıran önemli pırıltılar. Depremle yaşamaya alışıp, tedbirleri alma adına gayret göstermeliyiz.

Allah daha büyük felaketlerden milletimizi muhafaza eylesin.

Sağlıcakla kalın……………..

Prof.Dr.İNANÇ ÖZGEN

Fırat Üniversitesi

Biyomühendislik Fakültesi Öğretim Üyesi

Yazarın Tüm Yazılarını Görmek İçin TIKLAYINIZ

Bu yazı yorumlara kapatılmıştır.

Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.