21 Mayıs 2021 Cuma
Elazığ’da Ekmek Fiyatları Düşüyor mu?
100 Yıllık Bir Fotoğraftan İzmir’in Kurtuluşu’nun Elazığ’daki Yansımalarına Bakış
Ukrayna Üzerinden Derin Avrasyacı-Atlantikçi Çatışması
LGS Soru Kitapçıkları Erişime Açıldı
İngilizlerin Kıbrıs Tuzağı
ELAZIĞSPOR
KUDÜS İÇİN
Kudüs’te bir çocuğum ben uykuları bölünmüş
Ben ağlarım devrilir minareler, çöker kubbeler
Rüyalarımı çalmış çığlıklar, kurşunlarla örülmüş
Hangi ninni ile uyutsun bebekleri anneler
Hangi peygamber miras bıraktı bu zulmü
Hangi tövbe yıkar bu tahrif edilmiş imanı
Haykırsam ses verir mi bana tarihin hükmü
Başlasın yeniden Babil’e sürgün zamanı
Kalk ey Yavuz Selim bak Ömer’in izine
Selahaddin nurdan bir orduyla çıkıp gelsin
Petrol artığı zilleti vursun arsızın yüzüne
Yoksa utanması başına bir balyoz insin
Ümmetin yetimleri Gazze’de insanlığa tükürsün
İnerse Miraç’tan ne diyelim biz Nebi’ye
Gafletin kara ruhu secdelerde çürüsün
Sırtımdaki kurşunlar küfre sizden hediye
Utanın Abdulhamit’ten, utanın Fahrettin Paşa’dan
Bir veled-i zinanın peşinde tarihe saplandı hançer
Sizi de öldürür birgün elbet böyle yaşatan
İsa, Musa dirilsin Zeytindağı’nda kurulsun mahşer
Kudüs’te takati kesilmiş bir mazlumum
Siz mükellef sofralarınızda türküler söyleyin
Ben dünyanın ortasında kavgalara mahkumum
Siz altından saraylarda gönlünüzü eyleyin
Prof. Dr. Yüksel ARSLANTAŞ
Yazarın Tüm Yazılarını Görmek İçin TIKLAYINIZ
Doğdum doğalı yarıştayım sanki
Geceli gündüzlü koştum yorgunum
Dipsiz bir kuyuda telaştayım sanki
Tükendim, doldum taştım yorgunum
***
Menzile varılmaz akıştayım sanki
Dağları dolandım aştım yorgunum
Dinmeyen selde yağıştayım sanki
Hazanda soldum açtım yorgunum
***
Gece zifiri karanlık, düşteyim sanki
Rüyadan kabustan kaçtım yorgunum
Bitmeyen ayazda kıştayım sanki
Sönmeyen korda piştim yorgunum
***
Hazani kanatsız uçuştayım sanki
Sahrada serapta coştum yorgunum
Haramiyle cenkte vuruştayım sanki
İyiye, kötüye alıştım yorgunum
Prof. Dr. Yüksel ARSLANTAŞ
Yazarın Tüm Yazılarını Görmek İçin TIKLAYINIZ
GECENİN ARDI
Kuşlar
Kimi göğüs kafesimde atan yürek
Kimi göllerde yeşil başlı ördek
Kimi Ebrehe tepesinde ebabil
Kimi dikenli gül bağrında bülbül
Kimi kafeste muhabbet tellalı
Kimi uğursuz viranelere sevdalı
Kimi sadakat bestesinde şarkı
Kimi mavi göklerin göçebe aşkı
Kimi titreyen can şahin pençesinde
Kimi yuva yapar Hira tepesinde
Kimi dağların gerdanlı sedası
Kimi endamlı zerafet edası
Kimi dolanır sevdalı sularda
Kimi zamanda asılı duvarda
Kimi sürüsüyle durmaz uçar
Kimi bulutlara kanadın açar
Kimi binbir renkli nakışla bezeli
Kimi konuşur dilleri heceli
Kimi pencereye konar kış ortasında
Kimi lokma bekler aslan sofrasında
Kimi durmaz çalışır yuva telaşında
Kimi umudu bekler ziyaret taşında
Prof. Dr. Yüksel ARSLANTAŞ
Yazarın Tüm Yazılarını Görmek İçin TIKLAYINIZ
GECENİN ARDI
Çocukluğumda
Kar tanelerinde baharlar tomurcuklanırdı
Sevgiler tüterdi sobalarda çocukluğumda
Bir fidan sonsuza bin bir umutla uzanırdı
Huzur ışıldardı lambalarda çocukluğumda
Bir anne tebessümü gibi doğardı güneş
Aydınlık düşerdi gönüllere çocukluğumda
Şükür dolardı cüzdanlara hazinelere eş
Helal girerdi kursaklara çocukluğumda
Aynı bardaktan içerdik susadığımızda
Çeşmeler kurudu kaldı çocukluğumda
Aynı tabaktan yerdik acıktığımızda
Kaşıklar kırıldı kaldı çocukluğumda
Zerafet tüterdi cümle kapılarında
Kapı tokmakları kaldı çocukluğumda
Duygu alevlenirdi idare lambalarında
Muhtar çakmakları kaldı çocukluğumda
Biz büyüdük umutları geride bıraktık
Sevdalar mahkum kaldı çocukluğumda
Eski dostlukları kirli sularda bıraktık
Sohbetler mahzun kaldı çocukluğumda
Prof. Dr. Yüksel ARSLANTAŞ
Yazarın Tüm Yazılarını Görmek İçin TIKLAYINIZ
GECENİN ARDI
DİYEMEDİM
Bin yıldır zulmette bu yorgun yüreğim
Bir deli gömleğinde yaşıyorum diyemedim
Kainatın yükünü taşır gibi bedenim
Cellat ilmeğinde yaşıyorum diyemedim
Merhametli bir gülün özleminde sabah
Hicran zindanında yaşıyorum diyemedim
Keskin bir kılıç üstünde masum bir günah
Bir kan sevabında yaşıyorum diyemedim
Kıtmire öykünür kırgın, uykusuz yarınlarım
Üç yüz yıldır uyanık yaşıyorum diyemedim
Fırat, Dicle kurudu, susuz kaldı asırlarım
Nemrut korunda yaşıyorum diyemedim
Hazan hafif kalır, darmadağınık bir sükut
Nefes almadan yaşıyorum diyemedim
Tebessüm eskide kaldı, musallada tabut
Ölümü yormadan yaşıyorum diyemedim
Prof. Dr. YÜKSEL ARSLANTAŞ
Yazarın Tüm Yazılarını Görmek İçin TIKLAYINIZ
Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.