21 Aralık 2021 Salı
Ali Babacandan Çarpıcı Bir Açıklama Geldi..
100 Yıllık Bir Fotoğraftan İzmir’in Kurtuluşu’nun Elazığ’daki Yansımalarına Bakış
Ukrayna Üzerinden Derin Avrasyacı-Atlantikçi Çatışması
Elazığda “Aileye Umut, Topluma Hayat” Sloganıyla faaliyete Geçen O Merkez
İngilizlerin Kıbrıs Tuzağı
ELAZIĞSPOR
Eminim son günlerde hepimizin sık sık duyduğu rahatsızlıkların başında tükenmişlik sendromu gelmektedir.Stresli yaşamın da etkisiyle günümüz toplumunda görülme sıklığı giderek artan tükenmişlik sendromu, önemsenmesi ve mutlaka tedavi edilmesi gereken psikolojik bir sorundur. Genellikle yoğun ve stresli bir iş yaşantısı içerisinde bulunan kişilerde görülen tükenmişlik sendromunda başarısızlık hissi, enerji düşüklüğü, bireyin kendini yorgun ve bitkin hissetmesi gibi problemler baş gösterir. Bu sorunların şiddeti hastalığın şiddeti ile paralel olarak artmaya devam eder. Hastalık ani bir şekilde gelişmez, yavaş yavaş ve sinsi bir şekilde ilerleyerek belirti vermeye başlar. Bu nedenle hastalar ve yakınları genellikle hastalık belirli bir şiddete ulaşıncaya dek durumu önemsemez ve tedavi gerekliliği hissetmez. Sendromun ilerlemesi durumunda hastalık, kişiler için dayanılmaz ve başa çıkılmaz bir hale gelebilir, bazı kişilerin istemeden işini kaybetmesi ve sosyal çevrelerinden uzaklaşması gibi sonuçlara yol açabilir. Bu nedenle hastalık fark edildiği andan itibaren mutlaka tedavi sürecine başlanmalıdır. Tükenmişlik sendromu adı verilen psikolojik hastalık, 1974 yılında ilk olarak Herbert Freudenberger tarafından başarısızlık, yıpranmışlık, güç ve enerji düzeyinin azalması, tatmin edilmez isteklerin oluşması sonucunda bireyin içsel kaynaklarında oluşan tükenmişlik durumu olarak tanımlanmıştır. Hastalığın tanımlandığı dönemden bugüne dek sendroma ilişkin pek çok araştırma yapılmış ve hastalığın teşhisine yönelik olarak çeşitli tanı testleri geliştirilmiştir. Bu tanı testlerinden bir tanesi olan Maslach ölçeğini de geliştiren Christina Maslach tarafından ise hastalık “İş yaşantısı gereği yoğun duygusal taleplere maruz kalan ve devamlı olarak insanlarla yüz yüze olan bireylerde görülen fiziksel bitkinlik, uzun süren yorgunluk, çaresizlik ve umutsuzluk duygularının, yapılan işe, hayata ve diğer insanlara karşı olumsuz tutumlarla yansıması ile oluşan bir sendrom” olarak tanımlanmıştır. Tükenmişlik sendromu, Dünya Sağlık Örgütü tarafından da Uluslararası Hastalık Sınıflandırması listesine de alınmıştır. Özellikle bir bireyin kaldırabileceği iş yoğunluğunun üzerinde bir tempo ile çalışan kişiler ve yoğun stres altındaki bireylerde görülen tükenmişlik sendromunda bireyin kendini bu koşullar altında çalışmaya zorlaması sonucunda belirli bir evreden sonra çöküş başlar ve hastalık kendisini belli etmeye başlar. Günümüz toplumuna bakıldığında bu hastalığın tanınırlığı, ünlü kişilerde görülmesi ile atmıştır. Buna bağlı olarak sendromla mücadele eden pek çok kişide hastalıkları hakkında şüphe ve farkındalık oluştuğu görülür.
Yavaş ve sinsi bir şekilde ilerlemesi nedeniyle tükenmişlik sendromu yaşayan hastaların birçoğu muayene için sağlık kuruluşlarına başvurmaya gerek duymaz. Dünya genelinde pek çok kişi zorlu yaşam koşulları ile mücadele etmek durumunda olduğundan bu duygular hayatın normal bir parçası ve kaçınılmaz bir durum olarak görülebilir. Bu da hastalığın fark edilmesini zorlaştıran etmenler arasında yer alır. Hastalık tedavi edilmedikçe, mevcut yaşam koşulları ve stres devam ettikçe hastalığın şiddeti de artar ve belirgin semptomlar ortaya çıkmaya başlar. En yaygın olarak görülen tükenmişlik sendromu belirtileri şu şekilde sıralanabilir:
Tükenmişlik sendromunun yaygın olarak görüldüğü insanlara bakıldığında birçoğunun hizmet sektöründe faaliyet gösterdiği, yoğun ve stresli bir iş temposu içerisinde yer aldığı görülür. Bu nedenle yoğun iş hayatı ve stres, tükenmişlik sendromu nedenleri arasında ilk sıralarda sayılabilir. Sürekli olarak yüksek sorumluluk gerektiren hayati kararlar almak durumunda olan, iş yaşamında zamanla yarışan ve iş yetiştirme konusunda baskılara maruz kalan, küçük detaylara büyük hassasiyet gösterilmesi gereken titiz işlerde çalışan kişiler, tükenmişlik sendromuna yakalanma konusunda diğer bireylere oranla daha yüksek risk altındadır. Fakat bu durumların hiçbiri ile bağdaştırılamayacak iş ve yaşam temposu içerisinde olan kişilerde de bu sendroma rastlanabileceği bilinmelidir. Bunların haricinde hastalığın gelişiminde bazı kişisel faktörler de rol oynayabilir. İstemediği durumlara karşı “Hayır” demekte zorlanan, mükemmeliyetçi kişiliğe sahip olan ve iş konusunda gereğinden fazla fedakarlık yapmaya yatkın kişilerde bu hastalığa yakalanma olasılığı daha yüksektir.Tükenmişlik sendromu her ne kadar bireyin sosyal ve psikolojik yaşamını altüst etse de tedavisi kolay ve oldukça etkilidir. Sendromun ilerlemişlik düzeyine bağlı olarak hastalığın tedavi süreci de değişkenlik gösterir. Şiddetli olmayan durumlarda sendrom bireyin kendi kendine alacağı önlemler, iş yaşamında ve sosyal hayatında yapacağı düzenlemeler ile büyük ölçüde ortadan kaldırılabilir. Bunun sağlanabilmesi için mutlaka ruh sağlığına ilişkin muayenelerin yapılmış olması gerekir. Bu görüşmeler esnasında sendromun ortaya çıkışında rol oynayan faktörler belirlenerek tedavi sürecinde bu faktörlere yönelik önlem almak hedeflenir. Sendromun aşırı şekilde şiddetlenmiş ve ilerlemiş olduğu, kişinin iş yaşantısına veya günlük hayatına devam edememesine neden olduğu durumlarda hekim tarafından önerildiği takdirde ilaç tedavisi gerekli olabilir. Psikolojik tedavi sürecinde hastalığa yol açan etkenlere yönelik düzenlemelerin ardından bireyler kendilerine yeterli miktarda vakit ayırmaya, hobiler edinmeye ve bunları hayatının bir parçası haline getirmeye özen göstermelidir. İş hayatına ilişkin kafasında büyüttüğü sorunlar var ise iş saatleri haricinde bu konuları kafasından uzaklaştırmayı, bir diğer deyişle işi işte bırakmayı denemelidir. Yeterli miktarda dinlenmek, uyku düzenine gereken hassasiyeti göstermek ve dengeli beslenmek de tedavi sürecinde oldukça önemlidir. Ayrıca düzenli olarak spor yapmak da mutluluk hissi veren hormonların kandaki düzeylerinin yükselmesine neden olarak tükenmişlik sendromu ile mücadele sürecine destekte bulunur. Bu nedenle düzenli bir egzersiz planı belirlenerek buna sadık kalmak faydalı olacaktır.
Tükenmişlik sendromu, başlangıçta küçük önlemler ile kendi kendine iyileşebilir bir durum olmakla birlikte tedavi edilmediği takdirde ilerleyerek çok daha ciddi boyutlu sağlık sorunlarına yol açabilir. Bu nedenle eğer bir bireyde tükenmişlik sendromu mevcut ise bu sorunun erken dönemde teşhis edilmesi ve bir an önce tedavi planının belirlenmesinin tedavi başarısı açısından çok büyük bir öneme sahip olduğu unutulmamalıdır. Eğer siz de tükenmişlik sendromuna yakalandığınızı düşünüyorsanız, derhal bir sağlık kuruluşuna başvurarak alanında uzman bir psikiyatr ile görüşebilirsiniz.Görüşmek Dileğiyle …
AV. KEMAL ÇELEBİ
Yazarın Tüm Yazılarını Görmek İçin TIKLAYINIZ