12 Ekim 2022 Çarşamba
Cumhurbaşkanı Recep Tayip Erdoğan Sivil Toplum Kuruluşlarının Gelecekteki Rolüne Dikkat çekti
100 Yıllık Bir Fotoğraftan İzmir’in Kurtuluşu’nun Elazığ’daki Yansımalarına Bakış
Ukrayna Üzerinden Derin Avrasyacı-Atlantikçi Çatışması
Bakanı Hakan Fidan’dan Kırmızı Alarm..
İngilizlerin Kıbrıs Tuzağı
ELAZIĞSPOR
ASİL ŞEHRİN ASİL ÜZÜMÜ: ÖKÜZGÖZÜ ve BEKLENEN KURUM: DOĞU ANADOLU BAĞCILIK ARAŞTIRMA ENSTİTÜSÜ MÜDÜRLÜĞÜ
İsmini bilmeyen yoktur. “Öküzgözü”. Elazığ, ilinde yetişen sofralık ve şaraplık olarak değerlendirilen önemli bir üzüm çeşididir. Elazığlı olup da bilmeyen yoktur. Şanı dünyaya yayılmıştır. Gakkoş’un hasıdır. Tarihin bize sunduğu devasa nimetlerdendir. En iyi kırmızı renkli şarabı veren üzümlerdendir. Sadece şaraplık değil, sofralık olarak da kullanılan bir nimettir. Bu ürünü daha detaylı inceleme fırsatımız olacak nasipse. Ancak bu çeşide ve diğer çeşitlere değer katacak, Elazığ ili için olmazsa olmaz bir kurumdan bahsedeceğim.
Diyarbakır ilinde çalıştığım TAGEM yıllarında “En değerli kurumlardan biridir”; Elazığ ilinde; mutlak suretle Bağcılık Araştırma Enstitüsü’nün kurulması gerektiğini söylemiştim. Bu konuda bakanlık yetkililerinin ve siyasilerin daha çok sorumluluk alması gerektiğini, açılacak bu enstitünün sadece yetiştiricilik değil, aynı zamanda Gıda sektörüyle ortak yeni ürünlerin geliştirilmesi gerektiğini belirtmiştim. Sadece Elazığ iline değil; tüm bölgeye bağcılık alanında hitabet edecek bu kurumun çok faydalı işler yapacağına inancım tamdı. Ama maalesef bu irade ortaya koyulmadı. Araştırma enstitülerinin ülkemiz için olmazsa olmaz, Elazığ ilinin de bu enstitüyü hak ettiğini düşünenlerdenim. Çünkü bu enstitünün en büyük avantajı, Fırat Üniversitesi gibi bir üniversitenin imkanlarının bu enstitü ile ortak çalışma yapabilecek açıdan güçlü olması. Bu enstitü sadece; Elazığ’da yetişen; Öküzgözü, Boğazkere, Ağın beyazı, Ağın kırmızısı, Köhnü, Şilfoni ve 60’a yakın üzüm çeşidi değil, bağcılık üzerine ve yerel üzümler boyutunda hem gen kaynaklarının korunması ve hem de yeni çeşitlerin geliştirilmesi konusunda sadece ilimize değil tüm bölgeye hitap edecek bir kurum olacaktı (Keskin, 2017). Geç Kaldık maalesef. Ziraat fakültelerinde olduğu gibi bu konuda da sınıfta kaldık. Elimizi masaya kuvvetli vuramadık.
Bu ihtiyacı gündeme getiren en önemli konu da Salgın günlerinde en çok ihtiyaç olunan konunun TARIM olmasıdır.
Bu enstitü neler yapabilirdi: Atla deve değil sorumlulukları. “Trakya Bağcılık Araştırma Enstüsünün” görev tanımında belirtilen tüm görevleri tabi ki bu enstitü de yapabilirdi: Bu görevler;
Islah ve yetiştirme teknikleri ile pazar talepleri doğrultusunda yeni çeşit, hat, verim ve kaliteyi geliştirmek, hastalık, zararlı ve olumsuz çevre koşullarına dayanıklılığı artırmak, bu görevleri yaparken biyoteknoloji gibi yeni teknik ve teknolojileri kullanarak temel ve uygulamalı araştırmalar yapmak,
Tarımsal mekanizasyon ve bilgi teknolojileri, hassas tarım teknikleri veya erken uyarı sistemleri ile bitki besleme ve zirai mücadelede etkinliği artırmak, hasat ve hasat sonrası ürün kayıplarını azaltacak araştırmalar yapmak,
Kurutmalık, sofralık ve şıralık-şaraplık üzüm çeşitleri için veri tabanı oluşturmak,
Bağcılık konusunda biyolojik çeşitliliğinin korunması ve sürdürülebilir kullanımının sağlanması amacıyla, bitkisel genetik kaynakların toplanması, muhafazası, tanımlanması, gerekli görüldüğünde kültüre alınması ve ıslah programında kullanılması konularında çalışmalar yapmak,
Islah çalışmaları sonucunda geliştirilen çeşitlerin tescil edilmesini ve ıslah materyalinin devamlılığını sağlamak,
Sahibi olduğu çeşitlerde sertifikasyona esas olacak 1 ve 2 no’lu parselleri oluşturmak, baz materyali muhafaza etmek, talep eden fidancılara nitelikli çoğaltım materyali aktarmak,
Bağ hastalık ve zararlıları ile mücadele yöntemleri hakkında çalışmalar yapmak
Tarımda suyun etkin kullanımı için uygun yöntem ve teknoloji geliştirmek,
Bitki besin maddeleri ile toprak düzenleyicilerin toprak verimlilik ve kalitesine etkilerini araştırmak ve uygun gübreleme tekniklerini geliştirmek,
Bağ fizyolojisi konularında araştırmalar yapmak,
Bağcılıkta vejetasyonu izlemek, gözlem yapmak, gelişim ve hasat dönemlerinde rekolte tahmini de içeren raporlar hazırlayarak karar vericilere, muhtemel krizleri önleyici önerilerde bulunmak.
Bu yetki ve sorumluluklar Bölgeye yönelik yeni stratejilerle geliştirilebilir.
Sadece 11. Maddede koyu olarak belirtilen bu konu bile açılacak enstitünün gelecek yıllarda ülkemizi en fazla tehdit edecek küresel ısınma ve kuraklığın, salgınlarla tarıma olumsuz etkisinin artacağı öngörüsüyle oluşturulacak olan stratejilere AKIL olmasıdır.
Bu konuda dikkat edilecek husus, kurulması muhtemel olabilecek kurumun doğru ve siyasi kaygılardan uzak yapılandırılması, alınacak ve eğitilecek araştırmaların yurt içi ve yurt dışı donanımları bölgeye taşıması, sadece kağıt üzerinde kalan araştırmalar değil, ülkemiz bağcılık sektörüne kazandırılacak katma değeri yüksek ürünlerin oluşturulmasına olanak sağlaması en büyük önceliklerdendir. Işık açmak bizden, yol almak karar vericilerin işi.
Üzümle kalın……………………….
Prof.Dr.İNANÇ ÖZGEN
Fırat Üniversitesi
Biyomühendislik Fakültesi Öğretim Üyesi
Yazarın Tüm Yazılarını Görmek İçin TIKLAYINIZ
Literatür
Keskin, N. Elazığ İlinde Yetiştirilen Bazı Yerli Üzüm Çeşitlerinde Verim ve Kalite Özellikleri Arasındaki İlişkilerin Belirlenmesi. Türkiye Teknoloji ve Uygulamalı Bilimler Dergisi, 1 (1): 25-30.