0

BEĞENDİM

ABONE OL

News

0

 

Sokağa çıkma yasağının uygulanmaya başlandığı, koronavirus’un pik yapmaya başladığı dönemde işin ehemmiyetine binaen halkımız çok daha dikkatli ve bilinçliydi. Birçok gelişmiş ülkenin uygulamaya çalıştığı ve başaramadığı sürü politikasına inat, 65 yaş üstü vatandaşlarımızı korumaya yönelik bu adım önemliydi.

O dönemde 65 yaş üzeri insanımızı düşündüğümde bu yaştan sonra dünyada önemli keşifler ve buluşlar yapan, dünyanın gidişatını değiştiren kararlar veren bilim adamları ve liderler aklıma gelmişti. Ülkemiz yönetiminde önemli görevler alan 80’li ve 90’lı yılların siyasi liderlerinin çoğu 65 yaş üstüydü.  Bu yaştan sonra üretkenlik biter miydi.? Bu yaştan sonra tecrübe ve birikimler fazlasıyla paylaşılabilir miydi? Kesinlikle bu sorunun cevabı tabi ki “Evet”ti.

Uluslararası öneme sahip üniversitelerde emeklilik sonrası çalışan birçok bilim insanı mevcuttur. Son 4 yıl içinde iki kez ağırlama fırsatı bulduğum Avustralya Quesland Üniversitesinden aslen Kıbrıs Türkü olan Errol Hassan hocamızın gayretini ve çalışkanlığını gördüğümde 82 yaşın hiçte önemli olmadığını fark etmiştim. Ülkemizde çeşitli üniversitelerde, 65 yaş üzerinde çalışmalarını ilk günkü gibi devam ettirebilen gönüllü bilim insanları mevcuttu. 90’lı yıllarda üniversite eğitime devam ederken her sabah bölümün kapısını sabah 5:30’da açan Prof.Dr. Niyazi Lodos hocamızı gördüğümde ve hocamızın kim olduğunu asistan abilerimize sorduğumda, hocamız sabahın erken saatlerinde bölüme geldiği ve öğleden sonraya kadar gönüllü çalıştığını söylemişlerdi. Sonrasında tanışma fırsatı bulduğumuz hocamızın alanımızda ne denli önemli bir bilim adamı olduğunu öğrenmiştik. Rahmetli hocamız Prof.Dr. Fevzi Önder hocamızın anılarını ve birikimlerini anlatmak için Niyazi hocamızı dersimize getirdiği gün an be an gözlerimin önünde. Mekânları cennet olsun.

Avrupalı bilim adamlarıyla çalışma fırsatı bulduğum birçok kişi 65 yaş üstü ve alanlarında oldukça kaliteli işler çıkardığını gördüm. Dağ bayır benden daha iyi geziyorlardı. Ne iş bitmişti, Ne fiş bitmişti.

 

Tarihsel örnekler verecek olursak; Fizikçi Max Born 83 yaşında “Doğa Bilimcilerin Sorumluluğu”, Coğrafyacı Alexander Von Humbolt 89 yaşında beş ciltlik “Cosmos”, Filozof Martin Buber, 76 yaşında “Diyaloğun Prensipleri Üzerine Dersler”, Filozof    Bertrand Russel, 96 yaşında “Felsefe Sanatı”, Müzik dehası Guiseppe Verdi, 80 yaşında Falstaff”  operası ve  Müzik dehası İgor Stravinsk, 84  yaşında “Dini Mersiyeler” adlı eserleri yazmışlardır (Beşer, 2017).

Birçok büyük şirketin CEO’su ve yöneticisi 65 yaş üstünde önemli işler ortaya koymaktalar. Türk futbolunun gelişiminde önemli roller oynayan futbol adamlarının birçoğu 65 yaş üstüydü. Ancak sokağa çıkma yasağının uygulandığı dönemlerde;  bağı, bahçesi olan vatandaşlar dışında, apartmanlara sığınmak zorunda kalan büyüklerimiz oldukça zorlu bir dönem geçirdiler. Yasak sonrası belirli gün ve saatlerde çıkılabilir denildikten sonra, dışarıyı aylardan sonra yeni gören tutukluların psikolojisiyle mutlu oldukları aşikardı.

Kontrollü sosyal hayatın başladığı serbest dönemde yaşlılarımızın ne kadar da dikkatli olmak isteseler de maalesef belirti göstermeyen taşıyıcı kişilerin etkisiyle enfekte olduklarını gördükçe içimiz acımıyor değil. Nasıl bulaştı? Nerden kaptı? Gibi feveranlar arasında maalesef sevdiklerimiz birer birer gidiyor. Torunları ve evlatlarıyla iç içe yaşamak zorunda kalan insanlarımızın tedbir ve mesafe ekseninde Allah’a sığınmaktan başka seçeneği kalmıyor. Havaların soğumaya başlaması ve virusun yayılma ihtimalinin artmaya başlayacağı dönemlerde, muhtemel çıkış yasaklarının olumsuz psikolojik etkilerinin ortadan kaldırılması için Devlet ve millete büyük iş düşüyor.

Tarihin akıllarını, geleceğin sigortalarını korumak, ellerimizde.

Ha gayret!.

Prof.Dr.İNANÇ ÖZGEN

Fırat Üniversitesi

Biyomühendislik Fakültesi Öğretim Üyesi

Yazarın Tüm Yazılarını Görmek İçin TIKLAYINIZ