Türkiye’nin uyuşturucu gerçeğini ele alan “Ayık Yaşamlar” belgesel serisinin dördüncü bölümü yayınlandı. Gazeteci ve Yazar Hande Karacasu’nun yapımcılığını üstlendiği belgesel, uyuşturucu bağımlılığının bireysel ve toplumsal boyutlarını derinlemesine inceliyor. Belgeselin bu bölümünde, artan operasyonlara rağmen açılan uyuşturucu dosyalarının kısa sürede tutuklu sanık kalmadan kapanması gündeme geldi.
“Operasyonlar Rekor Kırıyor Ama Hazin Son Değişmiyor”
Belgeselin konuklarından Aykırı Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Batuhan Çolak, uyuşturucuyla mücadelede yapılan rekor sayıdaki operasyonlara rağmen, 6 ay içinde dosyalarda tek bir tutuklu kalmadığına dikkat çekti. Çolak, “Türkiye’nin karşılaşmadığı türde uyuşturucu maddeler artık piyasada. Yaş ortalaması ciddi şekilde düştü; çocuklar dahi bağımlı hale geliyor. Ancak operasyon haberlerinden birkaç ay sonra dosyalarda hiçbir tutuklu sanığın kalmadığını görüyoruz. Bu durum izaha muhtaç” dedi.
Göç Politikası ve Uyuşturucu İlişkisi
Çolak, Türkiye’nin sınır politikalarının da uyuşturucunun yayılmasında etkili olduğunu vurguladı. Afganistan üzerinden gelen düzensiz göçlerle birlikte Türkiye’de uyuşturucu trafiğinde yeni bir dönemin başladığını ifade eden Çolak, “Sınırdan kontrolsüz geçişler sadece toplumsal değil, aynı zamanda uyuşturucu gerçeğiyle ilgili de sorunları büyütüyor” dedi.
Uyuşturucu Terör Örgütlerini Besliyor
Çolak, uyuşturucu ticaretinin yalnızca bireysel zararlarla kalmadığını, aynı zamanda terör örgütlerini de finanse ettiğini belirtti. “PKK’nın geçmişteki en büyük finans kaynaklarından biri uyuşturucu ticaretiydi. Şimdi yeni örgütlenmeler de bu ağlarla finanse ediliyor. Bu durum yalnızca bir güvenlik sorunu değil, milli bir mesele” diye konuştu.
“Milli Seferberlik Şart”
Hande Karacasu’nun yapımcılığını üstlendiği belgesel, bağımlılığın topluma verdiği zararlara da dikkat çekiyor. İş gücü kaybından eğitimdeki başarısızlığa, aile içi şiddetten suç oranlarının artışına kadar birçok sorunun temelinde uyuşturucu bağımlılığı yer alıyor. Çözüm için yalnızca sivil toplum kuruluşlarının ya da siyasi aktörlerin değil, toplumun tüm kesimlerinin dayanışması gerektiği belirtiliyor.
GÜNDEM
2 gün önceGÜNDEM
4 gün önceGÜNDEM
5 gün önceULUSAL
9 gün önceGÜNDEM
11 gün önceGÜNDEM
15 gün önceULUSAL
16 gün önce