İyi Parti Genel Başkanı Meral Akşener, 24 Kasım Çarşamba günü TBMM grup toplantısında;
Denizli mitingine ilişkin; ‘’Denizli’deki toplantımız Türkiye’nin her köşesinde yaşanan huzursuzluğa, yokluğa, işsizliğe, adaletsizliğe; ‘Artık Yeter’ diyen bir millet refleksiydi. Milletin kurduğu bir partiyi dağıtmaktan, Genel Başkanı’nı teneşire yatırmaktan bahseden sayın Erdoğan’a; ‘Orada dur bakalım!’ diyen bir millet refleksiydi.’’ diye konuştu.
Meral Akşener, son bir haftada artan döviz kuruna ilişkin; ‘’Bu artış aynı zamanda cebimizden fazladan 320 milyar lira çıkması demek. Yani sadece bir hafta içinde Türkiye’nin borcu 1 trilyon 920 milyar lira arttı demek. 83 milyon vatandaşımızın her birinin cebinden 8 asgari ücret kadar para çıktı demek. Bu arkadaşlar pek oralı değil ama sadece 1 hafta içinde geçen sene alın terimizle çalışarak, üreterek kazandığımız millî gelirimizin üçte birini, faiz olarak geri verdik demek.’’ dedi. Bu tablo karşısında iktidar ve mensuplarının yaptıklarına da değinen Genel Başkanımız; ‘’Kolektif bir saçmalama furyası almış başını gidiyor. Milletimiz her gün daha da fakirleşirken sayın Erdoğan’ın himayesindeki cehalet festivali tüm hızıyla devam ediyor. Ne diyelim, Allah ıslah etsin.’’ dedi.
Meral Akşener, sayın Erdoğan’ın milletimizi her geçen gün daha da fakirleştirirken etrafını kayırmayı tercih etmesine ilişkin; ‘’Ekonominin içine düştüğü bu durum; çiftçimizin, esnafımızın, emeklilerimizin, öğrencilerimizin çektiği bu çile sayın Erdoğan’ın hatası değil, tercihidir. İşte bu yüzden yaşadığımız kriz Türkiye iktisat tarihine bir yönetim krizi, bir devlet krizi olarak geçecektir. Çünkü bu ucube sistem; rasyonellikten uzak, şeffaflıktan, hesap verebilirlikten nasibini almadığı için ülkemize neredeyse ihanet edecek kadar kötü kararların alınmasına sebep oluyor. Bu ucube sistem; kişisel tercihlerin ve ihtirasların, ülkenin ve devletin çıkarlarının önüne geçmesine sebep oluyor. Yani bu ucube sistem Türkiye’nin önünü açmak yerine, koca bir milleti sayın Erdoğan ve arkadaşlarının vasatlığına mahkûm ediyor. İşte tam olarak bu yüzden bizim öncelikli itirazımız bu ucube sistemedir. Çünkü sayın Erdoğan ve ucube sistemi sebep yaşadığımız ekonomik kriz ve derinleşen yoksulluk bir sonuçtur.’’ dedi.
Meral Akşener, Öğretmenler Günü’nü kutlarken; iktidarın, öğretmenlerimizi bugün hatırlayıp yarın unutacağını; ay sonunu getiremediği için ek iş yapmak zorunda kalan, kategorilere bölünen daha nice öğretmenimizi unutacaklarını söylerken; ‘’Hiçbir ülke eğitimin yarattığı değerin üzerinde bir değer yaratamaz. İşte bu yüzden Sokrat’ın da dediği gibi; ‘Dünyada her şeye bir değer biçilebilir. Ama bir öğretmenin eserine değer biçilemez.’ Aslında biz bunu en yakınımızdan biliyoruz. Başöğretmenimizin; ‘Benim en büyük eserim.’ dediği paha biçilmez Cumhuriyetimizden biliyoruz. Cumhuriyetimizin genç nesillere, genç nesillerin de öğretmenlerimize emanet edilmesinden biliyoruz. Peki hâl böyleyken fikri hür, vicdanı hür, irfanı hür nesillerimizin mimarları olan; ana kucağından, baba ocağından sonraki ilk durağımız olan öğretmenlerimiz için bizler ne yapıyoruz? Koca bir hiç!’’ dedi.
Meral Akşener, kürsüden 32 yıllık bi öğretmenin mektubunu okuduktan sonra; ‘’32 yıllık bir öğretmenle mesleğe yeni başlamış bir öğretmenin maaşı arasında ciddi bir fark olması gerekir değil mi? Çünkü deneyim süresi maaş üzerinde etkili olmalıdır. Ama bakın, OECD ülkelerinde mesleğe yeni başlamış bir öğretmenle uzun yıllar hizmet etmiş bir öğretmenin maaşı arasındaki fark %65’in üzerindeyken maalesef Türkiye’de bu fark sadece %12. Mevcut durum yeterince kötü değilmiş gibi bu ucube sisteme geçtiğimizden beri yaşadığımız ekonomik kayıplar da milletimizin her ferdi gibi öğretmenlerimizin de hayat standardını iyice düşürdü.’’ diyerek sonrasında öğretmenlerimizin yaşadığı sorunlara ilişkin çözüm önerilerini paylaştı.
GÜNDEM
22 saat önceSİYASET
2 gün önceULUSAL
3 gün önceGÜNDEM
8 gün önceGÜNDEM
10 gün önceGÜNDEM
11 gün önceULUSAL
15 gün önce