0

BEĞENDİM

ABONE OL

News

0

 

Hafız Abdullah NAZIRLI hocamız rahmet-i rahman’a yürüdü. Sağlığında onun derslerinden hikmetlenen şanslı kullarından değilim. Bu güzel insanla ilgili babamla sohbet ederken, tanışma şansın oldu mu diye sorunca, aldığım maalesef olmadı cevabından kısa bir süre sonra onun kitabıyla geldiğini gördüm. İyi bir arşivci olan babamın kütüphanelere verdiği yüzlerce kitaba rağmen,  bu kitabı önüme koymasına şaşırmadım.

Kitabın ismi “Mükellefin İlmihali” kitabıydı. Kitabın içerisinde itikat ve İbadet konularında temel islami öğretiler dışında, kitabın Önsözünde Hakiki mürşid (Kamil İnsan) kimdir? ifadesi ile ilgili söylediklerini kısaca yazalım.

*.Hakiki mürşid hakkı söyleyen alimdir  (Her koşulda doğruyu söyleyen.)

*.Hakiki mürşid ilmi öğreten muallimdir (Her çeşit ilmi).

 

En önemlisi de tüm bunları kapsayan ifadesiyle “HAKİKİ MÜRŞİD İLİMDİR” ifadesi ile ilmin insanı kamil insan konumuna getireceği, getirmesi gerektiğini vurgulamıştır.

Hocamız bu eksende kütüphanelerin binlerce kitaplarla dolu olduğunu, bu kitapları okutmazlarsa, emir ve yasakları öğretmezlerse bu kitapların hiçbir anlamının olmayacağını söylemiştir.

Ve bu söylediklerini tasdikler konumunda şu sözü söylemiştir: Hakiki Kamil İnsan “Hakkı söyleyen alimler ve ilim okutan öğretmenlerdir” ifadesiyle bilime ve ilim insanına verdiği değeri ortaya koymuştur.

İslam alimlerinin tebliğ ve irşad vazifesinin olması gerektiğini, hayra teşvik etmenin, şer işlerden insanları sakındırmanın çok önemli olduğunu ifade etmiştir. Alimler olmasaydı insanlar hayvanlar gibi, hayvanlardan da aşağı olurlardı ifadesine atıfta bulunarak alimlerin insanları parlatan bir ışık olduğunu bildirmişlerdir.

İlimden ve alimden uzaklaşmanın insanın kıyameti olduğunu, ilahi emirlere uymayanların devlet kanunlarına uymayıp milleti rahatsız edecekleri konusunda uyarılarda bulunmuştur. Bu gibi hususlara değinirken kesinlikle “Akletmezmisiniz” ifadesinin düşünce dünyasına yansımalarını yaşamıştır.

Kuran ve sünnetten ayrılmamanın insanı insan yapacak önemli hususlardan olduğunu söylemiştir.

Bir şairin şu beyitinden alıntı yapan Nazırlı hoca bu beyitte:

“Ehl-i ilmin meclisinden sen uzak olma sakın!

Kim o meclisten uzak olsa, olamaz hakka yakın” ifadesiyle ilim meclislerinden uzak olmamanın gerekliliğine değinmiştir.

Ve şu duayla kitabına başlamıştır. Bizde onun duasına “AMİN”  diyelim. MEKANI CENNET OLSUN.

YA RABBİ! Sen Azimü’ş-Şan, benim nasıl bir kul olmamı istiyorsan, ben kulun da öyle olmak istiyorum. YA RABBİ! Sen Azimü’ş-Şanı nasıl bilmemi istiyorsan ben kulun da sen Rabbimi öyle bilmek istiyorum. YA RABBİ! Sen Azimü’ş-Şan ben kulundan ne istiyorsan ben kulun da öyle olmayı öyle kalmayı ve razı olduğun kulların arasına girmeyi istiyorum. Benden razı o, razı olacağın amelleri bana nasip eyle, müyesser kıl ya Rabbi!

Sağlıcakla kalın.

Prof.Dr.İNANÇ ÖZGEN

Fırat Üniversitesi

Biyomühendislik Fakültesi Öğretim Üyesi

Yazarın Tüm Yazılarını Görmek İçin TIKLAYINIZ