Yenilenen ve değişen dünyaya merhaba.
Virus salgını ile başlayan değişim ve dönüşüm dünyasında insan ömrünün serüveninde yeni bir sayfa daha açıldı. Küresel salgının yayılmaya başlamasından sonra bilim kurgu hikayelerini anımsatan görüntülerin ortaya çıkmasından sonra, Bakara suresinin 117. Ayeti kerimesi aklımıza geldi.
“ O, göklerin ve yerin eşsiz-örneksiz yaratıcısıdır; bir şeyin olmasını dilediğinde ona “ol!” der, hemen oluverir.
Evet, kainatın yaratıcısı “Ol” dedi ve oldu. Bu oluşta insanın dahli var mı? Tabi ki var. Cüzi irade de yapılmaması gerekenler yapıldı, tüketilmemesi gerekenler tüketildi. Tedbirler alınmadı. Sonuç ortada.
Hastalığı hafife alanların durumu vahim. Artık doyasıya sarılmak, tokalaşmak yasak. İnsanlar birbirlerine virüslü gözüyle bakmaya ve klişe ifadeyle sosyal ötekileştirmeye başladılar. Bağışıklık kavramı daha çok zikredilmeye başlandı. Yiyin için israf etmeyin düsturu daha fazla önem taşımaya başladı. Bu aşamada fırsatçılar fazlasıyla oraya çıkmaya başladılar.
Bu hastalık “insan” ifadesinin, bir virüs karşısında Türk, Kürt, Arap, Acem, Asyalı, Avrupalı demeden “Eşit” olduğunu, zengin fakir, okumuş, okumamış ayrımı yapmadığını bir kere daha gösterdi. Hz. Adem’den gelen neslin, Nuh tufanıyla yenilenen serüveninin yenilenen dünyada tekrar yenileme fırsatını verdiği bir zamanda yaşıyoruz. Renksiz televizyonlardan renkli TV’lara geçiş dönemlerini hatırlayan bir nesil olarak, körfez savaşları, depremler, Aylan bebeklerin karaya vuran bedenlerinde vicdan muhasebelerinin yapıldığı dönemlerde, Aaaaaa ne oluyoruz dedirten bir dönemdeyiz.
Artık TV’ler renkli ama insanlar Renksiz. Kepçe ucunda biten, uzaylı kıyafetlerini andıran koruyucu kıyafetlerle indirilen cenazeler…. Cenazelerini aile fertlerinden hastalıkla bulaşık olan bireyleri son yolculuğuna uğurlayamıyor sevdiklerini. Son bir veda mahşere kalıyor. Doyasıya paylaşamıyor üzüntülerini sevdikleriyle.
Hastalığa bulaşan aileler evlerine kapanmış, öncesinde ve sonrasında Aaaa bunlar virüs kapmıştı denilerek psikolojik baskıya uğrayan ve destek almaya muhtaç birçok insan mevcut. Ama mücadeleyi kazanan ve hayata dönen insanların bir gün Plazma bağışıyla umut olabilecekleri düşünülmüyor o an.
Geldik gidiyoruz. Ama insanı sevindiren ve aynı kalan birçok umut da var yaşadığımız dünyada. Kuşlar yine uçuşuyor, balıklar yine yüzüyor, ağaçlar yine meyve veriyor, kediler yine miyavlıyor, köpekler yine havlıyor, yağmurlu bulutlar yine var.
Umutların eksik olmaması temennisiyle.
Prof.Dr.İNANÇ ÖZGEN
Fırat Üniversitesi
Biyomühendislik Fakültesi Öğretim Üyesi
Yazarın Tüm Yazılarını Görmek İçin TIKLAYINIZ
GÜNDEM
2 gün önceULUSAL
3 gün önceULUSAL
4 gün önceULUSAL
9 gün önceGÜNDEM
08 Aralık 2024GENEL
08 Aralık 2024GÜNDEM
08 Aralık 2024Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.