01 Mart 2021 Pazartesi
Cumhurbaşkanı Recep Tayip Erdoğan Sivil Toplum Kuruluşlarının Gelecekteki Rolüne Dikkat çekti
100 Yıllık Bir Fotoğraftan İzmir’in Kurtuluşu’nun Elazığ’daki Yansımalarına Bakış
Ukrayna Üzerinden Derin Avrasyacı-Atlantikçi Çatışması
Bakanı Hakan Fidan’dan Kırmızı Alarm..
İngilizlerin Kıbrıs Tuzağı
ELAZIĞSPOR
Suudi Arabistan-Türkiye ilişkilerinde son dönemde yaşanan gerginliğin arkasında Suudi gazeteci Cemal Kaşıkçı’nın, 2018-20 Ekim’de Suudi Arabistan’ın İstanbul Konsolosluğunda öldürülmesi yatıyor.
Türkiye Kaşıkçı’nın ölümünün aydınlatılması ve Riyad üzerinde baskının artırılması için uluslararası çapta kampanya yürütmüştü.
Cinayete ilişkin soruşturma yürüten Suudi savcı, Kaşıkçı’nın bedeninin parçalara ayrılarak konsolosluk binasından çıkarıldığını açıklamıştı. Riyad’ın yürüttüğü soruşturmada Suudi Arabistan’ın Veliat Prensi Muhammed bin Selman aklanırken, yaklaşık yirmi kişinin yargılandığı davada beş kişi hakkında idam cezası istenmişti. Amerikan basını, CIA’nın cinayet emrini büyük ihtimalle Veliaht Prens tarafından verildiği tespitinde bulunduğunu bildirmişti.
Suudi Arabistan ve Türkiye ilişkilerinde bir diğer anlaşmazlığın kaynağını, Ankara’nın Müslüman Kardeşlere verdiği destek oluşturuyor. Suudi Arabistan, Mısır’da Mübarek sonrası dönemde iktidara gelen ve ordu darbesi ile devrilen Müslüman Kardeşleri varlığına tehdit olarak görüyor.
Suudi devleti boykotu resmi olarak ilan etmemişken, Suudi kamuoyunda boykot hareketi sosyal medya eşliğinde dalga dalga yayılıyor. Riyad’ın Türkiye ve Türk mallarına yönelik boykotuna Arap dünyasını da katmaya çalıştığı değerlendirmeleri öne çıkıyor.
Suudi Arabistan Ticaret Odaları Başkanı Aclan Al Aclan, ekim başında yaptığı boykot çağrısını tekrarlarken, Suudi ülkede bulunan Türk şirketlerini boykot etmelerini istedi.
Sosyal medyadaki paylaşımlarda sanki Mısır da bu işin içine girmiş gibi görünüyor. Mısır da henüz böyle bir ambargo resmi olarak ya da gayrı resmi olarak uygulama durumu yok. Rabia olaylarından sonra Mısır’daki askeri darbenin hemen ardından Müslüman Kardeşler’e yönelik imha operasyonunun ardından Türkiye ile ilişkiler gerilmişti. O dönemde de gündeme geldi aslında. Boykot uygulasak mı şeklinde. Fakat ekonomik olarak bunun çok fazla getirisinin olmayacağı, Mısır ekonomisinin zarar göreceği düşünüldü ki Mısır en çok Türkiye’den ev aletleri ithal ediyordu o dönemde. Türkiye’den hem belli bir kalitede hem de belli bir ucuzlukta alıyordu. Diyelim ki Avrupa Birliği’nden ithal ettiğinin dörtte bir fiyatına ama kalite olarak o kaliteye yakın ya da yarı kalitede bir ürün ithal ediyordu. Türkiye’den başka bir ülkeden ithalat yapmanın aslında çok da anlamlı olmadığını söyleyerek vazgeçmişlerdi o dönemde. O yüzden Suudi Arabistan’ın söylediği propaganda düzeyinde kalıyor.”
Türkiye Cumhuriyeti devleti birçok buhranı,felaketi ve acıları yaşamış milleti ile birlikte her zaman üstesinden gelmistir… Dış ilişkilerde herhangi bir ülkenin boykotu ambargosu veya siyasal baskısı tarihimizde hep varolmuştur. Çünkü emreyal güçler, bizim Türk olduğumuzu biliyorlar. Ve bu anlamda da tam bağımsızlık gerekiyor. Arap dediğiniz üretimi olmayan, üretemeyen ve neredeyse nefes alıp vermesi dahi Avrupa’ya bağlı olan, ve yine Avrupa’dan 2. Sınıf insan muamelesi gören,dikta ile yönetilen ülkelerden boykot-ambargo yemek kabul edilebilir bir durum değil. Atatürk’ün de benimsediği ve bizimde ilkemiz olan tam bağımsızlık bir milletin, varlığını sürdürmesinin temel koşullarındandır. Yalnız varlığını sürdürmesi değil, kendisini gerçekleştirmesi, yani sahip olduğu nitelik ve yetenekleri sonuna kadar değerlendirmesi, o milletin bağımsız olmasına bağlıdır.
18 Ekim Azerbaycan bağımsızlık günü kutlu olsun.
Saygılarımla…
Yazarın Tüm Yazılarını Görmek İçin TIKLAYINIZ