05 Nisan 2021 Pazartesi
Cumhurbaşkanı Recep Tayip Erdoğan Sivil Toplum Kuruluşlarının Gelecekteki Rolüne Dikkat çekti
100 Yıllık Bir Fotoğraftan İzmir’in Kurtuluşu’nun Elazığ’daki Yansımalarına Bakış
Ukrayna Üzerinden Derin Avrasyacı-Atlantikçi Çatışması
Bakanı Hakan Fidan’dan Kırmızı Alarm..
İngilizlerin Kıbrıs Tuzağı
ELAZIĞSPOR
Önceki yazılardan birinde 1986 Dünya Kupası’nı anlatırken adından övgüyle söz ettiğim Sócrates gerçekten yeşil sahalarda ender görülebilecek bir eğitim yapmış, kariyerli, zeki deyim yerindeyse düşünce ve beyin adamıydı.
Sahanın içerisindeki her hareketi akıl ve zeka içerir, rakibe saygılı tutumu, ciddi tutumu ve insancıl duruşu ile örnek bir futbolcuydu.
Asıl adıyla, Sócrates Brasileiro Sampaio de Souza Vieira de Oliveira, 1982 ve 1986 Dünya Kupalarındaki maçlarda tanıdığım büyük bir futbolcuydu. 1954-2011 yılları arasında yaşamış, fiziği, uzun boyu, karmakarışık saçları ve kirli sakalıyla dikkat çekiciydi. “Savunmacılara çalım atmak diktatörlere çalım atmaktan daha kolay… Siz zoru başaracak, Brezilya’ya demokrasi şampiyonluğunu getireceksiniz.” sözlerinin sahibi Dr. Sócrates 19 Şubat 1954 doğumlu ülkesinde neredeyse en önemli simgelerden biri.
Babasının felsefeye ilgisi ve bir kütüphanede kitaplarla içiçe çalışan bir emekçi olması bu adı almasında bir etken olsa gerek. Kaldı ki öteki erkek kardeşlerinin de adları Antik Yunan’dan: Sofokles ve Sostenes.
Sokrates; yaşama ayrı yönden bakan; tıp ve felsefe eğitimi almış büyük bir futbolcuydu. 1974 yılında ülkesi Botafogo’da futbola başlamış, sonra Corinthians’ta oradan da 2 yıl Fiorentina ve yeniden Brezilya’da Flamengo, Santos ve ilk kulübü Botafogo’da da kısa bir süre oynayıp futbolu bırakmıştı.
Evet, Sócrates aynı zamanda bir tıp doktoruydu. Faculdade de Medicina de Ribeirão Preto gibi ciddi bir okulu bitirmiş; futbolu bıraktıktan sonra, ülkesindeki yoksul kesimlere hiçbir ücret almadan doktorluk yapmıştır. Bu bize yönü Che Guevara’yı anımsatıyor.
Sócrates, tıp yanında felsefe doktorası da yapmış bir felsefe doktoruydu aynı zamanda. Tıpkı Antik çağdaki Sócrates’in günümüzdeki ete kemiğe bürünmüş bir haliydi:
“Ben futbol oynarken aynı zamanda tıp da okuyordum. Herkesten daha çok yenilikçi olmak zorundaydım. Eğer tıp okumamış olsaydım, yetenekleri daha sınırlı bir oyuncu olurdum.”
Bu önemli oyuncu Sócrates’in yayımlanmamış günlüğü ve gazete ve dergilerdeki söyleşilerini kitaplaştıran Andrew Downie adlı yazarın bu yapıtı, her sporseverin okuması gereken bir kitap. Futbolcunun ailesi, yakın çevresi, takım arkadaşlarıyla yapılan söyleşiler ile hazırlanmşı bu kitabın adı: Doktor Sócrates: Futbolcu, Filozof, Efsane.
Gerçekten de Dr. Sócrates öteki oyunculardan ayrı bir kişilik, çok zeki, bilgili, eğitimli ve herkese karşı saygılıydı. Oynadığı süre içinde parayı değil, halkı için, insanlık için oynamayı erdem saymış, futbolunu herkes için oynamıştır. Onun futbola bakış açısı şu sözlerinde saklıdır: “Futbol sahasında güzellik, zaferlerden daha önemlidir.”
Siyaset ve toplumsal yaşamda da onun kadar öne çıkan bir futbolcu hiç olmamıştır. Bizdeki Galatasaraylı rahmetli Metin Kurt gibi o da emekçiden emekten yana, insanın insanca ve eşit yaşaması için çalışan bir düşünceyle yoğrulmuştu. Sócrates felsefe, ekonomi, siyasetle de yakından ilgiliydi. Ömrü boyunca, birçok gazete ve dergide bu konularda yazılar yazdı, öncülük etti.
Corinthians Demokrasisi adını verdiği projesiyle malzemecisinden başkanına herkesin eşit söz sahibi olduğu bir yönetim biçimi sunmuştu kulübüne. Brezilya’da ülke diktatörlükle yönetilirken Sócrates’in tavrı ise demokrasiden yanaydı.
Yine, 1982’de Sócrates’in öncülüğünde takımı, Brezilya’daki baskıcı yönetimin yıkılması dileğiyle genel seçimler öncesi, forma sırtlarında “Dia 15 Vote” yani “15’inde Seçime” yazılı formalarla sahaya çıkmışlardı. O yılın sonunda Corinhtians’la eyalet şampiyonasını kazandıklarında da formalarında bu kez şu yazı vardı: “Democracia”. 1984 yılında da formasının önünde yazılı “Hak Şimdi!” (Direta Já!) sloganıyla ülkede seçimlerin düzenlenmesi için başlatılan kampanyaya katılmaktan çekinmemişti.
Futbolu bıraktıktan sonra, Brezilya’nın en yoksul ve gelişmemiş bölgelerini dolaşıp doktorluk yaptı. Sahada ne ise gündelik yaşamda da aynısı oldu. Hiç değişmedi. Onu halkının gözünde eşsiz bir kişilik, bir simge yapan da bu kişiliğiydi.
Bugün yeşil sahalarda, insancıl ve haktan, halktan yana tavır sergilemiş büyük bir addan, Dr. Sócrates’ten söz etmek istedik. Onun farkını; kuşkusuz fiziği, zeki oyunu, sahadaki başarısı, sakalı, uzun saçları, attığı goller ve sürekli taktığı saç bandında değil düşünceleri, çabaları, insanlığa hizmetlerinde aramak gerekiyor. Ülkemizde ve dünyada tüm futbolcuların da, ahlakı, onuru, insanlığa hizmeti sahadaki başarılardan ve çıkarlarından daha önemli saymaları için onu örnek almalarını dilerim. Bundan yaklaşık 10 yıl önce 4 Aralık 2011 günü ölen Sócrates’i saygıyla anıyorum.
Cem BAYINDIR
Yazarın Tüm Yazılarını Görmek İçin TIKLAYINIZ
Yazarın Tüm Yazılarını Görmek İçin TIKLAYINIZ