0

BEĞENDİM

ABONE OL

News

0

 

TRT’nin son yıllarda tarihi dizilere yapmış olduğu yatırımlar izleyici kitleleri tarafından ilgiyle izlenmekte. Senaryoları ve ele alınışları ile zaman zaman eleştiri konusu olsa da genç nesillere tarih bilincini aşılama, büyük bir tarihi geçmişin ve zaferlerin verdiği onurları hissetme ve sahiplenme adına önemli bir kazanım olduğunu düşünüyorum.

Rusya’da; Azerbaycan göçmeni ermeni kökenli bir aileye misafir olduğumda evin 80 yaşında ki büyükannesinin en çok Muhteşem Yüzyıl dizisini seyrettiğine ve dizi’nin gününü iple çektiğine şahit olmuştum. Her ne kadar harem entrikaları ön plana çıkarılarak magazinleştirilerek hafızalarda hükümdarlar ile ilgili olumsuz bazı düşüncelere itmiş olsalar da tanıtım açısından önemli olduğunu düşünüyorum. Ancak TRT tarafından çekilen ve Diriliş Ertuğrul olarak izlenen dizi’nin oldukça başarılı olduğunu dönemi itibariyle de Reytingler de önemli bir başarı sağladığını görmüştük. Devlet televizyonu bu işi özel kanallardan daha iyi yapmıyor bu kesin. Buna rağmen, aynı ilgiliyi ATV’de yayınlanan Kuruluş Osman dizisinin de zamanla ilgiyi yakalayacağını düşünüyorum. Ancak; izleyenlerin aklında bir önceki dizide savaşan kahramanların biraz yaşlandırılıp halen kılıç sallamaları olumsuz bir durumdur. Yani dizilerin dönüşümleri gerekli başarıyı sağlayamıyor. Bu başarılı dizilere, Mehmetçik  Kut’ül Amare, Payitaht Abdulhamit diğer önemli ve dikkat çeken tarihi diziler oldu ve olmakta.

Son dönemlerde Pazartesi günlerinin en çok ilgi çeken dizisi konumunda olan Uyanış Büyük Selçuklu dizisi gerek kadrosu ve gerekse konuyu işleyişi açısından oldukça başarılıdır. Sevilen sanatçı Buğra GÜLSOY’un daha önceki diziler de de başarısı, büyük bir tarihi karakter olan Melikşah karakterinde de kendini gösteriyor. Melikşah’ın oğlu Sencer rolünde ki Ekin Koç ise gerek oyunculuğu ve gerekse tarihi role verdiği ruh ile dizi de başarı açısından ön plana çıkan karakterler arasındadır. Arslantaş rolünde ki İlker Kızmaz, Nizamülmülk karakterinde ki Mehmet Özgür, Hasan Sabbah karakterinde ki Gürkan Uygun diziye tat katan diğer sanatçılar.  Ancak gerçek tarih sayfasında Batıniler’in entrikalarda sürekli başarılı olması, 1000 yıllık süreçte dönemin Batınilerinin halen neler yapmaya çalıştığının en bariz göstergeleri konumundadır. Bu nedenle hurafe ve doğmalar ekseninde hiçbir dini yaklaşımın  Allah’ın istediği gerçek Din’in ve ehli sünnetin ilkelerinin yerini alamayacağının gerçek olduğunun kanıtıdır.  Bu dizi de konu edinilen Sultan Melikşah, Sultan Arparslan’ın oğludur. Büyük Selçuklu Devleti Hükümdarı Sultan Melikşah, 16 Ağustos 1055’te doğmuş, 19 Kasım 1092 tarihinde vefat etmiştir. Ölümünden sonra, Irak ve Horasan’daki Büyük Selçuklu Sultanları’na bağlı olmak üzere Kirman Selçukluları, Suriye Selçukluları ve Anadolu Selçukluları olarak İmparatorluk parçalanmıştır.

Bu bölünen imparatorluğun bir parçası olan, Anadolu Selçuklu Devleti ve hükümdarı I. Kılıçarslan’ın Silvan’daki kayıp mezarı DİCLE Üniversitesi çalışmaları sonucu tespit edildi. Bana göre çok önemli bir keşiftir.

 

Peki, I. Kılıçarslan kimdir?

1.Kılıçarsarslan;  Anadolu Selçuklu Devleti’nin kurucusu Süleyman Şah’ın oğludur. Babası Süleyman Şah’ın 477’deki (1084) Antakya seferi sırasında onun yanında bulunmuştur. 1. Kılıçarslan 480 (1087) ilkbaharında Antakya’ya gelen Sultan Melikşah tarafından İsfahan’a gönderilerek göz hapsinde tutulmuştur. Kılıçarsarslan, Sultan Melikşah’ın ölümüyle birlikte, bir diğer kardeşiyle Anadolu’ya gelerek Bizanslılarla savaşa tutuşmuştur.  Devamında Anadolu’da, özelliklede Doğu Anadolu’da Ermeniler ve Bizanslılar il e birçok muharebeye katılmıştır.

Selçuklu; 2 Eylül 1106 yılında Kılıçarslan’ın Malatya’yı ele geçirmesi ile Güneydoğu Anadolu’da nüfuslarını ele geçirmeye başlamıştır. Kılıçarslan, 1106 yılında Urfa Haçlı Kontluğu üzerine yürüyüp Urfa’yı kuşatmıştır. Kılıçarsarslan, 1107 yılında Musul’a giderek Sultan Muhammed Tapar adına okunan hutbeyi kendi adına okutarak,  Büyük Selçuklu sultanlığına adaylığını açıkça ilân etmiştir. Daha sonra Mardin Artuklu Beyi Necmeddin İlgazi ile Halep Meliki Rıdvân ona karşı Çavlı ile birleşerek Kılıçarslan’ın hâkimiyetini kabul etmiş olan Rahbe’yi ele geçirmesiyle hakimiyet savaşları diğer bir aşamaya geçmiştir.  Çavlı ile 13 Temmuz 1107’de takviye birliklerini beklemeden savaşa tutuşmaya kalkışan 1. Kılıçarslan’ın ordusu, karşısındaki ordunun kalabalık olduğunu görerek morali bozulan ordunun geri çekilmesi sonrası 1. Kılıçarslan’ın esir düşmemek için atını Habur suyuna sürmesi ile kıyıya çıkamayıp sulara gömülerek şehit olmuştur. Cesedinin birkaç gün sonra bulunmasıyla, Meyyâfârikīn’e (Silvan) ‘a götürülmüştür. O dönemde, türbe yapılmasına rağmen, günümüze kadar bu türbenin yeri bulunamamış, Dicle Üniversitesi’nin yaptığı çalışmalarla gün yüzüne çıkarılmıştır. Silvan merkezindeki Orta Çeşme Parkı’ndaki türbede iki mezarın, Şehit 1. Kılıçarslan ve kızı Saide Hanım’a ait olduğu tespit edilmiştir.

Bu keşfin yapılmasında;  Diyarbakır Valisi Münir Karaoğlu başta olmak üzere,  Dicle Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Mehmet KARAKOÇ, D.Ü Rektör Yardımcısı Prof. Ahmet TANYILDIZ, Prof. Dr. İrfan YILDIZ, Doç. Dr. Oktay BOZAN, Doç. Dr. Aytaç COŞKUN ve doktor öğretim üyesi Salih ERPOLAT, ile bu sürecin başlamasında büyük katkıları olan hemşehrimiz Recep ALYAMAÇ ve Efendi BARUTÇU beylere sonsuz teşekkürlerimizi sunuyoruz.

Artık bu keşfin büyük bir manevi törenle taçlandırılması ve güzel bir türbe ile tanıtımının yapılması tarihi ve manevi hayatımıza yeni bir soluk getirecektir.

Sağlıcakla kalın.

Prof.Dr.İNANÇ ÖZGEN

Fırat Üniversitesi

Biyomühendislik Fakültesi Öğretim Üyesi

Yazarın Tüm Yazılarını Görmek İçin TIKLAYINIZ