BİR MUZUN HİKAYESİ
321 okunma

BİR MUZUN HİKAYESİ

ABONE OL
Nis 2, 2021 14:23
BİR MUZUN HİKAYESİ
0

BEĞENDİM

ABONE OL
 

23 Aralık akşamüstü bir belge düştü ekranıma…

Anamur’dan bir kargo yola çıkmış…

İçinde ne var? Görünen muz…

Başka?

 

“Gözün doysun..” dedim nefsime…

Tapusunu mu da istiyon, tövbe tövbe estağfurullah…

Sahi…

Ben kimim ki, “tapu” isteyecek olayım…!?

Kimden isteyeceğim, hem !?

Mustafa’dan….

Kim o, Mustafa?

Bizim Mustafa Ağabey, işte…!

Benim Baba tarafı Dedelerim Maraş Göksun – Çağlayan Cerit ile Adana Saimbeyli – Tufanbeyli ve Kayseri Pınarbaşı – Sarız ilçelerinin oluşturduğu Zamantı Bölgesinden, Kuzeydoğu Anadolu’ya göç ettirilmiş Avşarlardandır…

Anne tarafından Dedelerim ise, Anaları Çeçen, Babaları Ahıska Türkleri…

Gelip buluşmuşlar, Şavşat’ta, Posof’ta, Ardahan’da…

Ve Şeyh Mansurlardan gelen, Kafkas Soyu, Bakırköy’de hayata gözlerimi açtığımda, benimle, İstanbul’a taşınmış oldu…

Ve bugün…

Hüseyin Hüsnü Dede’den kalma topraklar, tarlalarda, Rıza Amca çalışmış etmiş… Belki- varsa kardeşleri de emek vermiş, eşi Semahat Hanım Validemiz de emek vermiş… Onlardan döne döne, gelmiş şimdi de, Anamur Bozyazı’da, Mustafa Yılmaz Ağabeyimize…

Ve o tarlalardan, o ahirete göç etmiş, Emekçi Dedelerden, Alnı yüzü gönlü terlemiş Rıza Babalardan, Semahat Analarımızdan emanet gelen tarlalarda yetişen muzların bir kısmı da bana nasip olacak, inşallah…

Teklif her daim vardı…

Mersin, benim için, Ata Dede Yurdum… Dün Zamantı’dan, Saimbeyli’den gelen soyum sülalem Yörüklüğüm, şimdi de Anamur’da, Silifke’de, Bozyazı’da, Erdemli’de, Gülnar’da…

Söylemesi edebe erkana uymayacak ama, söylememek daha büyük abes olabilir diye, söyleyeceğim…

Zenginiyle fakiriyle, kuzeylisi güneylisi, doğulusu batılısı, Kürtmeni Türkmeni, Alevisi Sünnisi, Solcusu Sağcısı, BU ÜLKE’NİN, BU BAYRAĞIN ÇOCUKLARINDAN kime denk gelirsem, ama bir lokma, bir parça, ama tam parça, dağıta dağıta, ama kendime de en azından çeyreğını zula ederek, duaya çıkacağım…

Her dua edene, benim duama da “Amin” de, diyeceğim…

Dostlarım, yoldaşlarım, komşularım, varlığına şükrettiğim bu güzel insanlarla, dua edeceğim…

Hüseyin Hüsnülere de, Rıza Babalara da, Semahat Analara da, Hikmet Avşar’a da….

Ahirete köçkün kimimiz varsa, dua kapılarını ardına kadar açacağız ve Gök Sema’yı titretecek bir dua edeceğiz…

Diyeceğiz ki:

Hırsızlar da, hortumcular da, dünyanın her ülkesinde, siyasetçi, işadamı, şucu bucu, senin adınla, İnsanlığı talan ederken, Türkiye’de biz bir avuç insan, “İnsanlığa olan aşkımızla, “Yar’in Yanağından gayrı ne varsa, ortağız” diye diye, yaşıyoruz…

Malımıza mülkümüze bereket ver, Allah’ım…

Çocuklarımızı Bize, Bizi Çocuklarımıza bağışla…

Çocuğu olmadığı halde, yüreği çoktann Ana olmuş, Baba olmuş Güzel İnsanlara da, her şeyin en güzelini, yüreklerindekini nasip eyle Allah’ım…

Bir muz nedir ki?

Eğer ki, arındaki isimleri, emekleri, görmüyor ve takdir edemiyorsan, hem o isimler bizi yetiştirememiş demektir, hem biz, bizden sonrakileri yetiştiremeyiz, demektir…

ASIRLARDAN BERİ, BİZE EMEK VEREN, MİLLETİMİZİN TÜM ANALARINA BABALARINA, KARDAŞLARINA BACILARINA DUACIYIZ..

Cümleten, Allah razı oslun…

Elfü Elfi amin…

ASKER AVŞAR
Yazarın Tüm Yazılarını Görmek İçin TIKLAYINIZ

 

Lütfen Paylaş
 

Bu yazı yorumlara kapatılmıştır.