Guleman’da krom madeninden ilk bahseden Rus jeoloğu Çeheçev olmuştur. Guleman çevresindeki madeni Abdullah Hüsrev Guleman tarafından 1915’te bulunmuştur.
İlçe adını bölgede bulunan krom madeni ile Türkiye’ye ve dünyaya duyurmuştur. Tesadüfen bulunan maden yankı uyandırmış ve 1915 yılına rastlayan bu olayı Maden Yüksek Mühendisi Abdullah Hüsrev gerçekleştirmiştir ilçe tarihi Artuklular’a dayanmaktadır. Yavuz Sultan Selim’in görevlendirdiği Karacimşit Bey’in etkisindeydi. IV. Murad zamanında Çakmakkaya Köyü’ne han yapılmıştır, bu han İpek Yolu’ndan geçmektedir.[kaynak belirtilmeli]
1935 yılında Etibank tarafından işletme tesisi kurulması ve işletmede istihdam edilen insanların bölgeye yerleşmeleri ile oluşmuş bir yerleşim merkezidir. Krom işletmesinin zamanla faaliyet alanının genişlemesi ile birlikte gelişen ve büyüyen Alacakaya, Maden’e bağlı bir köy iken, 30 Aralık 1986’da belde belediyesine çevrildi. Alacakaya, 20.05.1990 tarih ve 20523 sayılı resmi gazete yayımlanan kanun ile ilçe statüsüne kavuştu.
Bölgede Türk hakimiyeti Selçuklular devrinde başlar.1071 Malazgirt Savaşından sonra Harput ile birlikte bölgemiz de sırasıyla Çubuk Oğulları, Artuk Oğulları,Anadolu Selçukluları, Dulkadir Oğulları, Akkoyunlar ve Safavilerin idaresine girmiştir. Harput ve havalisi Çaldıran Savaşı ile Yavuz Sultan Selim tarafından Osmanlı topraklarına katıldı.Sultan Selim Han’ın tahtına bağlılık ve itaatlerini bildiren İran Hükümdarlarına karşı Osmanlıların yanında yer alan Uç Beylerinden Cimşit Bey, Osmanlı yöneticilerinin güven ve beğenisini kazandığından, buna karşılık Sultan da kendisine büyük yardımlarda bulundu.Cimşit Bet sağlığında beyliğini oğluna devretti.Cimşit Bey’in ölümünden sonra da oğlunun beyliğinin onaylandığına dair Sultanlık Fermanı verildi.O döneme ait birçok fermanın olduğundan bahsedilmektedir
İlçe Merkezinin bugünkü yerinin tarihçesi yörede çıkarılan krom cevherinin tarihçesi ile başlamaktadır.Maden ilçesindeki bakır cevherinin odundan elde edilen ısıyla eritildiği dönemlerde Guleman Köyü halkından biri Ergani Bakır işletmesi’ne hayvanı ile odun taşırken gece hayvanın yükünü dengeleştirmek için yerden tesadüfen aldığı bir taşı kullanır ve yoluna devam eder.sabahın erken saatinde Ergani Bakır İşletmesi’ne varır.Hayvanın yükünü indirirken artık işine yaramayan taşı bir kenara atar.Tesadüfen o sırada oradan geçen Maden Yüksek Mühendisi Abdullah Hüsrev Bey vatandaştan bu taşı nerede bulduğunu sorar ve yerini öğrenir.Köylü ile birlikte Guleman Köyü yakınındaki Saisi mıntıkasına gelir.Buradan topladığı taş parçalarıyla birlikte Maden’e döner.Yapılan incelemeler sonucunda Guleman yöresinde zengin krom yataklarının olduğu , sonradan GÜLUMAN soyadını alan Abdullah Hüsrev Bey tarafından 1935 yılında bulunmuş oluyor. Bölgede bulunan bu krom cevherinin işletilmesine 1936 yılında başlanmıştır. Bugünkü İlçe merkezinin bulunduğu yerde Şarkkromları T.A.Ş. kurularak maden çıkarılmaya başlanmış, 1939 yılında da Müessese haline dönüştürülerek Etibank Mahdut Mesuliyetli Şarkkromları İşletmesi Müessesesi adıyla faaliyet göstermeye devam etmiştir.Müessese, idari binalarının yanında idari ve teknik kadrolarda çalışan personelinin barınması için konut ve sosyal tesisler yapmıştır.Krom çıkarılması ve iş yerlerine gidiş geliş yollarının yapılması için çok sayıda insan gücüne ihtiyaç duyulması sebebiyle çevre köy ve ilçelerden yöreye büyük oranda işçi akını oluşarak zamanla Etibank tesislerinin civarında sağlıksız bir yapılaşma ile bir yerleşim birimi oluşmuştur.1987 yılında bugünkü ilçe merkezine 2 km uzaklıktaki Guleman köyü ile birleştirilerek Maden İlçesine bağlı Alacakaya adıyla belde Belediyeliği oluşmuştur. Yapılan ilk Belediye seçimleri sonucunda Dt.Cimşit DEMİR Alacakaya Beldesinin Belediye Başkanı seçilmiştir. 20 Mayıs 1990 gün ve 20525 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan 3644 sayılı kanunla da Alacakaya adı ile ilçe statüsüne kavuşmuştur.
ELAZIĞ VİŞNE, 50 YIL ÖNCE GÜN YÜZÜNE ÇIKTI
Yerbilimcilerin iyi bildiği gibi, Alacakaya, eski adıyla guleman denilince akla kromit yatakları gelir. Oğuzhan Arslan’ın dedesi merhum Mehmet Arslan da tam bir maden tutkunudur. kromit işletmeciliği yapılan alanda biriken sular nedeniyle, Alacakaya ilçesinin yakın güneyinde, şu anda Elazığ Vişnesi’nin blok üretiminin yapıldığı altıoluk köyü çevresindeki yer, “gölalan” olarak isimlendirilmektedir. 1969 yılında, bugünkü Elâzığ vişnesi parçalarını arazide gören maden tutkunu Mehmet Arslan, taşın rengini çok beğenir ve aldığı parçaları kestirip parlatmak üzere Ankara’ya götürür. Ancak aldığı tepki hiç de ümit verici değildir. O yıllarda mermer denince akla beyaz ya da açık renkler geldiği için madenci sahip olduğu koyu renkten dolayı piyasada rağbet görmeyeceği söylenir. Ancak o, bu taşın geleceğinin Mehmet Arslan’a Elazığ Vişnesinin parlak olduğuna olan inancını kaybetmez ve çevresindekilere “gün gelecek bu taşın derelerdeki parçaları bile para edecek” der ve mermer işiyle uğraşan ulaşabildiği tüm kişilere elindeki örnekleri göstermeye devam eder. Taşın kaderi, Elâzığ şehir merkezinde 1967-1972 yılları arasında yapılmış olan izzet paşa Camisi’nde kullanılmasıyla değişir. Mehmet Arslan Kayseri’de hazırlattığı Elâzığ vişnesi mermerlerinin izzet paşa Camisi’nin iç mekânlarında kullanımını sağlar
Rezervinin tamamı Alacakaya’da bulunan vişne çürüğü mermer, kırsalda yapılan zemin etüdünün ardından belirlenen dağlarda çıkarılıyor. İlk önce üst tarafı temizlenen rezerv alanı daha sonra iş makineleri ile kazılarak ”patates” diye adlandırılan şekillerde vişne çürüğü mermer ortaya çıkıyor.
Dağların altında yatan dünyanın en özel mermerlerinden olan vişne çürüğü mermer, zorlu bir çalışmayla blok olarak gün ışığına çıkartılıp çoğunlukla blok veya yarı mamul ürün olarak satışa sunuluyor.
Dünyadaki mermer rezervinin yaklaşık üçte birini barındıran Türkiye, mermerde çeşit ve kalite bakımından da dünyanın en zengin ülkelerinden biri. Ülkemizde 400’ün üzerinde doğal taş çeşidi ve 120’nin üzerinde farklı renk ve desende mermer rezervi bulunuyor. Akşehir Siyah, Manyas Beyaz, Bilecik Bej, Kaplan Postu, Denizli Traverten, Ege Bordo, Milas Leylak, Gemlik Diyabaz, Afyon Şeker, Muğla Beyaz, Burdur Bej, Açık Emprador Süpren ve açıktan koyuya ahenkle dağılan parlak bordo rengi ve beyaz damarlarıyla öne çıkan Elazığ Vişne, Türkiye’nin en kıymetli taşları arasında. Muğla’da çıkan Ege Bordo, Eskişehir’in Salome taşı ve Bilecik’in kızıl damarlarıyla Rozalya Dark taşı Elazığ Vişne ’ye benzetilse de hiç biri Elazığ Vişnenin yerini tutmuyor. Kendine has renk, damar ve desen özellikleriyle vişne mermeri kendini fark ettiriyor.
60’DAN FAZLA ÜLKEYE ULAŞTI
Vişne mermeri Elazığ’dan önce Türkiye geneline ardından İtalya’ya ulaşıyor. İtalya’da üretilen Rosso Levanto’ya çok benzeyen Elazığ Vişne, rengi ve kalitesiyle öne çıkıyor. Dünyada Rosso Levanto, Rosso Lepanto ve Elazig Cherry isimleriyle de bilinen Elazığ Vişne, dört kıtada 60’dan fazla ülkeye yayılıyor ve en prestijli binaları süslüyor. Kâbe, ABD’deki Beyaz Saray, lüks oteller ve mağazalar Elazığ Vişne ile renkleniyor.
Maden Alacakaya kaderleri birbirine benzeyen iki yakın ilçe… Şimdilerde manşetlerden düşmeyen ihalenin başrolleri…
Geçtiğimiz günlerde Elazığ’ın Alacakaya ilçesinde Maden Tektik ve Arama (MTA) Genel Müdürlüğü tarafından doğalgaz rezervinin bulunduğu haberi üzerine Maden Tektik ve Arama yetkilileri ile görüşen Alacakaya İl Genel Meclisi Üyesi Halim Beyazelma, şuan böyle bir şeyin olmadığını açıkladı.
Beyazelma yaptığı açıklamada, Alacakaya Çataklı köyünde MTA çalışma sonucunda doğalgaz çıkmasının söz konusu olmadığı, resmi yetkililerden gelmeyen haberlere itimat edilmemesi gerektiğini getirmiş.
Ya tamam da ne vardı yani bu güzel haberin tadını birkaç gün daha çıkarsaydık. Doğrucu Davut olmanın ne gereği vardı şimdi. ‘Devlet bana söylerse ben de size açıklarım’ hodbinliği neyin nesi. Ne yani bunu açıkladın da yeniden seçilmeyi mi garantiledin ey sayın meclis üyesi Beyazelma! Ne olurdu birkaç gün daha bu beyaz yalanın keyfini sürseydik. Kaldı ki doğalgazın bulunduğunu söyleyenler de MTA yetkililerini kaynak gösteriyor, olmadığını söyleyenler de… Sorun kurumda mı, kurumun çalışanlarında mı yoksa, suya çakmağı çakıp ateş yakan görüntülerde mi? Yoksa biri bize şaka yapıp işletti mi?
Neyse bunlar şaka tabi. Beyaz elma üzerine düşen görevi yerine getirdi ve doğrusunu açıkladı. Ama gerçek olan bir şey var ki, o da şehrimizle ilgili zaman zaman bilgi kirliliğinin de ötesinde teyit edilmemiş, kaynağından sorgulanmamış, daha doğrusu kaynağı bile bilinmeyen haberlerin basında yer alması.
Her ne kadar hoşumuza da gitse, önemli ya da önemsiz haberlerin bir iki kaynaktan teyit etmek ve sonra haberleştirmek gibi bizim mesleğin ilkeleri var. 5N-1K sadece konuşulacak değil, uygulanacak da bir ilke. Hepimize ders olsun..
GÜNDEM
15 gün önceGENEL
22 Kasım 2024GÜNDEM
22 Kasım 2024GÜNDEM
22 Kasım 2024ELAZIĞ
22 Kasım 2024ULUSAL
22 Kasım 2024GÜNDEM
22 Kasım 2024