Ekolojik dengenin en önemli unsurlarından biri hayvanlardır. Hayvan biyoçeşitliliği yer yüzünün teminatıdır. Bugün doğada yaşamını devam ettiren bitkiler başta olmak üzere canlıların birçoğu varlığını hayvan varlığına bağlıdır.
Kovid 19 salgını patlak verdiğinde faili meçhul cinayetlerin bir numaralı sanığı olarak Çin’de yaşayan bir yarasa türünün, tespit edilen koronavirusla %96 benzerlikte olan bir kovid virusuna sahip olduğunu bildirmişlerdir. Yarasalar dış görünüşleri itibariyle itici ancak ekosistem açısından önemli hayvan türleri içerisindedir. Yaşam süreleri türden türe değişmekle beraber 20-40 yıl süre arasında yaşam süresi değişen türleri vardır. Yarasaların virusun yayılması ile ilgili rolü konuşulurken birçok bilim insanı bu hayvan türü ile ilgili daha detaylı bilgiler vererek insanımızı bilgilendirmiştir.
Bu konuda; Çankırı Karatekin Üniversitesi Dr. Öğr. Üyesi ve Yaban Hayatı Uygulama ve Araştırma Merkez Müdürü Tarkan Yorulmaz hocamızın AA’na verdiği ve ekolojik dengenin korunması adına tavsiyeleri okunmaya değerdir. Bu röportajda; dikkat çeken husulardan birinin bu virusun yayılmasında yarasanın 1. Derece suçlu olduğuna yönelik kanıtların tam yerine oturmamasıdır. Yarasa metabolizmasında tespit edilen Ebola, Kuduz, SARS-Cov2 suşları da dahil, bu canlının büyük çoğunluğunun bağışıklık sisteminin hastalığın çıkması için güçlü olduğu ve “Sıfır” oranında hasta oldukları bulunmuştur ( Gurbunova et al., 2020). Bu mekanizmanın “İnsana” nakledilmesi şu an çalışılan önemli konular içerisindedir. Basit bir ifadeyle belki de “Derdin dermanı içerisindedir” Bu da “Antiviral citokininlerin” hastalıklı genlere bağlanmasını sağlayan mekanizmalar üzerinde çalışılmasını gerektirmektedir (Gurbanova et al., 2020).
Yarasa’yı daha fazla tanıyalım. Memeli türler içerisinde yaklaşık 1400 tür ile dünyadaki ikinci büyük memeli grubu içeren yarasalar ne ile beslenmektedir? Yarasaların çoğu böceklerle beslenmektedir. Küçük bir yarasanın 1 saatlik zaman diliminde 500 adet sivrisineği yediği tespit edilmiştir. Bazı yarasalar ise meyve ile beslenmektedir. İncir, mango, muz ve hurma en sevdikleri meyve türleridir. Yarasaların bazıları da kuş, balık, kertenkele, kurbağa ve kendi türlerinden bireyleri de yemektedirler. Bazı kan içen yarasalar da bulunsa da bu türler Orta ve Güney Amerika da yaşamakta ve bu türlerde insan kanı sevmemekte, sadece inek ve koyunların kanını emer (hayvan hissetmez) ve günlük sadece 2 çay kaşığı kana ihtiyaç duyarlar (Don, 1997). Kan emişi sırasında; hayvanların ruhu bile duymaz.
Meksika’da yapılan araştırmada “yarasa türlerinin böceklerin kontrol edilmesinde dolayısıyla insan beslenmesinde önemli rol oynayan ürünlerin korunmasında, polinasyonda yani ağaçların tozlaşarak meyve ve sebze vermesine, tohumların yayılarak habitatların yani yaşam alanlarının korunmasında” önemli roller oynamaktadır. Polinasyon neden önemlidir.? İnsanoğlunun tükettiği besinlerin % 75’i büyüme ve gelişme için tozlaşmaya ihtiyaç duymaktadır. Yarasalar Avrupalı bilim adamlarının mevcut araştırmalarında mühendislik pratiğinde sıkça kullanılmaktadır. Yarasalar “ekolokasyon” çalışmalarında model olarak kullanılan bir hayvan türüdür. (Beciri, 2010).
Ekolokasyon nedir?
Ekolokasyon; bir canlının belirli bir hedeften çıkan ses yansımaları ve dalgaları algılama yoluyla, hedefin yerini bulma ve tanımlama işlemidir. Ekolasyonu yarasalar dışında kullanan canlılardan iki tanesi de yunuslar ve balinalardır. Belki bu sayı arttırılabilir. Yurtdışında direkt bu işle uğraşan “Ultrasonik Mühendisliği Bölümü” bulunmakta ve yarasalar ile ilgili çalışmalar durmadan devam etmektedir. Anlayacağımız şekliyle şöyle ifade edebilirim. Kablosuz internet yani “Wi-fi” nasıl evdeki cihazlardan algılanıyorsa, yarasalarda hedeflerini aynı bu incelikte bulmaktalar.
Ya Rab!!. Ne büyük bir teknoloji.
Southampton ve Leeds Üniversiteleri “Biyoloji İlhamlı Akustik Sistemler” isimli projede “işitme cihazları ve Cochlear implant(kulağa takılan işitme cihazları) geliştirilmesinde, medikal ultrasonik cihazların daha hassa olmasında hem robotik aletlerin vücuda yerleştirilmesi yarasalar model olarak kullanılmaktadır. Aletlerin daha hassa olmasında yapı test analizleri devam etmektedir.
Ayrıca; yarasaların doğuştan gelen bağışıklık sistemi’nin kopyalanması halinde iltihaplarla baş etme mekanizmaları, yaşlanmayı engelleme adına büyük faydalar sağlayacaktır. Yarasaların “mağara içinde yaptığım çalışmalarda gözlemlediğim günün belirli saatlerinde uyuşuk olma hareketlerinin de çok fazla seyahat ve hareketlilik ekseninde zaman zaman “İnsan davranışlarına yansımalarının” da olması belki de hastalıkların daha az yayılmasına olanak sağlayacaktır. Mümkün mü? Global dünyada çok da mümkün görünmüyor.
Öyleyse başlığa dönelim “YARASA mı? YARAMA sa mı? Tabi ki “korunması gereken faydalanılması gereken (Besin olarak değil) önemli bir hayvan türü. Çünkü; son yıllarda yaşam alanlarının bozulması ve iklim değişikliği nedeniyle türlerinin büyük çoğunluğu tehdit altındadır (Frick et al., 2019). Buna sevinmeyelim. Çünkü bu yok oluşun geriye dönülmeyen ciddi zararları oluşacaktır.
Sağlıcakla kalın.
Prof.Dr.İNANÇ ÖZGEN
Fırat Üniversitesi
Biyomühendislik Fakültesi Öğretim Üyesi
Yazarın Tüm Yazılarını Görmek İçin TIKLAYINIZ
Literatür
Beciri, D., 2010. Bat biosonar biomimicry for improved sonar technology. Bionicsnews and articles. Bionichs Tech.,
Frick, W., Kingston, T. and J. Flanders., 2019., A review of the major threats and challenges to globalbat conservation. Ann. N.Y. Acad. Sci. 1., 5-25.
Gurbunova, V., Seluanov, A. and B.K. Kennedy., 2020. The World Goes Bats: Living Longer and Tolerating Viruses. Cell Metabolism. Vol 32: 31-43.
Wilson, Don. 1997. Bats in Question. The Smithsonian Answer Book. Smithsonian Institution Press, Washington. 168p.
GÜNDEM
14 gün önceGENEL
21 Kasım 2024GÜNDEM
21 Kasım 2024GÜNDEM
21 Kasım 2024ELAZIĞ
21 Kasım 2024ULUSAL
21 Kasım 2024GÜNDEM
21 Kasım 2024