Kömür ve Elmas’ın özü aynıdır. Yani ikisi de Karbon (C) ‘dan oluşmuştur. Ama biri simsiyah kömür, diğeri ise pas pas parlayan elmas olmuştur. Kömürün kimyasal bileşenlerinde, çoğunlukla karbon (C), Hidrojen (H), Oksijen (O), Kükürt (S) ve Azot (N) elementleri bulunmaktadır. Elmas ise yüksek basınç altında oluşan yine Karbon (C) içerikli bir bileşiktir. Çok serttir. 3547 santigrat derecede ancak eriyebilir. Bu değer altının erime derecesi olan 1064 santigrat derecenin üç katıdır. Demir’in ise erime noktası 1535°C’Dir. Kömür ise 500 C’de. Yani elmas, kömürle aynı kökenden gelmesine rağmen oldukça dayanıklı ve sert bir cisimdir. Elmas, dünyanın merkezine yakın bir yerde oluşur ve yeryüzüne sarsıntılarla çıkar. En saydam ısı yansıtıcısıdır. Yaşı oldukça fazladır. Bir elmasın oluşması için 1 milyar yıl gerekir. Muhtemelen bu oluşumda yeryüzüne çarpan astreoidler ve gök cisimlerinin oluşturduğu yüksek basınçların rol oynadığı söylenebilir. Uzay araştırmalarında gezegenlerde nano elmaslara rastlanmış, bir elmas kaynağı olarak yapılacak çalışmalarına kaynak oluşturabileceği düşünülmektedir. Bu nedenle uzay araştırmalarının ayrı bir önemi vardır. Elmas’ın kaynağının kömürden çok diğer bazı karbon kaynaklarının olduğuna yönelik bitkilerin yeryüzünde oluşum sürecinden farklı dönemde oluştuğundan çıkarılabilir. Ancak ana konu her ikisinin de Karbon kaynağından oluşmuş olmasıdır.İnsanları da kömür ve elmas gibi düşünebiliriz. Bir insanın elmas olabilmesinin yolu, zorluklara daha çok göğüs germesi ve kazandığı tecrübelerle daha dayanıklı hale gelmesine bağlıdır. Isı, baskı, yani dünyevi sıkıntılar Elmas’ı eritebilir mi? Yani iradesini zayıflatabilir mi? Fiziksel olarak, kömürün ısınma derecesine göre çok daha zor eritir ve bozar. Batınide, yani zamanla bu zorluklara göğüs geren insan, elmas gibi parıldar. Yanmaz! Ama bu zorluklara dayanamaz, iradesini güçlendiremez ise yıllar içinde olgunlaşmış ve kömür olmuşsa bile daha küçük bir ısıda erir ve kor olur. Parıldamaz! Astreoidlerin çarptığı yerlerde oluşan elmaslar, yine depremlerle, yani insanın yaşadığı artçı sarsıntılarla tezahür eder. Bu tezahürün olumlu neticelenmesinin yolunda iki önemli haslet vardır ki bunlar sabır ve metanettir. Sabır ve metanetin meyvesi ise kalben elmas olmaktır.İnsan kömür yerine nasıl elmas olabilir? Bunun yolunu peygamber efendimiz öğretmiş. Dağın, taşın emanetini kabul etmediği bir âlemde, Allah’ın öyle bir yük veriyorum ki sırtına, kimse kaldıramazdı dediği yüce İslamiyet ve öğretileri Allah Resulünün sırtına yüklenmiştir. Vahiy geldiğinde heyecanında bayılan Resul, bu emanetin yükünü fazlasıyla hissetmiştir.
Kız çocuklarının diri diri toprağa gömüldüğü bir devirde, ırkçılığın tavan yaptığı, siyah ve beyaz tenlilerin ayrıldığı, fakirle zenginin büyük uçurumlarda, efendi ve köle zihniyetinde yaşadığı bir dönemde, Asr ı Saadet devrini kurarak ELMAS bir nesli bina etmiştir.
İnsan hakları onun önderliğinde ve rehberliğinde değerlenmiş, İslam dini ile hayat bulmuştur. Geldiğimiz asırda, trafikte yol vermiyor diye pompalı tüfekle vurulan, istediği müziği bilmiyor diye başı kesilen insanların haberleriyle uyanıyoruz. Kadına ve kız çocuğuna değer vermeyen bir nesli, yani kapkara zihniyetleri, 1500 sene öncesinden eğitmeye başlayan bir peygamberin ümmeti olmanın şerefine nail olup, ELMAS düşüncelere dalmak varken, kömür nefislere dalmak, herhalde Karbon zincirine ihanettir.
Gelelim siyah ve beyaz tenli insan ayrımının cahilce sürdürüldüğü medeni ABD’nin tutumlarına: Bugün medeniyetin beşiği denilen ABD’de halen siyah ve beyaz ayrımı gündemdedir. ABD’li şarkıcı Kate Peryy’nin, Rue Face (Kara Surat) ve Ora Face adındaki ayağa takılan sandaletleri ırkçılığın tezahürü olarak gündeme oturmuş ve satıştan kaldırılmıştır. Yine ünlü Gucci firması, ırkçı blakface akımını başlatan ürünleri ile tepki almış ve özür dilemiştir. İtalyan moda devi Prada’da maymuna benzer maskotlarda siyah insan silueti resmederek büyük tepki almıştır. En son; ABD’li rapçi ve tasarımcı Kanye West’in Paris Moda Haftası’ndaki sürpriz Yeezy defilesinde üzerinde “Beyazların Hayat Önemlidir” yazan siyah bir tişört giymesi, 2020 yılında gözaltındayken polisin boynuna baskı yapması sonucu hayatını kaybeden siyahi George Floyd’a gönderme yaparak ırkçılığın boyutuna dikkat çekmesi de, ABD’de halen sistematik ırkçılığın yapıldığının göstergesidir. ELMAS düşüncelerden ırkçlığa.
İnsanlığı tehdit eden bu soruna, İlk ezanı okuyan Hz. Bilal Habeşi neşter vurmuştu ama süper güç dedikleri ruhsuz birleşik devletler halen bu ELMAS hareketi anlamamış, Karbon zincirine ihanet etmiştir. Bu ırkçılık onların sonu olacaktır.
Sağlıcakla kalın.
Prof.Dr.İNANÇ ÖZGEN
Fırat Üniversitesi
Biyomühendislik Fakültesi Öğretim Üyesi
Yazarın Tüm Yazılarını Görmek İçin TIKLAYINIZ