0

BEĞENDİM

ABONE OL

News

0

 

Son zamanlarda yüzlerce ilaca erişimde sorun yaşandığına dair iddiaların ardından görüşlerine başvurduğumuz 23.Bölge Elazığ Eczacı Odası Başkanı M. Ulaş Güler söylemlerin iddia değil gerçek olduğunu belirterek,  bulunamayan ilaçların sorumlusunun eczacılar olmadığını ifade etti. 500 ‘ün üzerinde ilacın bulunamadığı bilgisini gazetemizle paylaşan Başkan Güler; sıkıntının tamamen yükselen döviz kuru nedeniyle maliyetlerin karşılanamamasından kaynaklı olduğunu kaydetti. Güler, hayati öneme haiz bazı ilaçlara 17 Ocak tarihinde gelen zammın ardından hemen 18 Ocak tarihinde stoklara girmesini anlamlandırmadıklarını dile getirerek, bu anlamda denetimlerin sıklaştırılmasının gerektiğinin de altını çizdi. 

Döviz kurlarındaki artıştan en fazla etkilenen sektörlerin başında sağlık geliyor. Özellikle de ilaç sorunu had safhaya ulaşmış durumda. 500 ilacın erişiminde sorun yaşandığını dile getiren 23. Bölge Elazığ Eczacı Odası Başkanı M. Ulaş Güler, sıkıntının tamamen yükselen döviz kuru nedeniyle maliyetlerin karşılanamamasından kaynaklı olduğunu anlattı.

“SIKINTI TAMAMEN YÜKSELEN DÖVİZ KURU NEDENİYLE MALİYETLERİN KARŞILANAMAMASINDAN KAYNAKLI” 

İlaç Fiyat Kararnamesinin güncellenmesi gerektiğini kaydeden Başkan Ulaş Güler, “İlaç Fiyat Kararnamesi şöyle bir kural getiriyor; her yıl oluşan ortalama Avro /TL kurundan bir Avro kuru belirlenir ve buna ilgili iskontolar uygulanarak bir ilaç fiyatı tespit edilir. Bu da her yıl Şubat ayının 20’sinde uygulanır. Yani ilaçlara yılda bir kez zam yapılıyor. Bizim sattığımız ilaçların yüzde 50’si ithal menşeli kalan yüzde 50’si için de yoğun bir hammadde ithalatımız var. Hal böyle olunca hızlı kur geçişlerinde ilaç maliyetleri yükseldiği ve ithalatta da ciddi sıkıntı olduğu için böyle bir sıkıntı yaşanıyor” dedi

“ÜRETİM VE TEDARİK KAYNAKLI İLAÇ YOKLUĞUNUN SORUMLUSU ECZACILAR DEĞİL” 

 

Başkan Güler; ilaç yokluğunun nedeninin ilaç firmaları ve ecza depoları olduğunu dile getirerek, üretim ve tedarik kaynaklı ilaç yokluğunun sorumlusunun eczacılar olmadığının altını çizdi ve ‘stok denetimlerinin’ sıklaştırılması gerektiğini vurguladı. Güler; “Bu yıl da Kasım ayında bilindiği üzere çok ciddi hızlı bir kur yükselişi yaşandı. Bu kur yükselişi sırasında bu gerçekleşti. Pandemiden kaynaklı da ihtiyaç hammaddeleri uzak doğudan geldiği için nakliye fiyatlarında da yükselme oldu. Tüm bunlardan dolayı ilaç sanayisinin zorlandığını iddia ediyorlar. Yani bu maliyetleri karşılayamadıklarını ifade ediyorlar, örneğin çocuk şuruplarında şişe maliyetleri çok yükseldiği için ilaçlara da zam alamadıkları için üretmediklerini söylüyorlar. Bütün bunlar bir araya gelince ciddi bir ilaç sıkıntısı meydana geldi.  Bizler de ilaçları depolardan temin edemediğimiz için ilaçları hastalara veremiyoruz” ifadelerinde bulundu.

“HASTALARIMIZA İLAÇ YOK DEMEK BİZLERİ DE ÇOK CİDDİ ANLAMDA RAHATSIZ EDİYOR” 

Başkan Güler, eczacılar olarak hastaların mağdur olmamaları adına gayret sarf ettiklerini ifade ederek, “Bu konuda eczacıların hiçbir suçu yok! Eczacıların stok yapması gibi bir durum söz konusu değil. Tam tersine bütün meslektaşlarımız hastanın ilacının en azından bir kutusunu temin edelim, bu arada ilaç bulmaya çalışıyorlar. Whatsapp gruplarından meslektaşlarımız bir birleri ile istişare ederek, ‘sende bu ilaç varsa bana gönder ben de sana elimde olan şu ilaçtan göndereyim’ diyerek hastalarımıza yardımcı olmaya çalışıyor. Bize gelen insanlar bizim müşterilerimiz değil, bizim hastalarımız. Elimizden geldiğince mağdur olamamaları için gayret gösteriyoruz. Hastalarımıza ilaç yok demek bizleri de çok ciddi anlamda rahatsız ediyor. Bu anlamda eczacıların hiçbir suçu yok ama tedarik zincirindeki sıkıntıdan kaynaklı ilaç temininde son 2 aydan beri sorun yaşanıyor” diye konuştu.

“İLAÇ STOKÇULARINA KARŞI DENETİMLER SIKILAŞTIRILMALI!” 

20 Şubatta ilaçlara gelecek zamdan sonra bazı ilaçların piyasaya çıkabileceği bilgisini de paylaşan Başkan Güler; “Hayati ve ithal ilaçlara 17 Ocakta bir zam yapıldı. 138 kalem ilaçtı bu. Bunlara erken zam verildi. Çünkü bu ilaçların yokluğu hastaları çok ciddi sıkıntıya sokuyordu, hayatı öneme haiz ilaçlardı bunlar. Ama biz bir de şunu yaşadık; önceki günün akşamı saat 17.00’de ilaç yok dediler, gece zam geldi sabahında ise bir anda depoların stoklarına girdi bu ilaçlar. 17’sinde ilaç fiyatlarına zam geldiğinde sorduğumuzda yok cevabını aldığımız ilaç 18’inde sabah ilaç stoklarına girdi biz de nasıl oldu anlayabilmiş değiliz. Burada da bir acayiplik var. Sonuçta İlaç Takip Sistemi denen bir uygulama var. Orada hangi ilacın olup olmadığı çok kolaylıkla tespit edilebilir. Bu sistemle; ürünlerin tedarik ve dağıtım süreçlerinde bulunduğu konumun belirlenmesi mümkün olmakta. Karekod teknolojisi sayesinde, beşeri tıbbi ürünlerin, üretim veya ithalatından itibaren tedarik zincirinde gerçekleştirdiği her hareketi izlemek mümkün” açıklamalarında bulundu.

“İLAÇ FİYAT KARARNAMESİ GÜNCELLENMELİ!” 

İlaç stokçuluğuna dair denetimlerin sıkılaştırılması gerektiğinin altını çizen Başkan Güler, son olarak; “Sıkı denetim yapılması gerekiyor. Bunun da ciddi anlamda kontrol edilip, denetlenip, gerçekten stokunda olup da tutan varsa ilaç firması kaynaklı varsa bu ecza depolarından kaynaklı varsa böyle bir durum tespit edilip cezalandırılması gerekir. Çözüm önerisi olarak da biz hep bunu savunuyoruz; yıllık olarak kura göre belli bir zam oranı var, bunu toptan yapmak yerine parçalara bölüp 3-4 defada yapıldığı takdirde kur geçişlerinde de bu sorunlar yaşanmayacaktır. Biz bu önerimizi Sağlık Bakanlığına da birkaç kez ilettik. Buna rağmen yine de yıl da bir kez ilaç fiyat kararnamesini uyguluyorlar. Sıkıntıların temelinde bu yatıyor. Bizler en az vatandaşlar kadar mustaribiz çünkü hastalara ilaç yok demek çok zor bir şey. Hastaların şifa bulmasını engelleyecek bir davranış içerisinde asla bulunamayız” diyerek açıklamasını tamamladı.