TÜRK DÜŞMANI HRİSOSTOMOS

ABONE OL
Nis 2, 2021 22:09
0

BEĞENDİM

ABONE OL
 

Yılmaz Özdil’in “Son Cüret “kitabını okuyorum.

Ayasofya ile ile ilgili yazarın yazı yazdığı gazetenin 2020 yılı için  “Ayasofya’nın cami hüviyetine geri döndürülmesi felaket olarak yorumlaması” içim içimi yakmış olsa da bunun bir anlık hezeyanla yazılan bir manşet olduğuna inanıyorum. Bu kitabı okumama da bir engel değil tabi ki.

Bu kitabı okuyunca; Milli Mücadele yılları gözümün önünde bir bir canlandı. Henüz bitiremedim, ama şimdiden çok güzel bir eser olduğuna şahit oldum. Kitabın önemli tespitleri var. Bunlardan birincisi Türk düşmanı “Hrisostomos” ile ilgilidir. Diğer tespitlere de ileri ki yazılarda değinmek isterim.

Hrisostomos; Fener patriği tarafından 1910 yılında İzmir metropoliti olarak atanan evini ve kiliseyi Rum çetecilere açarak onları silahlandıran ve vaazlarında nefret tohumları eken bir Hristiyan din adamı. Tam bir Türk düşmanı. Misyoner. Bu din adamı; bu süre zarfına kadar 8 yıl sürgünde kalmış, Aya Yorgi yortusunda Osmanlı Devleti karşıtı miting yapınca İzmir’den çıkışı engellenmiştir. Aya Fotini kilisesinin bodrumunda İstanbul Patrikhanesiyle sürekli telgraflaşarak ihanetine ihanet katmaya devam etmiştir. “Megalo idea” fanatiği bu din adamı Türk kanı içmeyi sevap olarak nitelendirmiş, 1993 yılında Yunan kilisesi tarafından “Aziz” olarak ilan edilmiştir. Kurtuluş savaşı sonrası; ihanetinin bedelini ödeyerek 9 Eylül 1922 yılında linç edilerek öldürülmüştür (Özdil, 2010).

 

Ancak buraya kadar olanlar ihanetin bedeli, bundan sonrakiler ise maalesef akıl tutulmasıdır. Bu hainin 2004 yılından sonra yazarın ifadesiyle “sihirli bir el tarafından” İzmir’de kitaplarının dağıtılması, 2013 yılında Alsancak da ki kilisenin Kurtuluş savaşında ihanet merkezi olarak çalışan “Aya Fotini” isminin verilmesi, 2009 yılında Kıbrıs Rum Kesimi Ortodoks Kilisesi baş piskopozunun kendisine “İkinci Hrisostomos” ismini vermesi manidardır.

Fakat bunlarında ötesinde; “94 yıl sonra 2016 yılında” Yunan televizyonlarından canlı yayınlanan “haç atma töreni” İzmir kordonda yapılmış ve bu töreni Aya Fotini kilisesinin baş rahibi  yönetmiştir. Özdil’inde dediği gibi, Konstantinopolis Megalo idea’sı “Hrisostomos”’u hiç unutmamış” ve bu hatırlatmaya da bileyerek veya bilmeyerek yardımcı olunmuştur. Eğer böyleyse, içimizi acıtan bir törendir. Avrupa birliği, Kıbrıs sorunu, Atina’nın karasularını 12 mile çıkarma talepleri ve  ABD’nin sürekli Yunan tarafında durması, Türkiye’nin  diri ve güçlü durması tarihin kinini unutmayan Bizans tortularına vereceği en büyük cevaptır. Bu konuda; Dışişleri Bakanı Sayın Mevlüt Çavuşoğlu’nun duruşunun ve hissiyatının net olduğunu da bilmekteyiz. Türk milleti olarak ne kadar iyi niyetli olsak da Bizans tortuları “Megalo İdea” dan vazgeçmeyeceklerdir.

Bu da benim yorumum olsun: Onlar  Hain Hrisostomos’u unutmasın, “Biz de Fetih’i unutmadık ve unutturmayacağız” “Ayasofya’da her zaman İlahı Seda “okunacaktır.

Sağlıcakla kalın.

Literatür: Özdil, Y., 2020.  Son Cüret. Sia Kitap.452 s.

Prof.Dr.İNANÇ ÖZGEN

Fırat Üniversitesi

Biyomühendislik Fakültesi Öğretim Üyesi

Yazarın Tüm Yazılarını Görmek İçin TIKLAYINIZ 

 

        

 

Bu yazı yorumlara kapatılmıştır.