Medeniyyet veya Ümran yahut Uygarlık. Hepsi de, nedir?
Birden çok halkların, birden çok ülkelerin, birden çok inançların bir araya gelmesiyle, oluşan, teşekkül eden ve dünyaya istikamet veren yapısal, organize güçtür…
Medeniyyet oluşmayacaksa, yani Roma gibi, bin yerinden eleştirilen ama binlerce yerinden de, imar, tıp, mühendislik ve ve ve, sanat, spor, yüzlerce alanda, insanlığı ileriye taşımış bir fenomen oluşmayacaksa, sadece günü kurtaracaksak, ne işe yarar yaşamak !?
Dün seviştim, öpüştüm. Bugün yine birilerini öpeyim sevişeyim, mi diyeceğiz?
Dün yedim içtim, doydum. Eee, bugün yine acıktım, yine yiyelim içelim, güzelleşim, mi diyeceğiz sadece ?
Yoksa sanatın, ustalığın, üretmenin, meydana getirmenin, zanaatkarlığın, tıpta ustalığın, sanatta, hoşgörüde daha iyiye meyyalii olmak mı, amacımız olmalı ?
Küresel ölçekte, bir medeniyyet oluşturmak istiyorsam, en azından ben ve bir grup arkadaşım istiyorsak, illa ki, tek bir ideolojiden mi yararlanmalıyız?
Devrimci olan Mustafa Kemal, Milliyetçi değil miydi?
Milliyetçi olmak, törenin yozlaşmasına izin vermek değil, Devrimci olmak, Milliyetçiliği örtecek, çeteleştirecek, kavga gürültüye, bileği kuvvetliyi haklı görecek bir feodalite yoz aşmamış diye DENGE UNSURUDUR…
Milliyetçiliğin olduğu yerde DEVRİMCİLİK yoksa, o Milliyetçilik, fahişeliktir…
İçinde Vatanseverlik, içinde Milliyetçilik olmayan her Devrimci, DEVRİMCİ değildir, Ötekilerin dünyasına çalışan köpektir…
İçinde Millet olan, Millet Aşkı olan her DEVRİMCİ, benim nazarımda Bülent Ecevit’tir, Mustafa Kemal’dir, Üçüncü Selim’dir, İkinci Mahmut’tur, Borsa oynayan, opera dinleyen, batı dillerinde sonatlara meraklı, Sultan Abdülhamit Han’dır.
Biz, var olan hiç bir olgudan nefret etmeyeceğiz…
Fahişelikten de öğreneceklerimiz var, o fahişelerden bir kısmını, bizden birilerini ayartmak için kullananlara karşı, gerekli kurumlarımız gerekli tedbirleri alsın diye…
Misal…
Fransa’da yüksek hacimli satış ve ürün pazarlayan mağazalar, korumaları, varoşlardan, gettolardan, siyahilerden, Kuzey Afrikalılardan seçerler…
Niçin?
Çünkü onlara göre, hırsızlar da, aynı mahallelerden, gettolardan, Siyahilerden, Kuzey Afrikalılardan çıktığı için, koruma işini onlara vermek, aslında hırsızı en iyi tanıyacak olanları, güvenlik yapmak, en doğru yöntemdir…
Yırtıcılar sana saldırıyorsa, o yırtıcılardan bir kısmını kendine bağla, ve denk güç oluştur..!
Modellemeyi anlatabildim mi, Sevgili Adı Tuğrul Yaşam Coşkusu Sönmez Delikanlı Ağabeyim ?
Ha şimdi…
Bize TÜRK DÜNYASI da lazım…
Şu an ki, liderler bunlar ise, bunların fotosu olacaktır burada. Ne yapaydım? Putin’i, Trump’u, Şİnzo Abe’yi, Şi Cin Pİng’i koyaydım oraya ?
Biz, şeffaf, devletimizin binlerce yıllık töresiyle, kaydıyla, izzet ve şerefiyle, görgüsü ve adetleriyle, çağın ruhuna uygun şekilde, VATİKAN’LA DA GÖRÜŞÜRÜZ, BUDİSTLERLER DE GÖRÜŞECEĞİZ…
Kızılderili Rezervasyon Sorumlularıyla da görüşeceğiz.
Venezüellla’daki Muhalefet ve İktidarlarla da görüşeceğiz…
Biz bugünlere yaşamıyoruz..!
Bunun altını bin kere çizelim…
BİZ, BUGÜNLERE YAŞAMIYORUZ..:!
Biz, çok özürdilerim; Asker Avşar Narsistliği yaşamıyoruz..!
Ben az sonra ölür giderim. Hakk’ı Rahim olan Allah, alırsa alır emanetini. Mesela, BEN, SEN, O BU ŞU değil..
Biz, asırların koynuna bir mesaj gönderiyoruz…
İnsanlığın gidişatı, paranın dışında bir medeniyyetin kurulmasını gerektirmektedir. Bu “PARA TUNNEEEE” meselesi değildir..
NOT: Bu yazı, Sayın Tuğrul Sönmez ‘in “Neredeyiz? Neredesin? Devrimcilikten Turan’a, Milliyetçilikten Sosyalizme?” nerede duruyorsun? Ne yapmak istiyorsun meyalli sorusuna, cevabın ilk kısmı olarak, kaleme alınmıştır ve bu bağlamda değerlendirilmesini arz ederim.
Saygılarımla….
GÜNDEM
14 gün önceGENEL
21 Kasım 2024GÜNDEM
21 Kasım 2024GÜNDEM
21 Kasım 2024ELAZIĞ
21 Kasım 2024ULUSAL
21 Kasım 2024GÜNDEM
21 Kasım 2024