0

BEĞENDİM

ABONE OL

News

0

 

Boğaziçi’ne “Rektör” olarak atanan Prof. Dr. Melih Bulu, AK Partilidir ve Boğaziçi’ne dışarıdan atanmıştır. Tüm itiraz, protesto, karşı çıkış sebebi budur.

Bu önemli bir sebep midir?

Tartışma kültürüne açık bir ortamda, 3 cümlede konuyu bitirebiliriz aslında…

1.Melih Bulu, ODTÜ mezunudur. ODTÜ de, Sol Devrimci Gelenekten gelmektedir.

 

2.Bir Üniversite Hocasının, Dekan ve Rektör hoca olarak atanmasının ön koşulu, akademik yeterliliktir..

Prof. Dr. Melih Bulu, akademik olarak ODTÜ Lisans eğitimini, 1992’de End. Müh. olarak tamamlamış.

Akabinde, BOĞAZİÇİ ÜNİVERSİTESİ’NDE, işletme alanında yüksek lisans, finans alanında doktora yapmıştır.

Bir zamanlar lisansüstü ve doktora öğrencisi olduğu Boğaziçi’nde akabinde, AD426 derslerine girerek BOĞAZİÇİ ÜNİVERSİTESİ ÖĞRETİM ÜYESİ de olmuştur…

Okuldaki kod adı . -codename- MR . BLUE olan Prof. Dr. Melih Bulu, siyasete uzun yıllar CHP ve LDP de sürdürmüş ve sonra olarak 2002’de AK Parti Sarıyer – ilçes teşkilatında yer almış.

AK Parti’den milletvekili aday adayı olmuş ama kabul görmemiş…

AK Parti Adaylığından 15 yıl geçmiş vee…

İstinye’de, Haliç’te binler, onbinlerce öğrenciye Rektörlük yapan Melih Hoca, şimdi de, Boğaziçi’ne atanmış, Rektörlük makamına…!

Melih Hocanın İngilizce bilgisi mi yok? Var…

Akademik olarak “Sıralaması düşük” bir üniversiteden mi mezun? HAYIR. Tam aksine, ODTÜ Lisans ve BOĞAZİÇİ ÜNİVERSİTESİ ÖĞRENCİSİDİR…

Mesele başka….!

Üniversitelerde REKTÖR ATAMALARI niçin önemli?

Çünkü her REKTÖR, her DEKAN kendi alt ekibini kurar. Bunu kurarken de, ideolojik davranır…

Sivas Cumhuriyet Üniversitesi’nde rektör seçilirken, Muhafazakar, Milliyetçi, Merkez Sağ Demokratlar işbirliği yapar…

Erzurum Atatürk ve Van Yüzüncu Yıl Üjniversiteleri’nde ise, İLİM YAYMA CEMİYETİ üyeleri faaldir.

Haa. Kim seçilir? Nasıl performans gösterir, o başka…

Akademik Dünyanın, 2026’da, üçte biri dostumuz yoldaşımız, kardeşimiz olarak, AKADEMİK dünyayı, “İdeolojiden arındırılmış, Bilimsel, Teknolojik, Ulusal Çıkarlar ve Çevre Ekoloji odaklı olması için, tüm üniversitelerin rektörlerini dekanlarını, 1-6 arası ARALIKSIZ KAMPA alacağız… Uzman Akademisyenleri gerekirse 5 bin Akademisyeni bir dağ köyü kurar, aralıksız çalışma imkânı sağlarız.

Ve bize, kısa – orta – uzun vadeli planlar hazırlasınlar…

İSTEĞİMİZ NET: İdeolojik değil, AKADEMİK, BİLİMSEL ÜNİVERSİTELER istiyoruz…

Ama Akademisyen olma koşullarına, FETÖYLE gelmiş olanları biliyoruz… Solla, Sağla, Ülkücülükten, Tarikatçılıktan gelmiş olanları MİT de biliyordur…

Şeffaf olalım, Demokrat olalım, NET olalım, Millete İnsanlığa hizmet idealinde olalım…

Ama illa ki, GERÇEKÇİ, GERÇEKÇİ, GERÇEKÇİ (Realist İdealist) olalım…

Boğaziçi Üniversitesi’nin Rektörünün değiştirilmesi fikrini OLUMLU BULUYORUM…

Melih Bulu, doğru isim midir, yanlış isim midir? Bunu performansı gösterecek…

Ama biz, ideolojik olarak bakmayalım…

Boğaziçi’ne atanalı 5 gün olan Prof. Dr. Melih BULU’ya, 45 gün verin…

45 gün içinde, hazırlayacağı ve başlatacağı projeler, “Doğru ve Gerekli” doğru yönetici olup olmadığını gösterecektir…

Doğru isim ise, hep beraber alkışlayalım…

Yanlış isim ise, 45 gün sonra hep beraber, mecazen – tarihe gömeriz kendisini… İstifa etmesi için de, YASA MASA dinlemeyiz, Anayasal Hakkımızı kullanır, vatandaş olarak dahi, basarız Boğaziçi Üniversitesi’ni…

Ancak…

Ben bugüne dek, Boğaziçi Hocalarından iki kıymetli insandan ve Boğaziçi mezunu olan başka 2 isimden de, toplamda dört farklı hocadan ders aldım…

Bunlardan biri, eze eze derste bıraktırmıştır beni ve ikinci sene, anca geçmişimdir…Buna rağmen, her biri bende kıymetlidir. Her biri, bilgisiyle, hayata bakışıyla, onca kültürel elit beyinlere sahip olmalarına rağmen, Sivaslı, Çankırılı, Amasyalı, Balıkesirli fark etmez, her biri de, “İyiki de Hocalarım olmuşlar” dediğim, Hocalıklarından onur duyduğum insanlardır…

Toplumsal anlamda “doğrudan bir Boğaziçililere Düşmanlık” da kör cehalet olur, “Boğaziçi’ni bağımsız özerk bir cumhuriyet sanarak” cinsel özgürlüklerini, özgürlük ve psikiyatrik – psikolojik bilimsel eşlikte saygıyla hoşgörüyle karşıladığımız “kesimlere de” söylemek isterim ki: Özgürlük, sadece size özgürlük değil canım…”

Saygılarımla….