1982 DÜNYA KUPASINDA BİR FUTBOLCU PORTRESİ
1886 okunma

1982 DÜNYA KUPASINDA BİR FUTBOLCU PORTRESİ

ABONE OL
Nis 2, 2021 14:38
1982 DÜNYA KUPASINDA BİR FUTBOLCU PORTRESİ
0

BEĞENDİM

ABONE OL
 

Çocukluğumda ilk baştan sona izlediğim Dünya Kupası İspanya 1982’ydi. O dönem en beğendiğim milli takımlar da başta Brezilya olmak üzere Almanya’ydı. Brezilya mükemmel yetenekli, renkli ve sempatik oyunculardan kurulu hemen hemen herkesin ilgi duyduğu bir takımdı ve kupada şampiyon olacağına herkes inanıyordu.

Tele Santana’nın hocalığını yaptığı, Falcao, Zico, Socrates, Eder, Carlos, Junior, Sergio, Leandro gibi yıldızlarıyla, bu takım tüm maçlara favori olarak çıkıyor ve tüm maçlarını izlemek için insanlar ekran başından ayrılmaz oluyorlardı. İşte bu takımı tek başına yenen ve ben de dahil birçok insanı kızdıran Paolo Rossi’nin 9 Aralık 2020 günü öldüğünü okuyunca o günleri düşündüm.

5 Temmuz 1982 sanıyorum bizde Ramazan ayına denk gelmişti. O gün 1982 Dünya Kupası’nın ikinci tur maçında Brezilya ile İtalya Barcelona kentinde karşılaşacaktı.  Gerçekten de ilk kez adam gibi oturup maç izliyor, yorum filan yapıyordum. Maç, Arjantin, Brezilya, İtalya’nın olduğu üçlü C grubundaki son maçtı. Beraberlik Brezilya’yı üst tura rahatlıkla taşıyacak olduğundan İtalya bu maçı kesin kazanmalıydı.

İtalyanların 5. Dakikada buldukları gol atan Paolo Rossi ile 1-0 öne geçiyorlar. Benim en hayran olduğum, doktor lakaplı (gerçekte de hem tıp doktoru hem de felsefe eğitimi almış bir entelektüeldi) Socrates (tam adı Socrates Brasiliero Sampaio de Souza Vieira de Oliveira) harika bir golle 12. dakikada beraberlik golünü atıyordu. Ama 25. dakikada yine Paolo Rossi ortaya bir daha çıkıp durumu 2-1 yapmıştı.

 

Brezilya işi ciddiye alıp müthiş oynamaya başladı, şiir gibi dedikleri gibisinden beni mest eden bir oyunun sonucunda 68. Dakikada gördüğüm en güzel gollerden birini Falcao atmış o sevinç görüntülerine televizyona sarılarak ben de katılmıştım.

Beraberlik yetmesine karşın açık ve muhteşem atak futbolunu sürdüren Brezilya, bizi bu coşkuya sokmuşken, sevincimiz beş dakika bile sürmedi. Yine Rossi, galibiyet için çılgın gibi saldıran Brezilya savunmasının içinde karambolden attığı golle durumu 3-2 yaptı ve sonuçta İtalya, yenilmez denilen ve kesin favori olan Brezilya karşısında 3-2 kazandı.

O gün Rossi’ye düşman olmuştum. Çünkü geçmişinde şike yaptığı için 3 yıl men cezası almış sabıkalı bir oyuncunun, benim hayranlık duyduğum Brezilya takımının yolunu kesmesi bana göre büyük haksızlık olmuştu.

İşte o, İtalyan futbolcu Rossi, 1956’da doğmuş, Juventus’un sürekli kiraladığı ve sürekli de dizlerinden sakatlanan, pek de büyük varlık gösterememiş bir futbolcuydu.

Aslında kanat oynarken Vicenza takımında santrfor oynayan Rossi, ikinci ligin gol kralı olmuş, takımının Serie A’ya çıkması sonrası ertesi sezon da Seri A gol kralı olmuştu. Perugia takımdayken ise şike suçu nedeniyle 1980’de üç yıl ceza almış, ikinci yılın sonunda 1982 Dünya Kupası öncesinde kalan cezası affedilmiş, İtalyan Hoca Bearzot, bu siciline ve 2 yıl top oynamamasına bakmadan onu milli takıma seçmişti.

Yukarıda da yazdığım gibi, Brezilya’ya 3, yarı finalde Polonya’ya 2, finalde Almanya’ya 1 gol atan Rossi, İtalya’yı tam 1938’den bu yana ilk kez şampiyon yapmış, kendisi de turnuvanın en iyi oyuncusu seçilmişti. Sonra Juventus transferi ile ligde ve Avrupa’da birçok kupa kazanacak ancak sakatlıklar nedeniyle yalnızca 30 yaşındayken futbolu bırakacaktı.

İtalya’yı şampiyon yapan Rossi, işlediği şike suçundan asla sıyrılamasa da büyük bir topçuydu.  Deyim yerindeyse, kendisine yüz yılın takımı Brezilya’yı yendiği Doktor Socrates ve arkadaşlarını üzdüğü için hep kızgın olsam da, onun hep beyefendi, rakiplerine karşı saygılı, ciddi bir duruşu vardı, demek ki eskinin şikecisi bile güzelmiş…

Ne diyelim, Tanrı günahlarını affetsin…

Avukat Cem BAYINDIR 

30 Ocak 2021

Yazarın Tüm Yazılarını Görmek İçin TIKLAYINIZ

Yazarın Tüm Yazılarını Görmek İçin TIKLAYINIZ

Lütfen Paylaş
 

Bu yazı yorumlara kapatılmıştır.