Güldâne nine 85’lik selvi boylu, oyalı yazmalı bir hanımefendi…bel fıtığı var, dizleri ağrır, tansiyon hastası, şeker hastası, kulaklar çok az işitiyor…bunlar duyduklarım, tabi o yaşta daha nice hastalıkları vardır bilmediğim !
Güldâne ninenin balkonu çiçek serası, sabah namazını edâ eder elinde suluğu, çiçeklerinin birini diğerinden ayırmaz, onlarla “yavrum”, “kuzum” diye diye konuşarak, sevgisini izhâr ederek sular, bir yandan da örselemeden elleriyle okşar…
Itır, rozet, aloe vera, sardunyalar, sebze fideleri ve daha niceleri…
Güldâne nine plastik bardaklara doldurur toprağı; biber, domates tohumlarını eker, sular, topraktan filizlenip çıkmalarını dört gözle bekler, azıcık boylandıklarında da apartman komşularına, ziyaretine gidenlere hediye eder…
★★★
Anadolu irfanı işte, o yaşta yatmak yok, köşeme çekileyim yok… üretmek, ürettiğini paylaşmak, hediyeleşmek var, cana ve canlıya hürmet var hizmet var…onlara kıymet vermek var.
Peygamber Efendimiz’in ağaç dikenler için ifâde buyurdukları hadîs-i şerîfleri şöyle:
“Kıyâmet kopuyor olsa ve birinizin elinde bir fide bulunsa, kıyâmet kopmadan onu dikebilirse bunu hemen yapsın !”
“Bir Müslüman herhangi bir ağaç veya bitki dikerse, ondan yenilen şey kendisi için sadakadır, ondan çalınan şey kendisi için sadakadır, yabânî hayvanların yediği şeyler sadakadır, kuşların yedikleri sadakadır, bir kişinin ondan alıp eksilttiği şey de kendisi için sadakadır.”
İşte bu ilke ile hareket etmeye çalışan, selvi boylu oyalı yazmalı Güldâne ninenin, o yaşında bile doğaya yaklaşımı mânidar değil mi !
★★★
Ozon tabakasını kloroflorokarbon salımı ile incelten, fosil yakıt kullanımı sebebiyle karbondioksit salımı ile atmosferdeki karbondioksit gazının doğal dengedeki miktarını değiştirip artırarak sera etkisi ile küresel ısınmaya, iklim değişikliğine, buzulların erimesine sebep olanlar yüzünden(1) oksijen kaynağımız(2) olan klorofilli canlıların, bu çevre kirliliğinden etkilenmesi söz konusu olmakta, bu durum, hayat için olmazsa olmaz oksijen üretimini de doğrudan yahut dolaylı etkilemektedir.
Unutmamalıyız ki, dünyamızda fotosentez yoluyla üretilen oksijenin büyük çoğunluğunu okyanus ve denizlerdeki planktonlar, daha az bir kısmını da karasal bitkiler üretir ve dolayısı ile soluduğumuz havadaki oksijen, planktonlardan ve otsu bitkiler ile ağaçlardan/ormanlardan geliyor…ve bir ağaçtaki bir tek yaprağın bir saatte ortalama 5 ml oksijen ürettiğini düşünürsek, her bir yeşil yaprağın önemini daha iyi kavrarız.
Bu bilgiler ışığında Güldâne ninelerin çevreci yaklaşımı ve gayretleri daha bir kayda değer…
Çevreyi kullanmakta har vurup harman savuran, havayı atık gazlar, denizleri evsel ve endüstriyel atıklarla kirleten/zehirleyen, toprağı ayrışmayan çöp ve kimyasallara doyuran insanlar yanında bir küçük balkonunu sera haline getirip yeşil bitkiler (süs bitkisi, sebze fidesi) üreten, aynı zamanda bu bitkilerin marifeti ile havadaki karbondioksiti çekip oksijen vermelerini sağlayan Güldâne ninenin ellerine sağlık, ömrüne bereket…
Bir solukluk oksijenin ne demek olduğunu yoğun bakımda yatmış hastalar çok iyi bilir…dünyanın hassas ekolojik dengesini bozmamak için gayret gösterip kıymetini bilenlere, çevreye karşı hassas davrananlara ne mutlu…
Çocuklarına iyi bir gelecek hazırlama gayreti içinde olanlar, keşke dünya ekosistemlerinin dengesini bozmamak için de aynı gayret ve hassasiyet üzere olsalar. Soluk almanın zor olduğu, suyu içilemez, denizinde yüzülemez, toprağı zehir yüklü yaşanamaz bir çevredeki statü, mal-mülk, para-pul neye yarayacak !
___________
(1)”İnsanların kendi elleriyle yapıp ettikleri yüzünden karada ve denizde düzen bozuldu; böylece Allah -dönüş yapsınlar diye- işlediklerinin bir kısmını onlara tattırıyor.”(Rûm sûresi, 41)
(2) Solunum sistemi iyi olan sağlıklı bir insan dakikada yaklaşık 16 kez nefes alır. Bu, bir günde yaklaşık 23.000 nefes, yılda 8.409.600 nefes, 70 yılda 588.672.000 nefes demektir.
Bu nefeslenmeler ile bir kişi günde 7.570 litre hava tüketiyor.
Solunan havanın yaklaşık yüzde 21’i oksijendir. Soluk verme ile dışarı atılan havanın içinde yaklaşık yüzde 15 oksijen vardır. Bu nedenle, her nefeste solunan havanın içindeki oksijenin yaklaşık yüzde 5’i tüketilir, yaklaşık yüzde 15’i ise verilen nefesle dışarı atılır, Bu durumda, bir insan günde yaklaşık 378 litre oksijen kullanır
Bir günde tüketilen hava dikkate alındığında, kaba bir hesapla yılda 2.763.000 litre, 70 yılda 193.413.000 litre hava solumak demektir. Oksijen hesabı yapılırsa yılda 137.970 litre, 70 yılda ise 9.657.900 litre oksijen tüketmektedir bir insan…
Prof.Dr.Suat KIYAK
Yazarın Tüm Yazılarını Görmek İçin TIKLAYINIZ
GÜNDEM
14 gün önceGENEL
21 Kasım 2024GÜNDEM
21 Kasım 2024GÜNDEM
21 Kasım 2024ELAZIĞ
21 Kasım 2024ULUSAL
21 Kasım 2024GÜNDEM
21 Kasım 2024