Doğu Türkistan, yer altı-yer üstü zenginlikleri, stratejik ve politik önemi, ekonomik yapısı gibi nedenlerden dolayı 71 yıldır işgal altında tutulmaktadır. İslam inancına sahip olan Uygur Türklerini, hem milli hem de dini anlamda tehlike gören Çin devleti bu nedenle işgalin ilk gününden beri Uygur halkını dini ve milli bağlarından koparmaya çalışıyor.
Doğu Türkistan’da yaşayan Uygur Türkleri dini inançlarını yaşamak için neredeyse işgalci Çin yönetiminden izin almaları gereken bir duruma geldiler.
Dün yaptığı zulümlere bugün yenilerini ekleyen işgalci Çin, tesettürlü Uygur kadınlarını okullara, hastanelere, devlet dairelerine, çalışma kurumlarına almıyor; camilerin etrafını askerlerle çevirerek psikolojik baskı oluşturuyor; düzenli namaz kılan ya da camiye giden Uygurları gözaltına alarak hapse atıyor.
Doğu Türkistan’ı Çinlileştirmek isteyen işgalci güçler, halkın önemli isimlerini, kahramanlarını, din bilginlerini ve önderlerini farklı zamanlarda düzenlediği suikastla şehit ederek, bağımsızlık bilinciyle mücadele eden Uygurların özgürlük ruhunu da öldürmeye çalışıyor.
Doğu Türkistan’da yaşayan tüm Uygurlar artık polisin gözünde potansiyel bir terörist konumunda bulunuyor.
Uluslararası arenada aldığı tüm tepkilere rağmen, baskı ve şiddete dayalı Doğu Türkistan politikasından bir türlü vazgeçmeyen Çin, bölgeden dışarıya haber ve görüntü sızmasını da engelliyor.
İnsan Hakları İzleme Örgütü tarafından 2013’te yayımlanan rapora göre, Çin’in bölgede yaygın bir ayrımcılık, dini faaliyetlere yönelik baskı ve artan bir kültürel ve etnik sindirme politikası uyguladığı ifade edilmiştir. Ancak Çin’in Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyindeki (BMGK) konumu, uluslararası politikadaki ekonomik ve siyasi gücü bu bölgede yaşanan zulümlerin görmezlikten gelinmesine sebep olmaktadır. Bu yaşanan zulümlerin bitirilmesi başta uluslararası örgütler olmak üzere uluslararası toplumun tamamının asli görevidir. Türkiye tarafından birçok uluslararası mecrada konu gündeme getirilmeye çalışılsa da bu çabalar yeterli olamamıştır. Bu bağlamda başta İslam İşbirliği Teşkilatı (İİT) olmak üzere bütün İslam dünyası üzerine düşen görevi biran önce hatırlamalı ve yerine getirmelidir, aksi takdirde sahipsiz görülen Doğu Türkistan’lı soydaş ve dindaşlarımızın yaşadığı zulüm artarak devam edecektir, bölgedeki son Müslüman Türk ölene kadar…
Birleşmiş Milletler’e (BM) göre 1 milyon civarında Müslüman Uygur Türkü Çin’in ‘eğitim merkezi’ olarak dünyaya lanse ettiği toplama kamplarında tutuluyor.
Bu soykırım ve Çin işkencesi ne zaman son bulacak bilinmiyor. Çünkü sağlıklı bir bilgi veya Çin yönetiminden net bir cevap almak imkansız ve yasak… Son olarak soydaşlarımız tarihte eşine az rastlanır bir şekilde dayanılmaz işkenceler, zulümlere boyun eğdirilip asimile ediliyor!!!!
Saygılarımla….
Yazarın Tüm Yazılarını Görmek İçin TIKLAYINIZ
GENEL
12 gün önceGÜNDEM
27 gün önceGÜNDEM
29 gün önceELAZIĞ
31 Ekim 2024ULUSAL
31 Ekim 2024GÜNDEM
31 Ekim 2024ELAZIĞ
31 Ekim 2024