Her gün televizyonlarda, radyolarda ve gazetelerde ateşli silahların neden olduğu ölüm ve yaralanma olayları duyuyor ve okuyoruz.

Sokak ortasında infaz edilenler, yaşanan tartışmalarda ölen ya da yaralananlar, düğünlerde maganda kurşunuyla vurulanlar, cinnet getirerek önüne geleni delik deşik edip sonra intihar edenler, hatta parkta oynayan çocuklara silahla ateş edenler…

Maalesef Ülkemizde bireysel silahlanma çok hızlı ve engellenemeyen bir şekilde artıyor. Bunun sonucu olarak ta meşhur yazarın “Duvarda asılı bir silah varsa sonunda mutlaka patlar” sözü doğrulanırcasına bu silahlarla işlenen cinayetlere ve yaralamalara şahit oluyoruz.

Hepsi birbirinden üzücü olan bu olaylara rağmen insanlar şuursuzca gerek ruhsatlı, gerekse ruhsata bile ihtiyaç duymadan internetten bir kaç tuşa basarak silah almaya devam ediyor.

İçişleri Bakanlığı tarafından düğün, nişan ve benzeri organizasyonlarda havaya ateş açılmasının yasaklandığının belirtildiği genelge yaklaşık iki ay önce tüm valiliklere gönderildi. Alınan karar çok yerinde… Fakat acaba yeterli mi? Silahların kullanılmasını yasaklamakla birlikte silahlanmanın önüne geçilmesi de gerekmiyor mu?

 

SİLAH ALMANIN ŞARTLARI NEDİR?

Peki, her aklına esene silah verilmesi doğru mu? Ayrıca silah edinmek bu kadar basit mi?

Kısaca gözden geçirelim… Ruhsatsız silahlar yasal olmayan yollarla ve internet üzerinden satılıyor… Peki, ruhsatlı silah almak ta bu kadar kolay mı?

Polis, asker gibi bir meslek gruplarına dâhil olmayanların silah taşıyabilmesi için “Silah Taşıma Ruhsatı” sadece evde bulundurmaları için ise “Silah Bulundurma Ruhsatı” almaları gerekiyor.

Silah taşıma ruhsatı, kişilerin mal varlığını ve can varlığını korumak için kişilere tanınmış olan bir hak.

​Silah ruhsatını; 21 yaşını bitirmiş, Fiziki (dâhiliye, ortopedi, göz, KBB, nöroloji) ve psikolojik yönden bir engeli bulunmayan, herhangi bir suç işlememiş, hapis cezası almamış, kısıtlı ve kamu hizmetinden yasaklı olmayanlar alabiliyor.

Görüldüğü üzere gerek ruhsatlı, gerek ruhsatsız silah sahibi olmak çok ta zor değil…

Maalesef silah almayı kafasına koyan herkes bunu bir şekilde yapıyor. Ardından da sözüm ona kendini koruma bahanesi ile alınan silahlarla başka insanların canına kast edilebiliyor.

Şimdi, silahlı kuvvetlerin, emniyet mensuplarının ve resmi görevlilerin silahlanması makul bir durumken, sivillerin bireysel olarak silahlanması neyin nesi anlamış değilim!

AV TÜFEKLERİNE DE DİKKAT!

Konumuz silahlanma ve ateşli silahlar iken av tüfeklerine de değinmeden geçemeyeceğim. Avcılığı spor olarak görmüyorum. Savunmasız hayvanların canına kast etmek asla bir spor dalı olamaz ve olmamalı. Bu sözde sporu yapanların kendilerine başka eğlenceler bulmaları gerektiğini belirterek sözüm ona avcılık sporu adı altında masum hayvanları öldürmek için alınan tüfekler ile de işlenen cinayet sayısının az olmadığını hatırlatmak isterim.

HEP BİRLİKTE KISA BİR SÜRE DÜŞÜNELİM…

Bir birey neden silah edinmek ister?

Silahın savunma ya da saldırı amacıyla bir gün kullanmayı düşünülerek satın alındığını düşünüyor muyuz?

Bireysel silahlanmanın toplumu cinayetlerle, ölümlerle, yaralamalarla sardığının farkında mıyız?

Devletimiz, bireysel silahlanmanın oluşturduğu tehlikenin farkında mı?

İlgililer, şiddet içeren filmlerin, televizyon dizilerinin, öldürmenin oyun kabul edildiği bilgisayar oyunlarının şiddeti arttırdığının farkında mı?

BU KARAMSAR SATIRLARI UZATMANIN ÂLEMİ YOK…

Bir insanın suç işlememiş olması ilerde işlemeyeceği anlamına gelmez. Ayrıca kişinin o an için yeterli olan fiziki ve psikolojik özelliklerinin bozulmadan aynı şekilde kalacağı garantisi de yok.

Sosyal hayat, medyanın yapısı ve eğitim altyapımız değişmediği takdirde, devlet ve toplum bilimciler konuya bir çözüm bulmadığı sürece, bu tür olaylara şahit olmamız maalesef kaçınılmaz.

Bu konuda sıkı denetimler yapılarak bir an evvel bireysel silahlanmanın önüne geçilmeli.  İnternet üzerinden yapılan satışlara kati bir çözüm bulunmalı. İnsanların öfkelerini kontrol edemedikleri ülkemizde sadece ruhsat verilirken değil verildikten sonra da bu kişilerin yeterlilikleri kontrol edilmeli ve özellikle ruhsal durumları belirli dönemlerde mutlaka raporlanmalı…

Ayrıca İnsanların gaddarlaşmasına sebep olan şiddet içeren filmlere ve dizilere, üçüncü sayfa haberlerine, bilgisayar oyunlarına, oyuncak silahlara kısacası şiddeti normalleştirmeye çalışan her türlü şeye bir son verilmeli.

Eğer bu konuda kalıcı bir çözüm bulunmazsa maalesef bu tür haberleri duymaya ve her an “Acaba etrafta bir maganda, bir psikopat, cinnet getiren biri var mı?” diye düşünmeye devam edeceğiz.

Yazarın Tüm Yazılarını Görmek İçin TIKLAYINIZ