26 Aralık 2021 Pazar
Başkan Alan ””23 Nisan, Milli İradeye Geçişin İlk Adımıdır”
100 Yıllık Bir Fotoğraftan İzmir’in Kurtuluşu’nun Elazığ’daki Yansımalarına Bakış
Ukrayna Üzerinden Derin Avrasyacı-Atlantikçi Çatışması
İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Dr. Cemil Tugay’ın Cücelere Verdiği Kafe Sözü Ne Oldu?
İngilizlerin Kıbrıs Tuzağı
ELAZIĞSPOR
Türklerin akın akın İslamiyete yönelmeleri İslam dünyasının yeni bir çağ ile buluşmasını sağlamıştır. Dokuz ve onuncu asırlar Arap dünyasının İslamiyetten yüz çevirdikleri, sınırlarının geriledikleri, bir sürü sapık mezhep ve fırkanın ortaya çıktığı dönemde Türkler Allah’ın izniyle bir kurtarıcı olarak yeniden tarih sahnesine çıkar. Kuran’da adı geçen ( Maide: 54 ) mucize gerçekleşir ve Türkler İslam’ın bayraktarlığını üstlenir.
Allah’ın, toparlanmamaları halinde; onların yerine bir başka kalbimi görevlendireceği uyarı ve ikazı sadece Maide: 54 ile sınırlı değildir. Keza Allah’u Teala aynı uyarı ve ikazları Tevbe 39, Hud 57, Mearic 40-41, , Muhammed 38 ve Fetih 16 ayetlerinde de buyurmuştur.
Türklerin Maide Süresi Ayet 54 ün muhatabı olması iddia ve düşüncesi takva sahibi olmalarındandır. Allah tarafından kendilerine İslamın bayraktarlığı görevinin verilmesi bizlerce savunulan bir ırki ve şövenist bir tavır değildir. Zira biraz aklı ve vicdanı olan hiç kimse ırkçılık yapmaz .
Arap dünyasının yozlaştığı bir zamanda Türklerin Allah tarafından görevlendirilmesinin tefsiri sadece Vani Mehmed Efendi, Ömer Nasuhi Bilmen, Saidi Nursi ve Seyyid Ahmet Arvasi ile sınırlı değildir, aynı tesbiti Elmalı Mehmet Hamdi Yazır, Celal Yıldırım, Osman Keskinoğlu gibi müfessirlerde yapmıştır.
Evet, Elmalı Hamdi Yazır’ın Hak Dini Kur’an Dili tefsirinde beyan ettiği gibi: “ Bu defa Allah Türkleri göndermiş, Arapların kadrini bilmeyip, zayi ettikleri devlet-i İslamı ele alarak İstanbul’a ve oradan kıtaat-ı arzın her tarafına yaymıştır. “
İşte bu hakikatlere rağmen hala Türkiye’yi bölmek ve parçalamak çaba ve gayretleri Hristiyanlara ve Yahudilere hizmet etmekten başka bir şey değildir yani ihanettir.
30 Ağustos Zafer kutlamalarında her yıl olduğu yine hata yapıldı. Anadolu’nun 1000 yıllık vatanımız olduğu ifade edildi. Bu tanı veya teşhis bir kez daha tarihimizi bilmediğimiz sonucunu ortaya koydu.
Tarih insanlarımızın gerçekleriyle bilmesi gereken , tabiatıyla okumayanların ve araştırmayanların harcı olmayan bir alandır .Netice olarak bu gibi insanların tarih mevzunda ahkam kesmeleri ,kurtların ağaçları yiyerek parçalamarı gibi millet tek kavramını etnik parçalara böler.
MÖ 2250 yılı; Mezopotamya’da kurulu Akkad devleti ile merkezi Hatuşaş (Çorum-Boğazköy) Hitit( Eti) devletinin savaşına sahne olan abidebir zamandır. Akkadlar 17 kral ile bir mücadeleye girer. Savaş Akkad kralı Naram- Sin tarafından Şartamhari ( kralın mücadelesi) metni olarak yazılmıştır. Günümüze 3 nüsha olarak gelen Şartamhari metninin bir nüshası Mısır Tel el Amarna’da, diğer ikisi ise Babil ve Hatuşaş’ta bulunmaktadır. Akkad istilasına direnen 17 Anadolu krallığından biride “ Türki Kral İlşu-Nail’de. (Türk devleti) 17 inci krallığın metindeki sıraya göre 15 inci sırada yer olmaktadır.
Yani Türklerin Anadolu’daki mevcudiyeti MÖ 2250 yoluna dayanır. Ve pek tabi 2250 yılının öncesi olan asırlar vardır. Anadolu’nun Türklerin 1000 yıllık vatanı söylemi yanlıştır.
Hülasa bu konuda Profösör Dr Ekrem Memiş gibi diğer tarihçilerde araştırmalar yaparak; bu gerçeği aydınlığa çıkarmalıdırlar.
Saygılarımla….
Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.