Konkordato ve İflaslar İkiye Katlandı: En Büyük Risk İnşaat Sektöründe!

2025’in ilk 6 ayında konkordato ve iflas başvurularında büyük artış yaşandı. Artan maliyetler, yüksek faizler ve nakit sıkışıklığı, şirketleri ekonomik darboğaza sürükledi. Yılın ilk yarısında konkordato talebinde bulunan firma sayısı geçtiğimiz yılın aynı dönemine göre iki katına çıkarken, en fazla etkilenen sektör inşaat oldu.

Konkordato Takip Platformu’nun verilerine göre yalnızca haziran ayında 541 şirket konkordato talebinde bulundu. Bunlardan 19’u iflas etti, 292’sine geçici mühlet, 132’sine ise kesin mühlet kararı verildi.

Yüzde 236’lık Artış: Kesin Mühlet Kararları Rekor Kırdı

2025 yılının ilk altı ayında:

Geçici mühlet verilen firma sayısı %108 artarak 1.259’a yükseldi (2024 aynı dönemi: 605),
Kesin mühlet kararı verilen firma sayısı %236 artışla 822 oldu,
İflas kararı verilen şirket sayısı ise %101 artarak 553’e ulaştı.

İnşaat Sektörü Krizin Merkezinde

Sektörel dağılıma göre en fazla konkordato talebinde bulunan sektör inşaat oldu.

Toplam 475 başvuruyla inşaat sektörü ilk sırada yer aldı.
İnşaatı, 298 başvuruyla tekstil ve 105 başvuruyla metal ürün imalatı takip etti.
Gıda, mobilya ve akaryakıt istasyonları da riskli sektörler arasında yer aldı.

2024 yılında konkordato başvurularında ilk sırayı tekstil sektörü alırken, 2025’te ipi göğüsleyen sektörün inşaat olması, ekonomideki yapısal sıkıntıların derinleştiğini gösteriyor.

Ekonomik Darboğaz En Çok Büyükşehirlerde Hissediliyor

Veriler, ekonomik sıkıntıların en çok büyükşehirlerde etkili olduğunu ortaya koydu.

İstanbul 1118 konkordato başvurusuyla ilk sırada yer aldı.
Onu Ankara (529) ve Kocaeli (206) takip etti.
İzmir, Bursa, Tekirdağ, Antalya, Denizli, Konya ve Balıkesir diğer dikkat çeken iller arasında yer aldı.

Uzmanlar Uyarıyor: Nakdi Denge Bozuldu, Kalıcı Çözüm Şart

Ekonomistler, konkordato başvurularındaki bu sert artışın, reel sektörün yaşadığı finansman krizinin ve durgunluğun açık göstergesi olduğunu belirtiyor. Girdi maliyetlerindeki yükseliş, krediye erişim zorlukları ve öngörülemeyen ekonomik ortam, özellikle inşaat ve üretim odaklı sektörleri iflasa sürüklüyor. Kalıcı çözümler için sektörel destekler ve finansal yeniden yapılandırma adımlarının ivedilikle atılması gerektiği vurgulanıyor.