Berberlik ve kuaförlük sadece saç kesmek ya da makyaj yapmakla sınırlı değil; her biri birer sanat dalı, sabır ve ustalık isteyen meslekler. Ancak bu mesleğin hakkını vermek için sadece el becerisi yetmez, bilgi ve sürekli eğitim şart.

Elazığ Berberler ve Kuaförler Odası, yıllardır bu gerçeğin farkında olarak, eğitim programları düzenliyor.

Ama “farkında olmak” yetiyor mu?

İşte asıl tartışılması gereken nokta burada.

7-8 Temmuz’da gerçekleşecek Elazığ Eğitim Gezi Programı, geçmişte olduğu gibi yine önemli isimleri ağırlayacak. Dünya Güzelleşiyor Genel Başkanı Abdullah Kızılay’dan saç kesim ustası Hüseyin Korkmaz’a, makyaj sanatçısı Esra Şen’den türban tasarım eğitmeni Muazzez Canpolat’a kadar geniş bir yelpaze var.

Bu isimlerin katkısı kuaförlerimizin ufkunu açar, şüphesiz.

Fakat sadece isimler ve içerikler yeterli mi?

Katılım ve pratik uygulama konusunda yıllardır aynı sorunlar hala devam ediyor.

Daha iyi planlama, daha etkili duyuru, daha fazla teşvik neden olmuyor?

Neden hâlâ zorlanıyorsunuz?

Her yıl programlar yapılıyor, ama duyurular zamanında ve etkili olmuyor nedense.

Katılımın artırılması için gerçekten ne yapılıyor?

Merak ediyorum açıkçası.

Birkaç kuru teşvik ya da cılız çağrı yeterli mi böylesi önemli bir konuda?

Üstelik, pratik uygulamalara yeterince zaman ayırılmaması, kursiyerlerin sahada başarılı olmasını engellemiyor mu sizce?

Teknik altyapı ve mekân sorunları ise cabası.

Oda yönetimi bu konuları görmezden mi geliyor? Yoksa “yeterince” öncelik verilmiyor mu?

Genç kuaför adayları, mesleği deneyimli ustalardan öğrenmeli, bilgi ve deneyim aktarımı sağlanmalı.

Bu şart.

Ancak bu iş, sadece birkaç eğitim programı ile çözülecek kadar basit değil. Sektörün çıtasını yükseltmek için eğitimlerin sürekliliği, çeşitliliği ve erişilebilirliği artırılmalı.

Bu noktada Elazığ Berberler ve Kuaförler Odası’nın üzerine düşeni yapması gerekiyor.

Sayın Nizamettin Türkoğlu’nun “Tüm meslektaşlarımızı aramızda görmek istiyoruz” çağrısı güzel, samimi ve değerli.

Ama bu çağrının karşılığını görmek istiyoruz.

Sadece sözde kalmamalı, meslektaş dayanışması gerçek anlamda hissedilmelidir. Yoksa eğitim programları, ne kadar kapsamlı olursa olsun, “beyhude çaba” olarak kalır.

Eğitim hamlesi elbette takdire şayan.

Ama geçmişteki aksaklıklar göz ardı edilmemeli, üzerine titrenmeli. Desteklemek, geliştirmek ve yaygınlaştırmak hepimizin görevi. Mesleki kaliteyi artırmanın yolu ancak bu şekilde açılır.

Unutmayalım ki, eğitimle gelişen meslek, hizmet kalitesini de yükseltir.

Elazığ Berberler ve Kuaförler Odası, bu süreçte samimi bir muhasebe yapmalı, eksiklere gözünü kapatmamalı. Meslektaşlarını eğitime teşvik etmenin yollarını çeşitlendirmeli. Sahada gerçek bir değişim ve gelişim istiyorsak, önce kendimize dürüst olmalıyız.

Umarım bu çağrı, sadece yazılı kalmaz; eyleme dönüşür.

Elazığ’daki bu programın başarılı geçmesini diliyor, bu yolda emek verenleri kutluyor, ama gelişim için biraz da “acı ama gerçek” yukarıda bahsettiğim konularda Elazığ Berberler ve Kuaförler Odası’nın üzerine düşeni yapması gerektiğini hatırlatıyorum.

Saygılarımla…