Yüksek enflasyon, artan girdi maliyetleri ve ekonomik durgunluk inşaat sektörünü derinden etkiliyor. Türkiye Bankalar Birliği Risk İzleme Merkezi verilerine göre, inşaat sektörünün bankalara olan toplam kredi borcu 1 trilyon 283 milyar 480 milyon TL’ye ulaştı. Bu borcun 62 milyar 673 milyon TL’si ise ödenemediği için tasfiye sürecine alındı.
Tasfiye edilecek kredilerin toplam kredilere oranı yüzde 4,9’a kadar çıkarken, sektörün karşı karşıya olduğu finansal baskı, sadece firmaları değil, on binlerce çalışanı da tehdit ediyor. Ekonomistler, bu tablonun iflasları tetikleyebileceği ve işsizlikte büyük bir sıçramaya yol açabileceği uyarısında bulunuyor.
Takipteki Alacak 462 Milyar TL’yi Aştı
Ekonomik darboğaz, sadece inşaat sektörüyle sınırlı değil. 2025 yılı Mayıs sonu itibarıyla, Türkiye genelinde bankalardan kullanılan toplam kredi tutarı 19 trilyon 44 milyar TL’ye yükselirken, takipteki alacaklar 462 milyar TL’yi aştı. Bireysel kredi borcunu ödeyemediği için yasal takibe düşen kişi sayısı 517 bin, kredi kartı borcu nedeniyle takibe alınan kişi sayısı ise 621 bin oldu.
Bireysel borçlulukta da tablo kaygı verici. Hâlihazırda kredi ve/veya kredi kartı borcu devam eden kişi sayısı 4 milyon 59 bin. Bunların 1 milyon 713 bini bireysel kredi, 1 milyon 710 bini ise bireysel kredi kartı borcunu ödeyemiyor.
İflaslar Zincirleme Etki Yaratabilir
Ekonomistler, özellikle tekstil ve inşaat gibi çok sayıda yan sektörü ve istihdam alanını besleyen sektörlerde yaşanacak iflasların, zincirleme bir işsizlik dalgasını beraberinde getireceği görüşünde. Yüksek faiz oranları ve azalan konut talebi, sektördeki nakit akışını yavaşlatırken, borçla borcu çevirmeye çalışan şirketler de giderek sıkışıyor.
Ekonomist Prof. Dr. Şenol Babuşcu sosyal medya hesabında yaptığı değerlendirmede, kredi kartı ve bireysel kredi borçlarının hızla arttığını, özellikle ödeme gücü düşük kesimlerin büyük bir risk altında olduğunu belirtti. Babuşcu, “Borcunu borçla dahi çeviremeyen kişi sayısı hızla artıyor. Bu durum sektörlerin yanı sıra bireyleri de ekonomik çöküşe sürüklüyor” ifadelerini kullandı.
Konut Kredilerinde Takip Oranı Düşük Kaldı
Olumsuz tabloya rağmen bireysel konut kredilerinde takip oranı yüzde 0,4 seviyesinde kalarak diğer kredi türlerine göre daha istikrarlı bir görünüm sergiledi. Ancak sektör temsilcileri, bu durumun da faiz artışları devam ederse sürdürülebilir olmayabileceği uyarısını yapıyor.
Ekonomik göstergelerin alarm verdiği bu dönemde, özellikle lokomotif sektörlerden biri olan inşaatta yaşanacak bir çöküş, Türkiye ekonomisi için ciddi yapısal sorunlara yol açabilir.