DOLAR

32,4995

0.15%
EURO

34,8131

0.23%
ALTIN(gr)

2.486,28

0,99%
BİST 100

9556.77

0,99%
height="132" />
Kadınlar yanıtladı: Hayat pahalılığı kadınları nasıl etkiledi?

Kadınlar yanıtladı: Hayat pahalılığı kadınları nasıl etkiledi?

ABONE OL
Şub 22, 2022 18:31
Kadınlar yanıtladı: Hayat pahalılığı kadınları nasıl etkiledi?
0

BEĞENDİM

ABONE OL

Elazığ Sürmanşet Haber Gazetesi olarak sokağa çıkıp kadınlarımıza sorduk. Hayat pahalılığı kadınları nasıl etkiledi? Yoksullaşma, hayat pahalılığı, soygun yine en çok kadınları vuruyor.

Tencereyi kaynatmak, evi ısıtmak, temizleyip paklamak, bütçeyi denkleştirmek, hanehalkını kamusal hayata hazırlamak, çocuklara bakmak gelir seviyesi düşüp hayat pahalılığı arttıkça daha da zorlaşıyor. Kadınlar sırtlarındaki artan yük ve içlerindeki sızıyla, aileleriyle birlikte yaşamaya değil hayatta kalmaya çalışıyorlar.

İşte aldığımız cevaplardan bir kaçı;

‘Bulaşıkları elde yıkıyorum, çamaşır makinesi haftada bir çalışıyor’

“Bulaşıkları elimde yıkıyorum, çamaşır makinesini haftada bir defa açıyorum. 21. yüzyıldayız, millet ayda hayat buldu, biz bu yamyamlar yüzünden evde karanlıkta oturuyoruz. 7 yaşındaki kızım anne telefon şarj olduysa şarjı prizde unutma, faturalar çok gelmesin diyor!” Zeynep Bolat /40 Yaşında / Ev emekçisi /

Her kış bizim için zor geçer, ama bu kış diğerlerini arattı’

“Ben evde el emeği örgüler yaparak ev ekonomisine katkıda bulunmaya çalışıyorum. 44 yaşına ve 2 çocuk annesiyim. Her kış bizim için zor geçer, ama bu kış diğerlerini arattı. 10 gün önce doğalgaz faturamız geldi. Akşam eşim gelince gösterdim. Sesini iyice yükselterek “1000 liralık fatura nasıl gelir? Ben işe gidince kombiyi mi yükseltiyorsun? Ben bunu ödeyemem sen nasıl bu faturayı bu kadar yükseltebilirsin?” gibi laflarla beni suçladı. 10 gündür konuşmuyoruz evde, iki yabancı gibi davranıyoruz. Devletin sorumsuzluğundan ötürü benim evimde huzur kalmadı.” Melek/ 40 Yaşında / Ev emekçisi /

“Zaten kalitesi düşük bir yaşam biçimi dayatmışlardı, şimdi onu da elimizden aldılar.” Sebahat, 45 Yaşında

‘Ne kadar azalacak denemesi yaptık daha fazla fatura geldi’

“Biz de bir süredir fırın bulaşık makinesi falan kullanmıyoruz. Hatta geçtiğimiz aylarda çok fazla tost makinesi kullandık bir ay kullanmayalım acaba ne kadar azalacak denemesi yaptık daha fazla fatura geldi, annem diyor ki biz kullanmıyoruz acaba bizim elektriği kim kullanıyor…” Badem /42, İşsiz,

‘Fırın, ütü bulaşık makinesini zaten hiç kullanamıyoruz’

“Bizim apartman merkezi sistem ve bu ay iki kat aidat aldılar, toplam 1200 lira sadece ısınmaya ödedik. Bu yüzden de yiyeceğimizden ve ekstra başka masraflardan kısmak zorunda kaldım. Bunun dışında haftada bir ya da en fazla iki kere çamaşır makinesini çalıştırıyorum artık. Fırın, ütü bulaşık makinesini zaten hiç kullanamıyoruz, ona rağmen 300 lira elektrik faturası geldi.” Büşra / 25, İşsiz

‘Ütüyü, fırını, hayatımızdan çıkardık’

“Evimiz iki cepheden güneş aldığı için gündüz kombiyi kapatıyorum, ütüyü, fırını, hayatımızdan çıkardık, belediye ekmeği almaya başladık, kitapları daha yavaş okuyorum bitmesin diye, tane hesabı meyve sebze alımına başladık, mecbur kalmadıkça dışarıdan yemek yemeyi bıraktık, kedimizin mama kalitesini düşürdük, eşimle birlikte ek iş yapmaya başladık, oğlum okulunu dondurdu işe başladı, sosyal hayatımızı bıraktık, şimdi bakınca biz yaşamayı bıraktık nerdeyse. Yasemin / 45, Sağlık Emekçisi

‘Bıkkınlık var içimizde ve başka bir işleyiş, başka bir sistem ihtiyacı içindeyiz’

“Artan elektrik ve doğalgaz faturaları sonrası en temel ihtiyaçların çocukların sohbet konusu olduğunu görmek beni çok üzüyor. Anne ve babaların maalesef tek konuşabildiği bu şimdi. Üşüyen, düzgün beslenemeyen ve kafamızda hesaplar yapmaktan yorgun halde sağlık kurumlarının kapısını çalıyoruz çoğu zaman Covid-19 telaşıyla. Büyük bir ticarethaneye dönmüş bir ülkede, fahiş fiyatlarla sürekli kazıklanan bir müşteri olduğumu hissediyorum. Üstelik başka elektrik, doğalgaz kaynağım yok ve buna mecbur bırakılıyor olduğum için de mahkum psikolojisi içine çekiştiriliyorum günden güne.”Buna mecbur değiliz!” diye birbirimize hatırlatmamız gerekiyor sık sık. Çünkü sürekli buna mecbur olduğumuzu, sanki tüm bunlar doğanın kanunuymuşçasına bize yutturmaya çalışanlar var. Geçici ve iki gün raf ömrü olan çözümlerin fayda getirmeyeceğini görüyoruz. Bıkkınlık var içimizde ve başka bir işleyiş, başka bir sistem ihtiyacı içindeyiz.” Dilara, 32, Psikolog

‘Yiyecek alamıyorum, iki aydır pazara gidemiyorum’

“Çok zor durumdayım. Aldığım emekli aylığının yarısı kiraya, diğer yarısı da faturalara gidiyor. Yiyecek alamıyorum, iki aydır pazara gidemiyorum. Düzenli olarak bir beslenmem yok. Yaşlıyım ve çaresizlik hat safhaya ulaştı. Elzem ihtiyacım olan hiçbir şeyi alamıyorum. Soğukta oturuyorum. Akşam elektrik yakmıyorum. Kombiyi kapatıp tek bir odada az da olsa ısınmaya çalışıyorum. Akşamları TV çalıştırmıyorum. Yeteri kadar beslenemediğim için sağlık sorunlarım çok fazlalaştı” Aliye Durmaz /72 Yaşında / Emekli

‘Sağlık ve kişisel bakım ürünleri, ped almakta zorlanıyoruz’

“Ev kirası ile elektrik ve doğalgaz faturalarına çalışmaya başladık. Lüksü geçtim zaruri ihtiyaçlarımızı –sağlık ve kişisel bakım ürünleri, ped gibi- almakta zorlanıyoruz, hatta alamıyoruz. Hayatımız çalışarak geçiyordu, şu an yine çalışıp her şeyden kısıp, daha da çok çalışmaya mahkûm edildik. Hayat kalitemiz düştü, çocuklarımıza ayıracağımız vaktimiz kalmadı. Sadece iki odanın peteklerini açıp, tek odanın ışığını yakarak başka elektrikli hiçbir şey kullanmadan geçiriyoruz akşamları. Çocuğum benimle aynı odada derslerini yapıyor.” Betül Öncel /41 Yaşında /Rölyef el sanatları eğitmeni

‘Kendime ait bir harcama yapmıyorum, dışarı çıkmak bile lüks oldu’

“Asgari ücretle çalışıyorum, eşim yok ve iki tane okula giden çocuğumla yaşıyorum. Aldığım ücretin çok büyük bir kısmını ev kirasına veriyorum, yüklü gelen faturalardan sonra çok önemli bölümünü de faturalara. Faturalara çalışır oldum. 850 TL doğalgaz 400 lira elektrik faturam geldi. Mesleğim aşçı olduğu için bu pahalılıkta işverenle her gün masraflar konusunda tartışır, mobbinge uğrar oldum. Beni müsriflikle suçlamalarına boyun eğmek zorunda kalıyorum, çalışmak zorundayım çünkü.Kendime ait bir harcama yapmıyorum kıyafet özel ihtiyaç gibi, zaten bu dönemde dışarı çıkmak bile lüks oldu. Tek düşündüğüm çocuklarım, onların beslenmelerine verebilmek için zorunlu olan peynir ve yumurta gibi gıdaları alıyorum sadece. Meyve yiyemedi çocuklarım aylardır. Makarna pilav gibi gıdalarla besleniyoruz. Kısacak sadece boğazımız kaldı onu yapıyoruz.” Dudu Ünal / 46 yaşında / Aşçı

‘Oradan kıs, buradan kıs derken insan olduğumu unuttum’

“Olumlu bir cevap veremeyeceğim, üzgünüm. Hayatımızda ekonomik açıdan olumlu giden hiçbir şey yok. Bir kadın olarak zaten yüküm ağırdı. Birçok mücadelem vardı. Şimdi sistematik bir biçimde üçün beşin hesabını yapar oldum. Oradan kıs, buradan kıs derken insan olduğumu unuttum. Hiçbir sosyal hayatımız  yok artık, çocuklarla karın tokluğuna yaşıyoruz. Veresiye defterine beni mahkûm kılan şu sisteme şu düzene lanet olsun. Zaten aldığımız şeyler ortadaydı. Makarnayı bile çocuklara çok gördüler, fiyatlar uçuyor. Burada bir söz vardır “ineğimiz, davarımız iki tavuktur” diye. Artık ineğimiz, davarımız iki tavuk bile değil. Ben bu zamlardan sonra eti ve tavuğu çocuklarımın  hayatından çıkardım. Bu raddeye getirenlerin sarayları saltanatları yıkılsın. İnsanca yaşamayı bize çok görenlere yazıklar olsun.  Zorluklarla başa çıkmanın çaresi veresiye defteri olmuş. Bu düzen değişmeli, sosyalizmden aşağısı bizi kurtarmaz.” Ruken ERTAŞ / 31 Yaşında / Ev emekçisi / 4 çocuk annesi

‘Saat 10’dan sonra elektrik daha ucuzmuş diye makinanın başında uyukluyorum bekliyorum’

“İki örnek vereyim, duydum ki akşam saat 10’dan sonra elektrik daha ucuzmuş, çamaşırı gece yıkıyor, makinada kalıp kırışmasın bide ütü gerekmesin diye makinanın başında uyukluyorum bekliyorum, bulaşığı da, mümkün mertebe az su ile elde yıkıyorum. Çocuk okutabilmek için ev işlerine gidiyorum, çok yoruldum diye işi bırakmayı düşünüyordum, ama şimdi daha çok iş arıyorum, daha çok gitmeye başladım.” Medine / 48 Yaşında /Temizlik işçisi

‘Almıyoruz, yemiyoruz, giymiyoruz, durum bu’

“Hayat çok pahalı; alım gücümüz çok düştü. Zengin daha çok zengin oldu; bizim gibi eskiden orta sınıf olan vatandaşlar fakirleşti. Orta sınıf kalmadı; açlık sınırı 5000 TL. Sadece karnımızı doyurabiliyoruz. Geçen ay aldığım bebek bezinin 100 adeti 90 TL iken, bu ay 120 TL oldu. Yanlış anlaşılmasın pahalı markalar değil, BİM’in ne idüğü belirsiz bezlerini kullanıyoruz bebeklerimize; onu da zar zor alıyoruz. Sözde bir gecede düşürülen dolar sayesinde fiyatlar düşecekken, bu ay iyice yükseldi her şey. Almıyoruz, yemiyoruz, giymiyoruz, durum bu.” Emine / Ev Emekçisi

‘Kahvaltıdan peyniri bile çıkardık’

“Hayat pahalılığı, raflardaki fiyatlar bizi eksik yaşamaya zorluyor. Zamlardan önceki hayatımız bile eksikken şimdi yaşadığımız koşullar bize önceki eksikliği aratır oldu. Öyle ki, kahvaltıdan peyniri bile çıkardık. İnsanca yaşamak en doğal hakkımızken açlıkla sınanıyoruz.” Sevgi / İşsiz

‘Sebze ve et yemeklerini yapmıyorum artık’

“Hayat pahalılığı bizi öyle etkiledi ki, sebze ve et yemeklerini yapmıyorum artık. Daha az doğalgaz kullanıp iki günlük yemek çıksın diye kuru bakliyat yemekleri yapıyorum. Eşimin fatura tutarını sürekli başıma kakmasından bıktım; o evde yokken çamaşır yıkıyorum ve gece geç saatlerde tabi ki. Elektrik faturası daha az gelir mantığıyla bulaşık makinesini haftada bir kullanıyorum artık.” Derya / Sağlık Emekçisi

‘Güzel olanı görmeye çalışarak, baş ediyorum tüm zorluklarla’

“Herkesle aynı durumdayım. Faturalar almış başını gidiyor. Son gelen faturaları elime aldığımda “Daha ne kadar kısayım ki” diye düşündüm. En zorlandığım şey, zorunlu alışveriş için çarşıya, pazara çıktığımda, hiçbir şey almak istemiyorum. Öylece yürüyüş yapıp, dönesim var ama mümkün mü, zorunluluklarımız var. Alışveriş yaparken, en çok da empati kuruyor oluşum zorluyor. Çok daha zor durumda olan insanları düşünürken buluyorum kendimi… Alışveriş, eğitim, sağlık, ev giderleri vb… Nasıl başa çıkıyorum peki bu kadar zorlayıcıyken her şey! Bazen uzak duruyorum, bazen yakın, bazen kendimi tam da orta yerinde. Ama eninde sonunda hep dayanışarak rahatlıyorum. Psikolojimizi korumaya çalışmak, sağlam durmak, belki çok zordaysak yardım istemek gerek. Hayatın güzelliklerini görmeye çalışarak, bahçedeki incir ağacının tomurcuklarını beklemek, sokaktaki kediyle köpekle konuşarak, yanımızda eşimize, çocuğumuza sarılarak. Güzel olanı görmeye çalışarak, baş ediyorum tüm zorluklarla. Umudu içimde biriktirerek.” Başak/ Öğretmen

‘Psikolojimiz bozuldu; yetişmeye çalışıyoruz, yetişemiyoruz’

“Psikolojimiz bozuldu; yetişmeye çalışıyoruz, yetişemiyoruz. Ütüyü hayatımdan çıkardım. Doğalgazı gündüz kapatıyorum gece açıyorum, açmaya çalışıyorum. Fırın bitti. Evi her gün süpürüyordum onu bıraktım. Şarjdakileri çektim. Hangi birini söyleyeyim? Bir tane patlıcan 6 lira, bir tane. Üç kişiyiz. Üç kişiye bir patlıcan yeter mi? Bir kalıp peynir 90 lira. Hangi tarafından bakacaksın, ne diyeceksin? Üst-başı geçtik. Zaten faturalar, elektrik, doğalgaz bizi mahvetti gitti. Ha bu arada, internet de çok pahalı. Evde internet olması gerekiyor, eğitimde olan bir kızım olduğu için. Ona bile 110 lira ödüyorum.”  Selma /Emekli Öğretmen

‘Çocuklara kek yapacaktım elektrik parası yüzünden fırını açamıyorum’

“Anne baba olarak kahvaltıda yumurta yiyemiyoruz artık çocuklara anca alabiliyoruz. Çocuklara kek yapacaktım elektrik parası yüzünden fırını açamıyorum, yapamadım.” Berda

‘Artık bir şeyler yapılmalı, bu soygunlara son verilmeli’

“Hayat zor, biz emeklilere daha da zor. Emekli olunca ne hayaller kurup hayata geçirmeye çalışırken şimdi geçim derdine düştük. Elektrik faturalarını görünce elektrikli cihazları kullanmaz oldum, fırın, su ısıtma cihazı vs. duş almaya korkar oldum. Işıkları zaten açmıyorum. Dolayısıyla akşam yapabileceğim kitap okumak, el işi aktivitelerim aksadı, kısacası düzenli yaşam kalitem bozuldu. Dolayısıyla psikolojim bozuldu. Haliyle birtakım hastalıkları gergin ve öfkeli olduğum işin tetikliyor tansiyon vs. gibi. 40 yıl devlete hizmet edip vergilerini verip huzurlu bir emeklilik hayal ederken bu faturalar özellikle de elektrik faturalarında ki artışlar insanları çileden çıkardı. Artık bir şeyler yapılmalı, bu soygunlara son verilmeli.” Semra Özdemir/ 60 Yaşında / Emekli hemşire / Esat KDK

‘Ders çalışırken odanın ışığını açmayıp telefon fenerini ya da masa lambasını kullanıyorum’

“Bizim evimizde sadece tek odaya yerleştirilen doğalgaz sistemi var, yalnızca oturma odası sıcak oluyor ama çok sesli olduğu için orada herhangi bir şey çalışamıyorum. Kendi odamda battaniyeyle çalışıyorum genelde, malum elektrik de temel bir hakken artık resmen lükse girdiği için ders çalışırken vs. odanın ışığını açmayıp telefon fenerini ya da masa lambasını kullanıyorum.” Dılba Yoltay –  Öğrenci

‘Burslar hiçbir şeye yetmiyor’

“Hayat pahalılığı bizi en temel ihtiyacımızlar bile ertelemeye itti. Geçenlerde bir arkadaşım tedavi olarak kullandığı doğum kontrol hapını alamadığı için bir ayda iki defa regl olduğunu anlattı, korkunç gerçekten. Yemek için yemekhane bir tercih değil mecburiyet halini aldı. Hayat pahalılığı yüzünden başka bir arkadaşım çalışmak zorunda kaldığını ve final haftasında dahi işe gitmek zorunda kaldığını anlattı. Ben ne gibi zorluklar yaşıyoruma gelirsek eğer hep indirim takip etmeye çalışıyorum. Geçen senelerde ailemden para almadan yasabiliyorken bu sene bu imkânsız bir hale geldi. Burslar hiçbir şeye yetmiyor. Bir tiyatroya, sinemaya gitmek için hayatımın hiçbir evresinde bu kadar düşünmemiştim” Naciye, 22, Öğrenci,

‘Faturalar çok yüksek geldi, ay sonu gelmeden yine cepler boş kalacak’

“Biz tekstil işçilerinin en büyük sorunu hayat pahalılığı. Yapılan cüzi zamlar her bölüme farklı yansıtıldı, sadece ses çıkaranlara zamlar yapıyorlar. Sessiz çoğunluğun emekli çalışan olduğunu düşünürsek ben bunun dışındayım ve ben de tepki gösterdim. İş yerinde eksik elemanlarla günde 16 saat sürekli çalışmak, boyahanede ise haftalık 2 gün zorunlu izin ile yapılan zam eritiyor. Yani ücretler asgari tutarın altında kalıyor, maaşı ve sigortayı primini eksik yatıyorlar. Her bölümün sıkıntıları farklı ama ortak sorunumuz geçinemiyor oluşumuz. Faturalar çok yüksek geldi, ay sonu gelmeden yine cepler boş kalacak.” Sevgi Başboğa/Tekstil İşçisi

‘Kocam defol git annenin evine ben bakamıyorum sana diyor’

“Eşim işsiz. Evimiz kira. 3 küçük  çocuğumuz var.  Karınlarını doyuramıyoruz. Eşimin ailesi bize yardım ediyor. Ancak gelen elektrik faturası, artan kiralar ailemizde huzur bırakmadı. Kocam defol git annenin evine ben bakamıyorum sana diyor. 3 küçük çocuğu bırakacak kimsem olmadığı için çalışamıyorum. Hayatta artık hiçbir umudum kalmadı. Kader, 43 yaşında

‘Tacize uğramanın verdiği korkuyla çalışamaz hale geldim’

“Hem öğrenci hem de bir kadın olarak hayatımı aileme yük olmadan idame ettirmeye çalışıyorum ve bu süreçte hâlihazırda birçok sorunla karşılaşıyorum. Hayat pahalılığının da eklenmesiyle her şey daha da zorlaştı. Bu zorluklarla hem eğitim alırken hem de tam zamanlı işlerde çalışarak mücadele etmek zorundayım. Geleceğimle bugün karnımı doyurmak arasında seçim yapmak zorunda bırakılıyorum. Herhangi bir işte bir genç kadın olarak kendimden yaşça büyük iş sahipleri ve müşteriler de dâhil olmak üzere birçok erkeğin  tacizine uğramanın verdiği korkuyla çalışamaz hale geldim. Zor durumda olan ailemin kıt kanaat geliriyle okul döneminde geçinmeye çalışıyorum.” Esra 22, Öğrenci

 

 

Bu yazı yorumlara kapatılmıştır.

Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.