height="132" />
Dr.Cihan Telo, “Uyku apnesi, demir eksikliği, diyabet ve tütün kullanımı işitme kaybına neden olabilmektedir”

Dr.Cihan Telo, “Uyku apnesi, demir eksikliği, diyabet ve tütün kullanımı işitme kaybına neden olabilmektedir”

ABONE OL
Oca 25, 2022 18:54
Dr.Cihan Telo, “Uyku apnesi, demir eksikliği, diyabet ve tütün kullanımı işitme kaybına neden olabilmektedir”
0

BEĞENDİM

ABONE OL

 Her yaştan herkesi etkileyebilen işitme kayıpları, kalıtım, yaşlanma, hastalık gibi pek çok farklı nedene bağlı olarak ortaya çıkabiliyor. Bir ya da iki kulakta hafif ya da daha ileri derecede görülebilen kayıplar kişinin sosyal hayatını da ciddi derecede etkileyerek farklı zorluklara neden olabiliyor. İşitme kaybının az bilinen nedenlerini açıklayan Kulak Burun Boğaz Hastalıkları uzmanı Dr. Cihan Tello, “Uyku apnesi, demir eksikliği, diyabet ve tütün kullanımı işitme kaybına neden olabilmektedir” dedi.

Kulak Burun Boğaz Hastalıkları uzmanı Dr. Cihan Telo, konjenital, infeksiyöz, gürültüye maruz kalmaya bağlı, yaşa bağlı, travmatik ve bağışıklık aracılı nedenler gibi bazı risk faktörlerinin yanında farklı hastalıkların da işitme kaybına etken olabileceğini aktardı.

UYKU APNESİ KULAKTAKİ HAVA AKIŞINI ENGELLEYEBİLİYOR

Uzm. Dr.Telo uyku apnesi ve işitme kaybı arasındaki bağlantının farklı çalışmalarla gösterildiğini söyleyerek, “En yaygın görülen obstrüktif uyku apnesinde kişinin hava yolunun etrafındaki kaslar ve dokular gevşediği için nefes almada zorluk yaşanır. Dolayısıyla hasta gece çok yoğun horlama ve nefes darlığı nedeniyle sık sık uykudan uyanır. Uyku apnesi sadece bitkinliğe yol açmakla kalmayıp kalbi yorduğu ve kalp hastalığı riskini artırdığı için tedavi edilmesi gereken önemli bir sorundur” bilgilerini verdi.

Uyku apnesinin işitme kaybıyla doğrudan ilişkili olup olmadığı kesin olarak ortaya konmasa da ilişkinin varlığının bilindiğini söyleyen Dr. Telo, “Kulaklar da sağlıklı çalışabilmek için sağlıklı bir kan akışına ihtiyaç duyar. İç kulaktaki hassas işitme organımız olan koklea aralıklı olarak oksijensiz kalması sonucu hasar görebilir. Başka bazı mekanizmaların da olduğu düşünülmekle birlikte uyku apnesi işte bu kan akışını bozduğu için işitme sorununa neden olabiliyor. Hipertansiyon, kalp damar hastalığı, kalp ritim bozukluğu, kalp yetmezliği, inme ve ani ölüm dahil olmak üzere çok sayıda kardiyovasküler durumla ilişkilendirilmiş olan uyku apnesi işitme kaybı için de bir risk faktörü olabilir ve mutlaka tedavi edilmelidir” diye konuştu.

Yetişkinlerin yaklaşık yüzde 15’inde görülebilen işitme kaybının yaşamın her on yılında arttığını ve 65 yaşından büyük yetişkinlerin yüzde 40 ila yüzde 66’sını ve 85 yaşından büyüklerin yüzde 80’ini etkilediğini hatırlatan Dr. Telo, “Erişkin işitme kaybının erken başlangıcı için risk faktörleri arasında hipertansiyon, diyabet ve tütün kullanımı sayılabilir” dedi.

Demir eksikliği ve işitme kaybı arasındaki ilişkiyi Pennsylvania Eyalet Üniversitesi Tıp Fakültesi’nde gerçekleştirilen bir araştırmayla açıklayan Dr. Telo şu bilgileri verdi:

“Araştırmacılar, 21 ile 90 yaşları arasındaki 305 bin 339 yetişkinin tıbbi kayıtları incelenerek yapılan araştırmada, özellikle düşük demir seviyelerine neden olan yaygın bir anemi türü için, anemi ve işitme kaybının bağlantılı olduğu gösterilmiş. Bu veriler ışığında demir eksikliği sorunu olanlarda olmayanlara göre yaklaşık 2 kat daha fazla işitme kaybı olduğu saptanmış.”

İŞİTME KAYBI OLANLAR ANEMİ AÇISINDAN DA DEĞERLENDİRİLMELİ

Demirin kan hücrelerinin akciğerlerden vücuda oksijen taşımasına yardımcı olduğunu hatırlatan Dr. Telo, “İç kulağın normal şekilde çalışması için oksijen açısından zengin, sağlıklı bir kan akımına ihtiyacı vardır. Her ne kadar araştırmacılar tarafından demirin iç kulaktaki rolü net olarak belirlenmemiş olsa da bu bölgeye kan akışının olmayışı kanlanma eksikliği anlamına gelir.

İç kulakta, sesi elektriksel uyarılara çevirmekle ilgili duyusal tüy hücrelerinin sağlığı için de oksijen gereklidir. Dolayısıyla demir eksikliği anemisinin erken teşhisi ve tedavisinin işitme kaybı olan yetişkinlerin genel sağlık durumunu olumlu etkileyip etkilemeyeceği henüz tam olarak bilinmemekle birlikte bu tür bir sorunu olanların işitme duyusunu kontrol ettirmesinde ve yine işitme problemleri yaşayanların da anemi açısından değerlendirilmesinde yarar var” dedi.

 Kulaklıkla Müzik Dinlerken Dikkat Edin!

Müzik dinlemek ve video izlemek için kulaklık kullanmanın sağlığa zararlı olup olmadığını bir kez daha düşünmek gerekiyor.Telo, sesin şiddeti ve süresinin işitme sorunları açısından büyük önem taşıdığını belirterek, kulaklıkla yüksek sesle müzik dinlenmenin olumsuz etkileri hakkında bilgi verdi.

Ses şiddetini ve dinleme süresini aşıyorsanız işitme kaybı yaşayabilirsiniz

Yüksek sesle müzik dinlemek amacıyla kulaklık kullanılması, erken yaşlarda işitme kaybı için bir risk faktörü olabilmektedir. Kullanıcıların bu riski en aza indirebilmesi için bazı önlemler alması gerekmektedir. Yapılan araştırmalar, 85 desibel şiddetindeki seslere 8 saatten fazla maruz kalınmasının kulak sağlığına zararlı olduğunu göstermektedir. Bu süreler 88 desibel için 4 saat, 91 desibel için 2 saat ve 100 desibel için 15 dakika şeklinde örneklendirilebilir. Taşınabilir müzik dinleme cihazlarının maksimum ses seviyeleri 120 desibel ses düzeyinin üzerine çıkabilmektedir. Bazı araştırmalarda, kulaklıkla 1 saat süreyle yüksek seviyelerde müzik dinleyen çocuklarda yapılan işitme testlerinde 5-10 desibel geçici işitme kayıpları gözlendiği belirtilmektedir.

Ses şiddeti azaltılmalıdır

 Bir dizi viral enfeksiyonların da işitme kaybına neden olabildiğini hatırlatan Doç. Dr. Telo, “Bu virüslerin neden olduğu işitme kaybı, doğuştan veya edinilmiş, tek taraflı veya iki taraflı olabilir. Bazı viral enfeksiyonlar, doğrudan iç kulak yapılarına zarar verebilir, diğerleri, daha sonra bu hasara neden olan inflamatuar yanıtları indükleyerek işitme kaybına yol açabilir. Kabakulak, en sık okul çağı ve adolesan yaş grubunda görülmekle birlikte yetişkin çağda da görülebilen bir infeksiyondur ve işitme kaybıyla ilişkilidir” ifadelerini kullandı.

Daha çok çocukluk çağında görülen bu enfeksiyon hastalığının da işitme kaybına yol açtığına dair çalışmaların bulunduğunu söyleyen Telo, “Araştırmalara göre, kabakulak sorunu yaşayanların sadece yüzde 1-4’ünde işitme sorunuyla karşılaşılıyor. Oldukça bulaşıcı olduğu bilinen bu hastalığın kulak içinde bulunan kokleaya zarar vermesi sonucu işitme kaybının yaşandığı düşünülüyor. Nadir bir komplikasyon olan geçici yüksek frekans işitme kaybının yüzde 4 oranında görülebildiği ve tek taraflı kalıcı işitme kaybının ise yaklaşık 20 bin vakada bir olduğu bildiriliyor. Öncelikle hastalıktan korunmak ve çocukluk çağında aşılanmak önlem anlamında yapılacakların başında geliyor” açıklamasında bulundu.

Bu yazı yorumlara kapatılmıştır.

Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.