Biyoğrafi tarzı yazmakta kaderimiz midir nedir bilinmez ama takipçisi olduğum, sevdiğim ve de en önemlisi saygı duyduğum kişiler hakkında olur olmaz ithamlarla davalar açılması, saçma sapan iddialarla onlar hakkında tutuklama kararları çıkartılması, bu iddiaları ortaya atanların sanki kendileri sütten çıkmış ak kaşıklar gibi topluma lanse edilmeye çalışılması beni bu tip biyografik araştırmalar yapmaya sürükleyecek gibi görünüyor bir müddet.
Hatırlarsanız önce Hüseyin Nihal ATSIZ’ı kaleme almıştık. Bazılarının gözünde IRKÇI diye lanse edilen ATSIZ’ı. Ardından Ozan ARİF dedik. Her ne kadar şimdilerde siyasal anlamda kendisini ülkücülerin sözüm ona “Bilge Lideri” imiş gibi lanse eden, kazık çaktığı koltuğundan inmek bir yana dursun bir dönem “ Yedi sülalesinden bile hesap sormazsam namerdim” dediği şahsın kanatları arasında kendisine yer edinerek o koltuğu daha da sağlamlaştırdığını zannedip siyaset sahnesinden silinmemek için çırpınan Zat-ı Muhterem’in ele geçirdiği partisinin kapısından bile sokmadığı, hatta vefat ettiğinde bir taziye mesajı bile yayınlamadığı Ozan ARİF’i kaleme aldık. Son olarak ta Heybetin Diğer Adı: Yusuf Ziya ARPACIK’ı yazdık. Yine aynı nedenlerden ötürü…
Şimdi de Semih Tufan GÜLALTAY diyeceğiz. Ve yine aynı nedenlerden ötürü.
Tarihçi-Yazar Semih Tufan Güllaltay bilindiği üzere YouTube video kanalında Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı hedef gösterip hakaret içeren sözler kullandığı iddiasıyla İstanbul’da Güvenlik Şube Müdürlüğü ekiplerince gözaltına alınmış, Gülaltay emniyetteki işlemlerinin ardından çıkarıldığı mahkemece tutuklanarak Maltepe Cezaevi’ne gönderilmişti. Semih Turan Gülaltay telekonferans ile katıldığı ilk mahkemesinde tahliye oldu.
Ne yapmıştı peki Gülaltay?
ANAYASAL Eleştiri Hakkını kullandığı İçin CEZAEVİNE gönderilmişti.
Yüce Türk Adaleti vermiş olduğu tahliye kararı ile büyük bir yanlıştan dönerek üzerindeki şaibeden kurtulmuştur diye düşünüyorum.
Bu gün burada “BEN DEVLETİMİ HAÇLI RUHUNA YARGILATMAM” diyerek tarihe geçen Semih Tufan Gülaltay’ı elimden geldiğince sizlere anlatmaya çalışacağım.
1968 KARS Doğumlu olan Semih Tufan Gülaltay Anadolu Türk Beyliği Dodurga Boyu Hakanı Tufan Bey’in torunudur.
Küçük yaşlarda ailesi ile birlikte İstanbul’a taşınan Gülaltay, üstün başarılarla geçen ilk ve orta öğreniminden sonra eğitim için gittiği İngiltere’den; gençlik döneminde kendini gösteren Kutlu İlminin rahatsız ettiği çevrelerce öğrenimini tamamlamadan sınır dışı ediliyor. 80’li yılların son çeyreğinde geldiği Türkiye’de, oldukça varlıklı bir aileye mensup olmasına rağmen, akranları eğlenirken O; başka bir işi yokmuş gibi; tüm vaktini Türk Tarihi üzerine Kronolojik, Etimolojik, Felsefe ve Araştırmalar yaparak geçiriyor. Ardından Ziya GÖKALP in yarım kalan “10 bin yıllık Türk Tarihi Araştırmasını” 90’lı yıllarda yayınlan “Tanrı’nın Türkleri” İsimli üç ciltlik eseri ile tamamlıyor.
Günümüzde mevcut birçok siyasi ve ünlü ismin; o dönem kendisine “Hoca Efendi” diye hitap edip elini eteğini öptüğü şahıs hakkında 1998 yılında yazmış olduğu “FETTULLAH MÜSLÜMAN’MI? isimli kitabı ile ASRIN İHANETİNİ ifşa eden Gülaltay bunun karşılığı olarak ta ülkenin İdari yapılarını ele geçiren emperyal uşak masonik tertiplerin kurduğu kumpaslar ile uzun yıllar sürecek cezaevi hayatı ile tanışıyor. Tam tamına 77 yıl hapis cezası alıyor. “PARDON” denilerek tahliye olduğu 10 yılın 7.5 yılını hücrelerde geçiriyor.
Tutukluluk günlerini dahi değerlendirerek yakın tarihten geleceğe Emperyalist Misyoner Projeleri yerle bir eden, Ortadoğu ve Batı Avrupa’da, hatta dünya milletleri üzerinde, Akademik çevrelerde deprem etkisi yaratan “Gregoryen Türkler” ve “Kürtlerin Gizli Tarihi” isimli Kitapları Yayınlanıyor.
Ergenekon Kumpası mağduru anlı-şanlı komutanlar ve sahte kahramanlar, tahliye olduktan sonra Avrupa İnsan Hakları Mahkemelerinde Türkiye Cumhuriyet’inden milyonlarca liralık tazminat davaları kazanırken O; “BEN DEVLETİMİ HAÇLI RUHUNA YARGILATMAM” diyerek tarihe geçiyor.
Hayatı boyunca Faşizm ile mücadele eden Gülaltay; bu gün halen daha “Masonik Medya Marifeti” ile kamuoyuna adeta “Mafyöz Irkçı” olarak servis ediliyor. Zaten okuma alışkanlığı olmayan Türk Kamuoyu ise bu anlatılan saçmalıklara inanmakla meşgul oluyor. O ise ülke içerisinde bulunan tüm ihanet unsurlarını ifşa ederek Türkiye Cumhuriyeti’nin geleceğine ipotek koymaya cürret edenlere tek başına meydan okumakla meşgul…
İSTİKLAL HAKKA TAPANLARIN HAKKIDIR.
Saygılarımla…
Yazarın Tüm Yazılarını Görmek İçin TIKLAYINIZ
ULUSAL
2 gün önceGÜNDEM
4 gün önceGÜNDEM
8 gün önceULUSAL
9 gün önceULUSAL
10 gün önceULUSAL
15 gün önceGÜNDEM
15 Aralık 2024Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.