Geçimimi sağlayacak kadar kazancım var. (Onu da zar zor kazanıyorum zaten) Zaten fazlasını da istemem. Hiçbir zaman para hırsım da olmadı şimdiye kadar. Hayatımda sıfır kilometre bir araba kullanmadım hiç bir zaman dersem galiba bu konuya daha somut bir örnek olur. Eşim çalışmıyor. Ama başta da söylediğim gibi hiç bir zaman para hırsımız olmadı. Şaşalı yaşamlardan uzak mütevazı bir hayatımız var ve öyle de kalacak.

Tabi ki bu ülkede yaşanan ekonomik zorlukları bizde hissediyoruz ve yaşıyoruz. Asgari ücretle bu ülkede insanlar nasıl geçiniyor bunu sorgulamak lazım aslında. Hatta daha da ileri gidiyorum onlardan birisini Maliye Bakanı yapmak lazım aslında bu ülkeye. Çünkü bana göre en iyi ekonomist bu insanlardır.

Bugünkü siyaseti tek kelimeyle çok çirkin buluyorum. Siyasetten de siyasetçiden de insanlar artık uzaklaşıyor. Siyasetçilerin ilkeli davranmadığı kanaati halk arasında yaygınlaşıyor. Ekonomik açıdan da ülke çok kötü durumda, yani insanlar dünü arar oldu. Ecevit hükümeti daha iyiydi diyenlere bile rastladım son günlerde. Bu da bizlere bu günümüzün dünden daha iyi olmadığını gösteriyor. Halkta umut giderek azalıyor.

Sorunların çözümü için hükümetlerin ciddi mali politikaları olmalıdır. Mali işler milli politikalar haline getirilmelidir. Her başınız sıkıştığında elinizi halkın cebine sokarsanız istikrar görmeniz mümkün değildir. 16 yıldır günü kurtarayım mantığıyla kısa vadede karlı ama uzun vadede zararlı işler yaparsanız. Milli servet namına ne varsa taşa toprağa gömerek her yere beton bloklar dikerseniz. Yanlış tarım politikalarıyla çiftçiyi öldürürseniz, Saman, mercimek, patates gibi ürünleri dahi ithal etmek zorunda kalırsanız. Halkı kırsalda bir hayat sürmeye sevk etmek yerine, kontrolsüz şehirleşmeyle kentlere doldurursanız. Sanayiyi yalnızca montaj üzerine kurgularsanız.  Elektronik beynini, motorunu dışarıdan getirip, demirden oluşan kapısını, kulpunu, kaportasını monte eden bir anlayışta olup, çıkıp birde sanayi gelişti diye utanmadan haykırırsanız. Yanlış dış politikalarla devasa ekonomik ek maliyetler doğurursanız, birileri de gelir sırf havayla dolu balonunu patlatır.

Ekonomi, üretim, ithalat, ihracat, enflasyon, faiz, kredi kartı, ticaret, alış-veriş işlerinin tartışmasız en büyük mağduru her zaman olduğu gibi zavallı olan vatandaştır.

Vatandaş, bütün bunların arasında tokat manyağı olmuş, pinpon topuna dönmüştür.

El insaf; biber 12 TL, domates 9 TL.

Suçu, kabahati kimde arıyorsunuz!!

Bütün ürünlerin fiyatında maalesef kontrol kaybolmuş, kim kime ,dumduma..

Bizler ekonominin bu gün kötü değil berbat hatta batak olduğunu söylemeyi ve aslında herkesin ayan beyan gördüğü bu gerçek karşısında çözüm bulma gayretinde olmayı üzerimize borç biliyoruz…

Burada sıkıntı ekonominin dışarıdan müdahaleye açık hale getirilmesi.

Peki, bu kimin suçu?

Salt çıkar ekonomisi, israf ve tüketim ekonomisi üzerine kurulu iseniz o da oynar, bu da oynar, şu da oynar.

15 yıldır liberal ekonomik politikalarla ülkeyi tamamen serbest piyasa ekonomisine açıp genel olarak piyasayı bunun üzerine kurgularsanız, halkı kapitalistlerin eline teslim edip, kim kimi ezerse anlayışıyla ülkeyi yönetirseniz. Kapital sistemin ağa babası da gelir koca ülkeyi ezer geçer.

Hülyalarla, hamasetle, tehditlerle gerçeklerin üstünü örterek bir yere varamayız.

Yarın bu topraklarda yiyecek bir lokma ekmeğe muhtaç konuma gelebilir, birbirimizin yüzüne dahi bakamayacak noktaya gelebiliriz.

Bizlere düşen açık düşmanımızdan ziyade aramızdaki ahmakları bulup biran önce onlardan kurtulmaktır, daha sonrasında ise aynı hataları yapmamaktır.

Saygılarımla…

Yazarın Tüm Yazılarını Görmek İçin TIKLAYINIZ